“İnsan, en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır.” der yazar Jim Rohn.
Yakın çevremizdeki insanların görüş ve fikirlerinin zamanla bizi etkileyip ele geçirdiğinden bahseder. Bu durumun bilimsel dayanakları da vardır. Bilim insanları yayınladıkları birçok makalede bununla ilgili açıklamalar yapmışlardır.
Psikolokların yaptığı çalışmalarla, aynı toplulukta yer alan insanların zamanla birbirlerine benzemeye başladıkları ortaya çıkmıştır. Çünkü beyin, kendisine gelen bilgiler konusunda seçici davranmaz ve gelen bilgiyi işlemeye koyar.
Yani beynimiz etrafında çok fazla vakit geçirdiği diğer beyinlere yavaş yavaş senkronize olur. Etrafımızdaki insanların söylediği ve yaptığı şeyler bir süre sonra bize normal gelmeye başlar ve biz farkına varmadan bilinçaltına kaydedilmiş olur. Böylece zihin yapımızın şekillenmesine çevremizdeki insanlar etki etmiş olur.
İnsan hem etkilenen hemde etkileyen bir varlıktır. Öte yandan insanın ne olduğu çevresinden anlaşılır. İnsan kiminle arkadaşlık ederse ondan etkilenir, huy kapar. Arkadaşının düşüncelerine, alışkanlıklarına eğilim duyar. En yakınlarının huyunu alır ve artık onun gibi davranmaya başlar. Atalarımız “Üzüm üzüme baka baka kararır” , “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” sözlerini boşuna söylememiştir.
Bunun için hayatımıza alacağımız insanları iyi seçmeliyiz. En yakınımızdaki insanlar erdem sahibi kimseler olursa, yükseldikçe bizi yukarıya çekecektir. “Misin yanına giden mis kokar” misalindeki gibi, güzel kokularını ister istemez üzerimize bulaştırırlar.
Aynı şey tam tersi olan insanlar için de geçerlidir. Mesela çevresi çok dedikoducu olan bir insanın dedikodu yapma eğilimi ister istemez artar. Yahut çok karamsar ve negatif kimselerle birlikte olan kişiler, bir süre sonra aynı ruh haline bürünürler. Nasıl ki bir kasa içine çürük bir meyve koymak, hepsinin çürümesine sebep olursa, yanlış kimseler de çevresine aynı etkiyi gösterir.
Bu hususta dinimiz de bizi , doğru kimselerle yakınlık kurmaya teşvik etmiş, yanlış kimseler hususunda uyarmıştır. Peygamber efendimiz (sav): “İyi arkadaş, güzel koku satan gibidir. Sana koku sürmese de, yanında bulunduğun müddetçe güzel kokusundan faydalanırsın. Kötü arkadaş, demirci körüğü gibidir. Üflenince, ateş kıvılcımları seni yakmazsa da, kokusu seni rahatsız eder.” Buyurmuştur.
Bu hususta İmam Gazali ise şöyle demiştir: “Hırslı olan kimseyle oturmak ve birlikte olmak hırsı harekete geçirir. Zühd sahibi olan kimseyle oturup birlikte olmak dünyada kişiyi zühd sahibi yapar. Çünkü karakter benzeme ve yolundan gitmeyle yoğrulmuştur.”
Sonuç olarak kişinin, dininde, ahlakında, işinde, sosyal yaşantısında ihtiyatlı olması için kiminle dostluk ettiğine dikkat etmesi gerekir. Çünkü yakın çevre kişinin halinin düzelmesinde ve bozulmasındaki en önemli etkenlerdendir vesselam.