Kar ve yağmur yağmayınca sizler gibi benimde içimi hüzün sardı. Kuraklık kaygısı ruhumda fırtınalar estirmeye devam ederken, bir de yanına beynimle beraber kulaklarımda hüküm süren uğultu eklendi. Yaşadığımız mevsim öylesine tuhaf ki, akıl erecek gibi değil. Ne yazık ki, ne yaptık ettik sonunda Dünyamızı bu hale getirmeyi başardık. Kış ayında yazı mı yaşıyoruz? Yoksa yaz ayında kışı mı? Bilemedim. Bu aralar yaşadığımız olumsuzluklar sanki mevsimleri de etkilemiş, iklimleri şirazeden çıkarmış gibi. Diğer taraftan kar yağmayıp, yağmurlar yeryüzüne arzı endam etmeyince ne tabiat memnun halinden ne de biz insanlar. Tabiatla ve insanlarla haşir neşir olduğum zamanlarda bu trajik durum daha da yakıyor yüreğimi. Evimin penceresinden etrafa göz gezdirdiğimde yaklaşmakta olan kuraklığın tüm nesnelerin kimyasını bozmaya başladığını göremesem de algılıyor, duyumsuyorum. Toprağın bağrında çimlenme vaktini bekleyen buğday tanelerinin; “su, su” Diye sızlandığını ve bizler gibi yağmurun yağmasını dört gözle beklediğini biliyorum. Başta insanlar olmak üzere; tabiat, kuşlar, böcekler, hayvanlar, sayısını dahi tahmin edemediğim yer altında ve üstünde yaşayan tüm canlı varlıklar rahmet hasretiyle yanıp tutuşuyor. İşte bu durum herkes gibi benim de canımı sıkıyor, şakaklarımı zıplatıyor. Kar’ın yorganını bağımızın, bahçemizin üzerine sermesini, rahmet olup barajlarımızı doldurmasını, toprağın buğday filizleriyle buluşup boy vermesini özlemle bekliyoruz. Geldiğimiz süreçte, üstüne bastığımız toprak susuzluktan çatlamışsa, başta ağaçlar olmak üzere tüm bitkiler boyunlarını bükmüş, sular çeşmelerimizden gönülsüz akmaya başlamışsa çok daha duyarlı hareket etmek gerek. Suyu tasarruflu kullanmak; “Ben geliyorum.” Diyen kuraklığın sesine kulak verdiğimiz anlamını taşır. Tasarruf önlemleri kuraklığı ve susuzluğu öteler ve bize zaman kazandırır. Özellikle bu dönemde elimizden geldiğince su tasarrufunda bulunmak, sonra da Rabbimize tevekkel olmak lazım gelir. Rabbimizden rahmet niyaz etmek, O’nun bize bahşettiğini israf etmeden tasarruflu bir biçimde ve yerli yerinde harcamak, kulluk görevi olduğu kadar, insani bir görevde olsa gerek.
Bu günlerde gerek yazılı ve görsel, gerekse sosyal medyada ve bazı iletişim platformlarında suyun tasarruflu kullanımıyla ilgili bazı spot, uyarı ve uyandırıcı metinlere rastlıyoruz. Su kullanım yöntemlerinin her türlüsünde tasarrufa yönelik yaklaşımları çağrıştıran çalışmaların bu konudaki sosyal etkileşiminde kapısını araladığı muhakkak. Bu anlamda örnek bir çalışmaya imza atan, Konya Büyükşehir Belediye Başkanımız Sn. Uğur İbrahim Altay’ı kutlamadan geçemeyeceğim. Sn. Başkan’ın hazırlattığı; “Emiray Su Kıyameti” adlı çizgi film video’su su tasarrufu konusunda farkındalık adına yapılan güzel bir çalışma. Video izlendiğinde bu çalışmanın amacına matuf hazırlandığını görüyor, bu istikamette bir algı oluşturduğunu hissediyorsunuz.
Önümüzdeki günler ne getirir, ne götürür bilinmez. Bakarsınız arta kalan kışımız kar ve yağmurla taçlanır. Bu sayede beynimizi saran uğultu, ruhumuzu bedbaht eden huzursuzluk sona erer. Ümidimiz ve duamız bu minvalde olsun inşallah..
Sağlıcakla, Rahmet ve bereketle kalınız.