Muhalefet altın vuruş yapmak istiyor

Ömer Kocabaş

Hükümetin koronavirüs günlerini mümkün olduğunca iyi bir şekilde yönetmesi, gündemde başka mevzuların yer alamamasından dolayı muhalefet cephesi bir anda ortaya karışık bir gündem oluşturmanın derdine düştü. 90’lı yıllarda bıraktığımızı sandığımız laiklik, Alevilik tartışmalarının yanına eşcinselliği de eklediler baktılar yetmiyor üstü kapalı darbe tehdidinde bile bulundular. Bu saçmalıkların kendi seçme kitlesinin büyük bir kısmında karşılık bulması ise yaşanılan sosyolojik zehirlenmenin bir başka göstergesi oldu.

Ana muhalefet cephesi evde fazla vakit geçirince anlaşılan eski defterleri karıştırmış, bizim dön dolaş aynı tartışmaları yapmamızı istiyor. Önce diyanetin fetvası üzerinden laiklik, özgürlük ve son dönemin kullanışlı kavramı olan nefret dili, nefret söylemi kavramını yeniden gündeme taşıdılar. Ankara barosunun asistini gol yapmak istediler ama pozisyon en başından ofsayttı. Resmen milletin sabrını test ediyorlar. Ramazan ayında Diyanet İşleri Başkanı’nın amiyane tabirle kellesini istediler. Şimdi dön dolaş muhalefete laiklik tanımını yeniden öğretip, laik olması gerekenin devlet olduğunu, insanların laik olamayacağını, aynı şekilde din konusunda taraf olan diyanetinde laik olmasının mümkün olmadığını uzun uzun anlatmaya gerek yok. Bal gibi biliyorlar ama ortalığı karıştırmak için saf ayağına yatıyorlar.

Eşcinsellere elbette tercihlerinden dolayı saygı duyarız. Diğer insanlarla eşit görmekteyiz. Lakin tıpkı feminist hareket gibi eşcinsellerde son yıllarda eşitlikten ziyade üstünlük peşine düştüler. Kimse kusura bakmasın yaşam tarzlarını doğru buluyoruz demedik, sadece saygı duyuyoruz. Bu yüzden reklam yapıp yaşam şekillerinin normalmiş gibi gösterip, özellikle gençlerin akıllarını bulandırmalarına izin veremeyiz. Bu yıl yeni bir şey icat edip 23 Nisan vesilesiyle eşcinsel çocuklarında olduğunu yumurtladılar. Tabi ki konunun uzmanlar bunun mümkün olmadığını, cinsel kimliğin ergenlikle birlikte oluşmaya başladığını falan söylediler ama elbette bu tayfanın umurunda olmadı. Muhalefetin bu eşcinsel derneğe sahip çıkmasına ise şaşırmadık. Çünkü onlar için bir şeyin tarafı olmaları için o şeyin hükümetin karşısında olması yeterlidir.

Gelelim diyanetin nefret söyleminde bulunup, nefret suçu işlemesine. Eğer siz meselelere hep tersten bakarsanız diyanetin sürekli nefret suçu işlediğini görürsünüz. Çünkü diyanetin işi nefret söyleminde bulunmaktır(!) Diyanet içki haramdır diyerek ülkemizdeki içki içenlere, faiz haramdır diyerek, yatırımını faizle yapanlara, zina haramdır diyerek, evlenmeden birlikte yaşayanlara karşı nefret söyleminde bulunur. Burada eğer siz dini kendinize muhatap olarak görüyorsanız bu kurallara uyarsınız ya da istediğiniz gibi yaşarsınız. Muhalefetin sözcüsü olduğu kitle ise biz hem bu yasakları çiğneyelim hem de diyanet sesini çıkarmasın diyor. Böyle bir şey maalesef mümkün değil. Ülkemiz onların deyimiyle laik bir ülke olduğu için diyanetin söylemleri tavsiye niteliğindedir. Diyanetin görevi dinin emrettiği şekilde insanları yönlendirmektir. Bu durumun işlerine gelip gelmemesi ise umurumuzda bile değil.

Muhalefetimiz son yıllarda yanlışlarını yalanla örtüp, üste çıkma konusunda önemli bir başarıya ulaştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Aleviliği sanki farklı bir dinmiş gibi gösteren bir kitapçık hazırladı. Doğal olarak da tepki gördü. Muhalefet ise hemen üste çıkmak için Devlet Bahçeli’nin eşcinsellik konusunda Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmayız açıklamasını başka yere çekti. Neymiş efendim Sivas oteli yangınından önce Sivas’taki bir yerel gazete Müslüman mahallesinde salyangoz satıyorlar diye haber yapmış, yangını da bu haberi okuyup da gaza gelenler çıkarmış. Bahçeli bu deyimi nasıl kullanabilirmiş, Aleviler rencide olmuş. Şimdi ne alaka dediğinizi duyar gibiyim. Sırf bir yerel gazete bu deyimi kullandı diye yüz yıllardır kullanılan deyim hem de başka bir alanda, Alevilikle hiç ilgisi yokken de kullanılamayacak mı? Mantık aramayın çünkü muhalefet mantık kavramından uzaklaşalı çok oldu…

İstanbul Büyükşehir Belediyesi eş başkanı gibi takılan hanımefendinin darbe imasının ise şakası yoktur. Yetkililer bir an önce gerekeni yapmalıdır. Darbe bizim ülkemizde şakası bile yapılamayacak bir kavramdır. Son denemenin üzerinden daha dört yıl bile geçmemişken kimsenin şov yapmasına müsaade edilmemeli.

Muhalefet cephesi baktı söylemleri virüs günlerinde yeterince karşılık bulmuyor zihinlerde altın vuruş yapmanın derdine düştüler. Umarız bu altın vuruş insanlar üzerinde değil parti içinde etkili olur da bir kısım zehirli dilliden kurtulmuş oluruz.