Meydanın dili

İsmail Yaşa

Türkiye’nin tarihindeki ve bu yıl dünyadaki en önemli seçimlere sayılı günler kala rüzgarın kimden yana estiği ve Türk halkının çoğunluğunun eğilimi aşağı-yukarı belli oldu.

Bir ay önce muhalefet cephesine çalışan sözde anket şirketleri Altılı Masa’nın adayı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhur İttifakı’nın adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan yaklaşık 20 puan daha önde olduğuna dair masa başı anketler yayınlıyorlardı.

Söz konusu fabrikasyon anketler Türkiye’yi dışarıdan takip edenlerin de kafalarını karıştırmıştı.

O günlerde Erdoğan’ın seçimi ilk turda yüzde 53-54 arası bir oyla kazanmasını beklediğimi söylediğimde ünlü bir Arap televizyon kanalının İstanbul ofisinde çalışan arkadaşım aradı ve neye dayanarak böyle bir tahminde bulunduğumu sordu.

Cumhurbaşkanı’nın ancak ikinci turda ve zar-zor kazanabileceğini iddia etti.

Erdoğan meydanlara inip arka arkaya mitingler düzenlemeye başlayınca anketlerin ve troller aracılığıyla sosyal medyada koparılan fırtınanın güvenilir olmadığını fark etmiş olacak ki Büyük İstanbul Mitingi’nden iki-üç gün önce tekrar arayıp Erdoğan’ın ilk turda kazanabileceğini kabul ettiğini ancak yüzde 50,5 civarında oy alabileceğini söyledi.

Ben de kendisine “Seçimlere kadar o oranın biraz daha yukarı çıktığını göreceksin” dedim.

Bu ülkeyi ve insanını tanıyan, yıllardır bu toplumun içinde yaşayan ve çok sayıda seçim görmüş biriyle dışarıdan son birkaç yıldır Türkiye’yi takip eden birinin değerlendirmelerinin farklı olacağına dikkat çektim.

Bizim insanımızın hükümeti yerden yere vursa da seçim günü geldiğinde farklı saiklerle yine o eleştirdiği iktidar partisine ve adayına oy verebildiğini anlattım.

14 Mayıs’taki seçimlerin sıradan bir seçim olmadığını hatırlattım.

Pazar günü İstanbul’da beklenen o tarihi miting yapıldıktan sonra sanırım arkadaşım bana hak vermiş ve Erdoğan’ın alacağı oy oranı hakkındaki tahminini yukarıya doğru revize etmiştir.

Ankara, İzmir, Konya, Kayseri, Diyarbakır, Rize, Erzurum ve daha birçok kentte düzenlenen mitingler İstanbul’daki mitingin adeta habercileri gibiydi.

İstanbul önceki gün tarih yazdı.

Resmi rakamlara göre 1 milyon 700 bin kişinin katıldığı miting yabancı basını da şaşkına çevirdi.

BBC, “Bu miting son yıllarda dünyada ki en yüksek katılımlı şov olabilir” derken, CNN International “21 yıllık iktidarından sonra Erdoğan’ın yaklaşık 2 milyon insanı bir meydana toplaması çok ilginç” yorumunda bulundu.

ABD ve Avrupa medyasının şaşkınlığı, Türkiye’ye muhalefetin gözlüğüyle bakıyor olmalarından kaynaklanıyor.

Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’dan yüzde 20 daha çok oy alacağını öne sürenler hem Altılı Masa partilerine körü körüne bağlı olanları aptal yerine koydular hem de yabancı basını kandırdılar.

Değilse ortada ilginç bir durum yok.

Daha da ötesi Erdoğan gibi bu ülkeye çok büyük hizmetlerde bulunmuş biri -üstelik de karşısında Kılıçdaroğlu gibi bir isim varken- normalde seçimi çok daha büyük farklarla kazanması gerekir.

İstanbul’daki mitinge katılan her kesimden ve yaştan insanların Erdoğan’ı neden destekledikleri sorulunca verdikleri cevaplar Türk milletinin oynanan oyunların farkında olduğunu ve patatese, soğana vatanını satmayacağını şüpheye mahal bırakmayacak netlikte gösteriyor.

Büyük İstanbul Mitingi’nde meydan dile geldi ve Türk seçmeninin özgür iradesine müdahalede bulunmaya kalkışan Batı medyasına cevap verdi.

Bu millet o medyaya ve Erdoğan’ı devirmek için Altılı Masa’yı kuran akla asıl kapağı ise 14 Mayıs’ta yapacak.