Kıymetli dostlar! Siyaset arenası öyle bit girdaptır ki, önce büyülü perde sunar önünüze. Bu büyülü perdenin ışıl ışıl görüntüsü bir noktadan sonra matlaşır, soluklaşır. Çünkü büyüsü kaybolur.
Bugün 6'lı masanın düştüğü durum gibi. Büyük umutlarla, yeni heyecanlarla kurulan bu ittifak, son kertede karışıklığın, hezeyanın içinde buldu kendini. Toplumun problemlerine cevap bulabilme şiarıyla yola çıkan 6'lı masa, bugün itibarıyla kendi problemlerine cevap arama yoluna girdi.
Kendi içlerinde yaşanan zıtlık ve tezatlık, millet nazarında puan kaybına sebebiyet vererek, güven problemini ortaya çıkardı.
Kendi içlerinde yaşanan cumhurbaşkanlığı aday meselesi hala gizemini korumakta, çeşitli tartışmalar artarak devam etmekte.
Kimileri Mansur Yavaş'ın aday olmasını, kimileri İmamoğlu'nu, kimileri de kendinin yada kendilerinin belirlediği bir ismin aday olmasını istiyor.
Bunun yanısıra aday meselesinde çeşitli beklentiler de söz konusu. Örneğin millet ittifakında bulunan bir parti A şahsının aday olabilmesi için gerekli desteği, bir veya birkaç bakanlık verilmesi halinde mümkün olacağını ifade etmesi de, aslında problemin ne derece büyük olduğunu gösteriyor.
Parlementer sistemine geçiş vaadi, toplum nazarında hiçbir şey ifade etmiyor.
Bugün iktidarın bir çok atılım ve icraatleri konusundaki eleştiriler, milletimiz açısından olumsuz reaksiyonlar da veriyor.
Yerli aracımız TOGG'dan tutun da, Yeni İş yerim, yeni evim projesinden, sanayi savunmasına kadar hükumutimiz ciddi başarılara imza attı. Bu projeleri eleştirmek ne kadar akıllıca?
*****
Milletimiz geçmişten bugüne, başkanlık sistemine kadar koalisyon hükumetlerini görmüş, istikrarsızlığın, ekonomi zayıflığını, başarısızlığın her halini yaşamış.
Heykelden öteye gidemeyen zihniyetin vizyonunu çok da önemsememek gerektiğini vurgulayabilirim. Ki milletimiz artık önemsemiyor.
İşte bu yüzden toplumumuza herhangi bir geçerli vaadi olmayan, milletimizin oylarını alabilecek bir tutum sergileyemeyen 6'lı masa kaybetmeye mahkumdur, kaybedecektir.
PKK ile arasına mesafe koyamayan HDP'nin tehditlerine boyun eğen bir muhalefete sahibiz. Bugün itibarıyla HDP'ye bakanlık verileceği söylentisi çıkmışken, bu söylentinin gerçekliğini HDP de ifade ediyorkenBu durum toplumumuzun temel dinamiklerini görmezden gelmek demek değil midir?
2 şubat 2022 yılında yazmış olduğumuz köşe yazımızda bugünü öngördüğümüz yazımızı paylaşıyorum:
"Kendi aralarındaki anlaşmazlıklar, kavgalar sebebiyle toplumu, halkı unutacaklar. Hadise bu kadar basit. Peki ülkeyi yönetebilecek basiret var mı?"
Bugün görüyoruz ki, adaylık çıkmazı içinde oluşları, çeşitli konulardaki anlaşmazlıklar ayyuka çıktığını artık müşahede ediyoruz.
Defaatle buradan yazdık, çizdik, söyledik. Söylemeye de devam edeceğiz. Bu masanın ömrü o kadar uzun değil. Her birinin farklı ideolojiye sahip olduğu bir grubun ayakta kalabilmesi zordur. Çıkarlar, istekler, beklentiler hep başka başkadır.
Bu isteklerin sonu gelmeyeceği gibi, kargaşaya da sebebiyet verecektir.
Bugün kendi seçmenleri, parti ve liderlerine inanmak istese de artık inanamıyor. Çünkü 6'lı masa güven vermiyor.
Hala parlamenter sisteme dönüş, 'Ben başbakan olacağım' ifadeleri, toplum nezdinde bir karşılığı yok.
Amerika'ya gitmeniz de hiçbir şey ifade etmeyecektir. Gerçi şu süreçte toplum hala Amerkada'ki kayıp 8 saatin cevabını istiyor.
Cevapları ise hamburger. Demek ki Kılıçdaroğlu 6'lı masaya hamburger ısmarladı. Onlar da yediler, Afiyet olsun.
Ama millet bunu yemez.
Satır arası bizden olsun. Selam ve dua ile…