MEVLANA GEL DEYİNCE

Osman Uzunkaya
                Bazı insanlar vardır ömürlerini iki ayrı hayat olarak yaşarlar. Vakti zamanı gelince önceki yaşanmışlıklarını sorgular, bazı şeyleri vuzuha kavuşturarak, hayatlarına yön verecek sebepler silsilesini ararlar. Bir perdeyi kaparken, diğer perdeyi açarlar. Ve böylece başka bir hayatın içinde buluverirler kendilerini. Artık onlar gayelerine ulaşmışlar ve hidayete erenlerden olmuşlardır.
 
                Müslümanlığı kabul ederek İslam medeniyetiyle tanışan ve hayatlarını İslam inancı ekseninde yeniden tanzim eden Müslümanlar; gerçek ve samimi bir Müslüman gibi yaşamaya gayret ederler genellikle.
 
                Ömrünü iki ayrı hayat gibi yaşayan insanlardan birisi de Amerikalı grafik tasarımcısı, fotoğrafçı, ressam, şair, film yapımcısı ve tasavvuf alanında kitapları bulunan yazar Shems Friedlander’dir.
 
                Shems Freidlander;  Rus yahudisi göçmen bir ailenin çocuğu olarak Dünya’ya gözünü açmıştır. 6o’lı ve 70’li yılların maneviyat arayışıyla çeşitli mistik akımlara yönelmiş ve sonradan tasavvufla tanışıp Müslüman olmuştur.New York’ta meşhur bir grafik sanatçısı olarak önemli sanat çevrelerinde bulunmuştur. Hidayete erdikten sonra İslam’a dair çeşitli kitaplar yazmış ve belgeseller yapmıştır. Özellikle Hz. Mevlana ve Mesnevi üzerine yaptığı belgesel ve kitap çalışmaları vardır. Friedlander 90’lı yıllarda Kahire Amerikan Üniversitesi’nde grafik ve sanat dersleri vermiş ve oradan emekli olmuştur. Son yıllarda İstanbul’da ikamet eden Shems Friedlander’in iki kitabı Türkçeye tercüme edilmiştir.
 
                Shems Friedlander nasıl Müslüman olduğunu şöyle anlatır: “ Üniversite mezunu olduktan sonra New York’ta grafiker olarak çalışmaya başladım ve 1972 yılında Brooklyn Müzik Akademisi’ne sema gösterisi yapmak üzere gelen Mevlevilerle tanıştım. 10 gün boyunca orada sema gösterisi yaptılar ve bende gittim onları seyrettim. İlk kez semayı orada izledim ve benim için çok heyecan vericiydi. İnsanda meditasyon etkisi yapan ruhani bir şeydi.İlk programdan sonra kulise gittim ve gelenlerle tanıştım.Daha sonra onlarla ömür boyu arkadaş olduk.Friedlander, tanıştığı Mevleviler tarafından Konya’ya davet edildiğini dile getirerek sözlerini şöyle sürdürür; O dönemde hayatı keşfediyordum.Hinduizm’e bakıyordum, Budizm’i araştırıyordum.Tanrıyı araştırıyordum. Herhangi bir dini pratiğim yoktu. Hayatım aramakla geçti.1972 yılında Mevlana’ya geldim ve her şey o zaman aydınlamaya başladı. Bunlar benim ilk adımlarımdı, yolun başlangıcıydı.
 
                Geçenlerde kutladığımız Hz. Mevlana’yı Anma etkinlikleri kapsamında, Konya’ya gelen ünlü yazar, Shems Friedlander katıldığı Türbe Önü Buluşmaları programında; “Hafıza Kaybı Çağında Mevlana Celalettin Rumi” Konulu bir söyleşi gerçekleştirmiştir. Sohbetine “Besmele” ile başlayarak şöyle demiştir; “Ruh bedendir.Allah her yaratığa bir koruyucu vermiştir.Kirpiye okları, kokarca’ya kokuyu, Kuşa pençe ve kanadı, aslana gücünü, yılana zehrini, İnsana da Zikrullah’ı vermiştir.Hz. Mevlana, 700 yıl önceden konuşuyor ve biz bugün hala onu dinliyoruz.Allah’ın en büyük hediyesi imandır. İman daima sahibinden daha geniş bir elbisedir.”
 
                Shems Friedlander’e çıktığı bu kutlu yolda başarılar diliyor ve dua ediyorum.
 
                Sağlıcakla kalınız.