MODELİNİZ NASIL OLSUN?

Sıtkı Yonca

                Kibar adam modeliniz olsun ister misiniz? Peki zarif adama ne dersiniz? O halde eğitilmiş adamlarımız var! Şık adam mesela? Öyleyse hoş  adam verelim size .Esprili adamı seçme hakkınız da vardır.

                Hayır hayır ironi yapmıyorum. Mizah kültüründen de fazla nasibim yoktur. Batı Edebiyatında  yıllarca tartışılan ‘’eğitimde nasıl bir insanı modelleyelim’’ sorusuna verilen cevapların ana başlıklarını vermeye çalıştım.

                Kibar adam, başkalarını mutlu etmek  gibi zor bir görev üstlenen adamdır mesela. Sürekli bir disiplinle kendisini eğittiği iddiasındadır. İyi bir otokontrol uzmanıymış(Nasılsa?..) Baronların bir altında ki zümre kibar adamdır kısacası.

                Zarif adam, insanın ancak onur ve haysiyetiyle gurur duyabileceğini söyler. Kibar adamın disipliner davranışından hareketle bütün meziyetlere sahip olunabileceğini göstermeye çalışır .

                Şık adam, dış dünyamızda ki estetik değerleri keşfetmeyi  tavsiye ediyordu.

                Edebiyat tarihçisine göre  hoş adam bedenle ruhun ahenkli birleşiminden doğan bir yüceliği sembolize ediyordu, tabiki Hristiyan olmak şartıyla.

                Hoş adam olmak için esprili adam da olmak zorundasınız.

                Güzel hoş da, bu kadar kişilik çeşidine rağmen Batı aydını hala mutsuzdur.

                 Neden acaba?

                 Modellerde yanlışlık olduğu, artık kuru nasihat etmenin gerilerde kaldığı, devlet dinine gerek olmadığı tespiti de kendilerine ait.

                Akıl, ‘’yeni nesillere yeni  bir din  kurmayı öğütlüyordu.’’ ‘’Şöyle yumuşak, neşeli, rahat, korkusuz bir din!’’ ‘’Tanrı yaratıkları idare etmiyordu artık. Çünkü yaratıklar bunu kendileri yapıyordu.’’

                Akıl dini de, kendilerini  yönetmeye kafi gelmedi galiba..

                 Öyleyse  arayışa devam.

                 Şimdi ki araştırma konusu ideal adam. Mutluluktan vaz mı geçeceğiz yani? Hayır ama ideal  adamı bulursak mutluluğu da bulmuş olmaz mıyız?

                 Öyleyse önce ideal adamı tanımlamalı. ‘’Parlak bir zekaya, sağlam ve yanılmaz bir muhakemeye, ateşli bir ruha sahip olmak’’ yetmez ‘’ihtiraslarla yanıp tutuşan, mağrur, kibirli, tahakkümcü, sadık ve fedakar, bir aziz kadar keramete ehil insandır ideal adam.’’ Aristokrat mı yani? Neyse?

                Zaten çok geçmez; ideal adamı da kovarlar sahneden.

                Sebep:

                 ’’ Neymiş o şiddetli çatışmalar öyle; komutanları  taçlandırmalar falan. Barbarlığa kahramanlık diyorlar. İhanet, gazap, haksızlık, savaş ganimetleri...’’ Bayle için bütün ‘’bunlar delilik ’’  Fontenelle’e göre de‘ ’Savaşanlar, işlerini cesaretle yapar ama çok azı kafasını kullanır.’’

                Sıra burjuva adama gelmişti ama tüccar adam, filozof adam gibi modellerimiz de olduğu için onlar, sütun daralması nedeniyle ayrı bir yazıyı gerektirir.

                Bu şeref yoksunu (şeref kavramından nefret ettikleri için gönülleri hoş olsun diye bu tamlamayı kullandık.)Batı aydınına yukarıda aradığınız ama bulamadığınız  şeref, asalet, adalet, kibarlık, zarafet, incelik, şefkat, merhamet, yiğitlik, mertlik, vefa, fedakarlık, cömertlik, edep, önderlik, liderlik, yöneticilik ve aşk gibi ulvi değerlerin hepsini şahsında toplayan bir model söylesem bana inanır mısınız desem bir anlamı yok. Yine de söyleyelim; bu vasıfların hepsi Hz.Muhammed(S.A.V)de mevcuttur dolaşıp durmayın demek adına. Selamlar.