Ne çok etkinlik var bu hafta. Dünya engelliler günü, Dünya İnsan hakları haftası ve Mevlana’nın 739. anma törenleri... Hepsi bu hafta başlayacak etkinlikler.
Ancak hiçbir yazı kulis kokan bir siyaset yazısının yerini tutmaz. Bizde geleneği bozmayalım o halde.
Konya milletvekili Cem Zorlu ve Ak Parti Konya teşkilatından Serpil Yakut, Mehmet Önal ve Abdulkadir Özöğür dün çat kapı ziyaretimize geldiler.
Uzun zamandır Ak Partili bir yöneticiyle görüşmemiştim. İşleri çok yoğun olmasındandır mutlaka!
İl Başkanı Ahmet Sorgun zaten çok yoğundur, ondan şehirdeki bir gazeteciyle 10 gün içerisinde görüşmesini bekleyemezsiniz. Ama konu önemli, olsun Başkan çok yoğun. Yoksa Başkan Sorgun, sürekli eleştirilen diğer başkanlara mı benziyor? Kim bilir. “Üzüm üzüme baka baka kararır” denir.
Neyse biz Cem Hoca’ya dönelim. Büyükşehir yasası ve gündemdeki diğer önemli konularla ilgili açıkça görüşlerini paylaştı bizimle.
Önce birkaç güne açıklanacak il müdürleriyle ilgili bilgiyi aktarayım. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü ile Tarım İl Müdürü ataması gerçekleşiyor.
Elbette önemli müdürlükler bunlar ama şehrin önemli bir kısmı kim olacak bu Milli Eğitim İl Müdürü diye sorunca, biz de sorduk Cem Zorlu’ya, “Hocam kim gelecek İl Milli Eğitim Müdürü olarak?” diye.
Hoca yeni siyasetçi ama tecrübeli idareci. İsim veremeyeceğini söyledi. Biz de tamam hocam isim verme ama buradan mı dışardan mı diye üsteleyince “İstanbul’dan yeni bir isim gelecek” diye cevapladı.
Anlaşılan Konya’nın eğitim problemine ancak İstanbul merhem olur yargısı hakim, Ankara’da. Bence hiç sağlıklı bir yaklaşım değil bu ama yinede bekleyip görmekte fayda var. Önceki il müdürünün yaşadıklarına bakınca, yeni gelecek müdür içinde aynı sıkıntıları yaşayacağını söylemek, büyük bir tahmin olmaz.
Tabi Konya’nın eğitim problemini çözmek gerçekten kolay değil. 40 bin kilometre kare alan. Ucu sonu belli olmayan bir yer. Bu mesele, iyi bir idareci, Konya siyasetini bilen deneyimli kişi ve yeni eğitim modelini özümsemiş biriyle ancak çözülebilir. Bu üç özellikte birini bulmak pek mümkün olmadığına göre ne yazık ki eğitim camiası için “yine esmer günler” var.
İkinci bir yol ise bu üç özellikleri üzerinde taşıyan iyi bir takım kurarak bu işi çözmek. Tek başına bir kişiden Konya Milli Eğitimini uçurmasını beklemek gerçekten büyük hayal olur.
Orta vadeli çözüm ise Ereğli ve Akşehir ilçelerinin Konya’dan ayrılması. Daha dar alanlı bir Konya. Kendisi Ereğli Bölge milletvekili de olduğu için Cem Zorlu’ya bunu biraz da kısık sesle söyledim. Ereğli Konya’dan ayrılsın! Cem Zorlu Hoca ise buna dünden razıymış. Ereğli il olmalı da il olmalı diyor. Mehmet Önal birazda latife yaparak “ Cem Hocam, Ereğli il olursa eyalet milletvekili olacak, niye karşı olsun ki” diye cümleyi tamamladı.
Eğitimle ilgili durum bu. Artık yeni “Beyaz Atlı Prens”imizi bekliyoruz. Bizi Kaf Dağına uçursun diye!
Cem Hoca’ya geçen akşam TV’de tartışan Abdülaziz Bayındır ile M. Fatih Çıtlak’ın durumunu da sordum. Hoca İlahiyatçı olunca, hem gelenekçi hem modern hocaların ilacını bilir. Gerçi Bayındır ve Çıtlak’ta kim modern kim gelenekçi tam çözemezsin ya. Neyse. Kur’an-ı Kerim’in kabirlerde okunması, keramet gibi yeni dönemin TV’lerde popüler din tartışmaları.
İşte Cevap; “İtidal ve kırıcı olmamak. Keskin ve köşeli cevaplar yerine esnek davranmak. Siyah, beyaz yerine gri tonu da varsaymak.” Cem Hoca’nın cevabını siz de siyasi görebilirsiniz. Fakat bu konuda orta yol bulmasanız da olmaz zaten.
Cem Hoca, başarılı akademik kariyerini, başarılı siyasetiyle süslemeye aday ve önemli işlere imza atacak bir pozisyonu var. En azından ben öyle düşünüyorum. Zaten bir kişi düşünmeye başlayınca herkes düşünmeye başlar!