Mevlana Celaleddin-i Rumi’yi anlamak, anlatmak, yazılı olarak ifade etmek oldukça zor olduğunu bilenlerdenim. Mevlana’nın eserlerini okuyanlar, sözlerini dinleyenler, kendi anlayış ve bilgi seviyelerine göre etkilenerek Mevlana’yı tanımış olurlar.
Bu gerçeği bilenlerden olduğumu peşinen ifade etmek istedim. Mevlana şu sözü ile bu durumu bakınız ne güzel ifade ediyor. “Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır.”
Eğitimciler, liderler, yöneticiler ...v.s; Mevlana’nın bu sözünden nasıl bi anlam çıkarmalıdırlar?
Eğitim için kullanılabilecek çok önemli bir metodu ifade ediyor. Söyleneceklerin netl ve anlaşılır olması, karşıdaki kişinin anlama ve öğrenme seviyesine dikkat edilmesi.
Buradan hareketle; Mevlana ile ilgili bilgi dağarcığımda olanları, benim anlayabildiğim kadarını, bu yazımda da sizlerle paylaşmak istiyorum.
Mevlana anlatmak istediklerinin bir çoğunu hikayeleştirerek veya çok özlü sözler halinde söyleyerek aktarmış. Görüşlerini, okuyucularının, talebelerinin anlayışına bırakarak, yorumlamalarına fırsat vermiştir.
“Bütün kitaplar, tek bir kitabın daha iyi anlaşılması için okunur.” Sözü Mevlana’nın söylediği ikaz edici şu sözlerini hatırlatıyor:
“Ben sağ olduğum müddetçe Kur’an-ın bendesiyim
Ben, seçilmiş Muhammed’in yolunun toprağıyım
Eğer birisi benden bundan başka söz naklederse
Ben ondan da bizarım, naklettiği sözlerden de bizarım.”
Mevlana’nın, başta Mesnevi olmak üzere diğer bütün eserlerini, yukarıda ifade ettiği gerçeğe ve ölçüye uygun olarak okunmasını, anlaşılmasını ve yorumlanmasını istemiştir.
Mevlana’nın en çok seslendirilen ve bilinen önemli öğretilerinden biri, yedi öğüttür. Günümüzde, eğitim programlarına eklenen “Değerler Eğitimine” kaynaklık edebilecek çok önemli ve değerli öğütlerdir.
Anneler çocuklarını eğitirken, öğretmenlerin öğrencilerine yaklaşımında, insanların birbirlerine karşı iletişim kurmalarında kılavuzluk edecek olan “Altın Öğütler.” Mevlana’nın öğütlerinde, ideal bir insan modeli bariz bir şekilde farkedilmekte. Bu davranışları ve değerleri öğrenip içselleştiren bir insan, Kur’an-ın ve sünnetin istediği insan modeline uygun bir kişiliğe sahip olabilecektir.
İç dünyamızın eğitilmesi, iç yaşantımızın mutluluğunu sağlar, yaşantımızın güzelleşmesine vesile olur.
Bu ölçüler ışığında yetiştirilip, eğitilen nesiller, “Sevgi Toplumunun” oluşmasını kolaylaştırır.
İyiye, güzele doğru koşmak, kazanılan değerleri içselleştirip davranış haline getirmek gerekir. Gerçeklerle karşı karşıya gelirken, karşılaşılan zorluklardan korkmamak lazım.
Mevlana’nın şu sözüne söz katmak mümkün mü? “ Testi taştan korkar, ama o taş çeşme oldu mu, testiler ona gelmeye can atar.”
İslam’a uygun değerlerle donanıp, kişilik kazandırılan insanların oluşturacağı “Sevgi Toplumu” için, Mevlana’nın fikir ve öğütlerinin, yol gösterici nitelikte olduğunun farkında olmalıyız.
Yazımı, Mevlana’nın şu güzel ifadeleri ile bitirmek istiyorum.
“İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır. Sözün hayırlısı ise az olup maksadı ifade edendir. Hamd, bir olan Allah’a mahsustur. Tevhid ehline selam olsun.”