Geçen cumartesi günü Anadolu Eğitim Kültür Ve Bilim Vakfı; "Ülkemizin içinde bulunduğu şartlar, millet varlık ve beka sorununu ilgilendiren önemli bir tarihi süreci yaşıyoruz. İçinde bulunduğumuz bu kritik günlerde üzerimize düşen sorumluluğun bi hakkın yerine getirilmesinde karşılıklı düşünce paylaşımının önemi" temalı mütevvelli toplantısı yapıldı.
Ankara Öğretmenevinde yapılan bu toplantıya, 40 yıla yakın bir süreden beri , ülkenin karşı karşıya kaldığı her türlü zorluklar karşısında konumunun elverdiği şartlar içinde hizmet eden, kafa yoran bu topluluk, "Ateş çemberi içinde olan ülkemizin, içinde bulunulan şartlar içerisinde, Hz. İbrahim tavrının örnekliği" doğrultusunda, Anadolu Vakfı müntesiplerinin neler yapması, yapabilmesi gerektiği üzerinde düşünüldü, tartışıldı.
Ülkemiz ve çevresinde yaşanan olayları doğru okumak, değerlendirmek ve yapılan mücadelelerde doğru tarafta olmak, "Devletimizin varlık ve bekası " açısından önemini bilmek zorundayız.
Komşu ülkeler; Suriye, Irak topraklarında vermeye çalıştığımız mücadelenin ortaya koyduğu gerçekleri milletçe iyi okuyup değerlendirmek zorundayız. Bu mücadelenin sonucunda " Milli Misak sınırları" yeniden sorgulanır hale geleceğini bilmek, "oyun kurucu" olduğumuzu dost ve düşmana göstermek durumundayız.
Devletin PKK, FETÖ ve bölücü faaliyetlerle mücadelesi, ülke güvenliğini sağlamaya yönelik olarak görmek ve gereken desteği vermek önem arz ediyor.
Türkiye'nin içinde bulunduğu ateş çemberinde, sığınabileceğimiz, destek alabileceğimiz -Allah'tan başka- dost ve müttefikimizin olmadığını, son zamanda karşı karşıya kaldığımız olaylar neticesinde, sözde dost ve müttefiklerimizin(!) sergiledikleri tavır ve tutumları sayesinde net bir şekilde anlamaya çalışılıyor?!
Sınırlarımız boyunca, komşu ülkelerde, "emperyal ve sömürü amaçlı güçlerin" uyguladıkları zulüm ve yıkımı göremeyen müslüman ülkelerin tavrını anlamakta güçlük çekiyoruz. "Bu nasıl müslüman kardeşliği?" söylemi artık anlamsız hale geldi.
Batılı dostlarımız!? ortaya koydukları tavırları ile, Türk Devletinin ortaya koyduğu kararlı mücadelesinin ne kadar önemli ve hayati olduğunu anlayabiliyoruz.
Söz dinleyen "uysal koyun misali" konumda olmak varken, oyun kurucu hale gelmek, ülkemizi, coğrafyamızı ilgilendiren meselelere doğrudan müdahil olmak da neyin nesi!?
Zoraki kabul ettirilmiş olan coğrafi sınırlar içinde, kurulan sistemin kurallarına uygun, müsaade edilen şartalar dahilinde, kurulmuş olan askeri (NATO), ekonomik (AB) ve siyasi kurluşlarda (BM, AP) biçilen rolleri iyi oynayabilen bir Türk Devleti konumundan kurtulmanın bir bedelinin olabileceğini görüyoruz/göreceğiz.
Atalarımızın "Namert dostun olacağına, mert düşmanın olması yeğdir." sözü tam da günümüze uygun bir ifade. Hayat tecrübelerini özetin özeti haline getirerek bir cümle ile ifade etmişler.
Düşmanınızın ne yapacağını veya yapabileceğini tahmin ederek tavır alır, karşı tedbirlerle gelebilecek zararları bertaraf etmeye çalışırsınız. Teyakkuz halinde, dikkatli olmaya çalışırsınız. Karşılıklı çalışma ve ilişkilerinizi ona göre düzenler, olumlu neticeler almaya çalışırsınız. Tıpkı komşumuz Rusya ile son dönemlerde karşılıklı yaşadığımız önemli süreçlerde olduğu gibi.
Sözde dostlarımızla yaşadıklarımıza ne demeli. Dünya güvenliği için iş birliği yaptığımız dostlar(!), ekonomik ve siyasi refah için beraber olmaya çalıştığımız dostlar(!) neler yapmaktalar? Son zamanlarda ABD ve ALMANYA'nın tutumları oldukça şaşıtıcı değil mi?
Düşmanca tavırları, kurulu ve kurulabilecek yeni tuzakları iyi okuyabilmek, tuzakları bozabilmek, karşı tedbirler almak, yeni hedeflere ulaşabilmek için, doğru değerler etrafında kenetlenmek zorundayız.
Ülkemizin bu gerçekleri doğrultusunda, yapılması gerekenler bağlamında, Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı "Nemrut'un ateşine su taşıyan karınca misali" güzel çalışmalar yapıyor. Sivil Toplum Kuruluşu olmanın bilinci ve sorumluluğunda, yurt genelinde, özellikle Güneydoğu Anadolu'da yaptığı çalışmalar takdir görmekte.
Devletin yeni yapılanması, "Medeniyetin yeniden inşası" çalışmalarına bilimsel 10 başlıkta yaptığı çalışmalarla katkı sağlayabilme gayreti, "Radikalleşmenin önlenmesi projesi" kapsamında 8 temel dini değerler konusundaki çalışmaların, "Milli Varlık Ve Beka Sorunu" kaygısını gidermeye yönelik önemli faaliyetler.
Zamanın gerçeklerini iyi okuyabilmeyi başararak, doğru tarafta olabilenlere selam olsun.
NOT: Anadolu Eğitim Kültür ve Bilim Vakfı çalışmaların detayı, internet "Anahaber yorum" sayfasında veya Anadolu Vakfı sitesinde görülebilir.