Şehirler solumuştuk buram buram yeşil kokan. Bahçemiz vardı gökkuşağına inat
Renkler ülkesinde dererdik Güllerimizi...
Koparamazdık Nergisleri ...
Uçsuz bucaksız hayallere dalardık betonsuz Düşlerimizde
Ama şimdi
Yalan oldu....Beton oldu taş oldu dünyamız ....
Cumhuriyet’in ilânından beri yaşadığımız şehirler hızla tertipleşti sonra
Betondan yapılmış kareler ve dikdörtgenler kapladı ufukları.
Şehirler benzedi birbirine... beton ve geometri kardeş oldu...
Çatısı açılan evler sundular dünyamıza yıldızları yalan ettiler.
Sonra Anadolu’nun her yeri birbirine benzedi. Yaralar aldı bahçeler. Planlar kopya oldu....
Evet, Türkiye’nin sorunu değil belki Batının ayak oyunları sahte demokrasisi ve serbest piyasası mimarları da tertipleştirdi. Çokbilmiş mimarlar kutu gibi binalar dikti...
Peki, Çareyi mi soruyorsunuz?
Çare? Binalara değil de mimara, yani insana odaklanmak olabilir; yani eşyayı ve sureti değil İnsan’ı merkeze almak olabilir ...
Bunu yaptık mı?
Şehir övüleceği vakit binalar değil yetiştirdiği kıymetli insanlar anılırdı. ... Biz de güzel binalarda ve güzel şehirlerde hayat sürmek için önce güzel mimarlar yetiştirerek başlayabiliriz işe.
Evet, güzel mimar
Evet, İnsan gibi yaşamak için bütün bunlar mimarî çirkinliklerden ve bunaltıcı tertipleşmeden böyle kurtulabiliriz. Bu ancak Güzel Ahlâk ile Güzel Mimarî arasındaki bağı yeniden tesis etmekle olabilir.
Çare Mimar Sinan gibi cami yapmak değil Mimar Sinan gibi insan yetiştirmek.
Evet mesele budur ....Teşhis ve tedavi bellidir canlar ....Tabi anlayabilene
Kalın efendim sağlıcakla..