Her yıl 7- 17 Aralık Mevlana haftası olarak kutlanmaktadır. Mevlana 17 Aralıkta vefat etmiştir ve öldüğü günü Mevlana, Şeb-i Aruz yani düğün gecesi olarak kabul etmiştir. Bu anlayışla her yıl onun ölüm yıl dönümü her yerde türlü geceler ve etkinliklerle kutlanır.
“Öldüğüm gün, tabutumu omuzlar üzerinde gördüğün zaman, Bende bu cihanın derdi var sanma.
Bana ağlama, ‘Yazık yazık, vah vah’ deme. Şeytanın tuzağına düşersen, vah vahın sırası o zamandır, yazık yazık o zaman denir.
Cenazemi gördüğün zaman Ayrılık ayrılık deme, benim, buluşmam, görüşmem o zamandır.” Sözleriyle, insanlığın asıl başlangıcı olan ölümü ne de güzel özetlemiştir.
Öyle ya, burası bir handır uğranılan yer, asıl yer ahirettir daimi olan yer... İnsan asıl sevgiliye kavuşmaktan neden korkar?
Mevlana, yaşamı boyunca tüm insanlığa kucak açmış; onlara, sevgi, merhamet, yüce gönüllülük, dostluk, vefa ve Allah aşkını aşılamıştır. Kimseyi birbirinden ayırt etmeden kucaklamış ve “Ne olursan ol yine gel “ diyerek tüm insanlığın eşit derecede değerli olduğunu göstermiştir. Onun anlayışında yüreğinde, engin bir deniz gibi olmak ve o girilen denizde kaybolmak vardır.
Bu büyük zât, gönül dostu, Allah dostu, hem fikirleri ile hem de sevgi ve hayat anlayışı ile tüm insanlığı adeta etkisi altına almıştır. Ona her dokunanın muhakkak kapıldığı, kendinden bir şey bulduğu, huzuru, sevgiyi ve İNSANLIĞI hissettiği bir duygu yaşatmıştır.
Tasavvufun, Allah aşkını baştanbaşa yaşamak olduğu akıllara getirilirse; halinde, hareketlerinde, yaşamında, zikrinde, gönlünde baştanbaşa Allah’ı ve aşkı yaşayan Mevlana, bunun en güzel örneğini yüreklere kazımış ve ondaki ummanın sonsuz derinliği tüm dünyayı nihayetinde sarmıştır.
Mevlana'nın bugün bıraktığı ve şüphesiz gelecekte de bırakacağı iz evrenselliğini sonsuza kadar koruyacaktır.
Mevlana gibi büyük zatlar, bizi biz yapan en büyük değerlerimizdir. Mevlana'yı anlamak, insanlığı ve İNSAN olabilmeyi anlamaktır.
Mevlana'yı anlamak, yaratılmış her şeyi anlamak ve sevmektir. Onun izinden gidebilmek onu bir nebze anlayabilmek, yüreğinde huzurunu ve amacını hissedilmek, insanın nereye ait olduğunu hatırlamasına en büyük sebeptir.