Uğur Mumcu cinayetini kime yıkacaklarını şaşırdılar.
Yok yok şaşırmadılar. Günün konjonktürü kimi gerektiriyorsa hep onlara yıktılar.
Bir kesimde -ki aynı hep aynı kesim- her iddianın üstüne büyük sevinç çığlıklarıyla atladı.
Önce İslamcılara yıktılar çünkü o gün işlerine o geliyordu. Buna inanmaya hazır yığınlar sorgulamadan sokaklara döküldü. Suikastın onların işi olmadığının ortaya çıkması bile durdurmadı onları. Gel zaman git zaman değişti fail. Gün geldi İran oldu, Ergenekon oldu, Gladio oldu… Bugün de Mehmet Ağar ismi için mutlular. Sormadan, sorgulamadan…
Ki bize ne? Kim suçluysa çeksin elbet cezasını. Ama atlamayın öyle her iddiaya. Öncekilerin hepsi elinizde kaldı çünkü…
…
Sedat Peker’in videolarından bahsediyorum. ‘Mafya babasının iddialarına mı inanacağız’ diyen en azılı solcunun bile ‘bir umut’ paçasına yapıştığı youtube videolarından…
Yazan, yöneten, oynayan; aynı kişi
Hepsi enteresan… Doğru mu? değil mi? Hepsi birer birer ortaya çıkacaktır. Hiçbir şey muallakta bırakmayacaktır devlet kimsenin şüphesi olmasın…
Ama bir haberin doğru olup olmadığı noktasında herkesin bir yöntemi vardır kendince. Benim de bazı kriterlerim var…
Komplo teorisyeni değilim ama hiçbir olayı da birbirinden bağımsız değerlendirecek kadar saf değilim.
ABD Başkanı Biden’in ‘Türkiye’de iktidarı indirmek için muhalefet ile işbirliği yapacağız’ açıklamasından bu yana korkuyorum.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun Aralık ayında yaptığı ‘TBMM’den geçecek bir sonraki bütçe halkın bütçesi olacak” açıklaması tuzu biberi oldu.
Ardından gelen Boğaziçi eylemleri…
Sonrasında 103 Amiralin bildirisi…
Daha sonra bir savcının ve Anadolu Ajansında çalışan muhabirin intihar eylemleri…
Şimdi de Sedat Peker videoları…
Millet ittifakının ortamı germe çalışmaları ve Cumhurbaşkanı adayları bile olmadan seçim ısrarı…
Üniversite, TSK, Adalet, Medya, Mafya, Siyaset…
Sanırım sırada Türkiye’yi uluslararası arenada zor durumda bırakacak şeyler var. Sedat Peker’in açıklamaları o yönde evrilmezse başkaları tarafından ortaya atılacak gibi görünüyor.
Velhasıl-ı kelam bu yaz aylarına her zamankinden daha çok dikkat gerek.
…
N’OLDU ŞİMDİ FİLİSTİN’DE…
Ateşkes değil gerçekten n’oldu.
250 kişi şehit düştü İslam toprağına. Evler, caddeler, sokaklar yıkıldı. Çocuklar yetim kaldı. Ana babalar çocuklarını kaybetti. Şimdi Filistinliler bir sonraki Siyonist saldırıya kadar yıkılan evlerini tamir edecekler. Yeniden hayata tutunmaya çalışacaklar.
İsrail, hava savunma sistemindeki eksikliklerini görmüş oldu. Nerede hata yaptığını öğrendi. Bir çok ülkeden daha güçlü destek aldı. Bundan sonra daha dikkatli olması için gereken önlemler hakkında fikir edindi vs…
N’oldu şimdi; Şeyh Cerrah’ta geri adım mı atacaklar. Yerleşimciler işgal ettikleri yerlerden geri mi çekilecek. ‘Ben bu evi almazsam başkası gelir alır’ diyen o gerizekalı Siyonist verdi mi evi gerçek sahibine. Mescid-i Aksa, Kudüs, Filistin özgür mü oldu. Olmadılarsa da 250 kişi ölmeden ya da Gazze yıkılmadan önce olmayıp da şimdi olan kazancımız ne?
Sahiden ne oldu Filistin’de şimdi.
Bunu bilemiyorum ama Türkiye ve İran’da şu oldu;
Mezhepçilik yüzünden gözleri kör olanlar yine kaybetti…