Meslek liseleri ekmek üretecek, vatandaş uygun fiyata alacak

Konya'da konuşan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, önümüzdeki eğitim öğretim yılında sayıları 146’ya çıkarılacak tarım alanı bulunan meslek liselerinin, ürettiği ürünleri uygun fiyatla vatandaşla buluşacağını söyledi. Ayrıca meslek liselerinin günlük 1 milyon ekmek üretimi yapacağını ve liselerin satış büfelerinde vatandaşların düşük fiyatla ekmek almasını sağlayacaklarını ifade etti.

Tarım ve Orman Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Konya Büyükşehir Belediyesi ve Selçuk Üniversitesi’nin paydaş olduğu Eğitimden Üretime Tarım Çalıştayı, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in katılımıyla başladı. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, önümüzdeki eğitim öğretim yılında sayıları 146’ya çıkarılacak tarım alanı bulunan meslek liselerinin, ürettiği ürünleri uygun fiyatla vatandaşla buluşacağını söyledi. Ayrıca meslek liselerinin günlük 1 milyon ekmek üretimi yapacağını ve liselerin satış büfelerinde vatandaşların düşük fiyatla ekmek almasını sağlayacaklarını ifade etti.

Selçuklu Kongre Merkezinde başlayan Çalıştaya, Bakan Özer, Tarım Bakanı Yardımcısı Ebubekir Gizligider, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem, Konya Valisi Vahdettin Özkan, üniversite rektörleri, İl Milli Eğitim Müdürü Seyit Ali Büyük, öğretmenler ve il tarım müdürlüğü yetkilileri katıldı.

Çalıştay öncesi Bakan Özer ve beraberindeki heyet Konya’daki Meslek liselerinin ürünlerinin tanıtıldığı stantlar gezildi. Bakan Özer, Konya’daki meslek liselerinin başarısını takdir ederek Bakanlık olarak Konya’ya tam destek verdiklerinin altını çizdi. Bakan Özer, öğrencilerin yaptığı çalışmaları beğenerek onlarla sohbet etti.

AKSOY: ÜNİVERSİTE OLARAK DESTEKLERİMİZİ HER ZAMAN VERECEĞİZ

Selçuklu Kongre Merkezi'nde düzenlenen 'Eğitimden Üretime Tarım Çalıştayı Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy’un konuşmalarıyla başladı. Çalıştayın açılışında konuşan Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Aksoy, çalıştayın ülkemize hayırlı olmasını diledi. Selçuk Üniversitesinin birçok alanda öncü ve büyük bir katkısı olduğunu dile getirdi. Ziraat Fakültesinin 40 yıllık altyapısıyla dünyadaki değişimleri yakından takip ettiğini ve özverili şekilde çalıştığını dile getirdi. Konya’nın önemli tarımsal bilgi merkezi olduğunu söyleyen Rektör Aksoy, Ziraat Fakültesinin bölgeye ve ülkeye katkısının büyük olduğunun altını çizdi. Bitkisel ve hayvansal üretimde kayıpların önüne geçilmesi için de çalışmalar yaptıklarını dile getirdi. Çiftçilerin her alanda destek verdiklerini söyleyen Aksoy, “Üniversitemiz sahip olduğu kadro ve bilgi birikimler tarımsal alanda da ülkemize hizmet etmektedir. Bu projelerin yanında her geçen gün patentli ürünler yaparak bizleri gururlandırmaktadır. Tarımın merkezi olan Konya’da Selçuk Üniversitesinin bilimsel katkıları göz ardı edilemez. Konya’nın tarımda zenginleşmesine üniversitemizin katkısı büyük olmuştur. Üniversite olarak cennet vatanımıza hizmet etmeye ve tüm kurumlarımıza destek olmayı sorunluluk olarak görüyoruz. Çalıştay sonucunda önemli çıktıların olacağına inanıyor ve Üniversite olarak çalıştaya destek veriyoruz” dedi.

‘GÜÇLÜ TÜRKİYE ELBETTE GÜÇLÜ TARIMLA OLACAK’

Eğitimden Üretime Tarım Çalıştayı’nda konuşan Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, Bakan Vahit Kirişçi’nin Marmaris’teki orman yangınlarından dolayı çalıştaya katılamadığını belirterek selamlarını iletti. Gizligider, Yangınlarda 45 bin hektar alan yok olduğunu ve şu anda soğutma çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Konya’nın Anadolu’nun güneşi olduğunu söyleyen Gizligider, Tarımsal sulama ve güneş enerjisinde bölgenin en önemli yer olduğunu söyledi. Gizligider, bu projelerin artarak devam edeceğini belirterek, “Tarımsal üretimde Avrupa’nın en büyüğüyüz. Gıda arzına ilişkin dünya nüfusa nasıl gıda yetiştireceğini hesaplıyor. Türkiye olarak ayçiçeği üretiminde yüzde 65 diğer ürünlerde yüzde 100 artışla 2021 yılını kapattık. Türkiye’nin tarımda büyümesi sürecek. Bunun için mesleki eğitim şart. İnşallah bu protokolün ardından bu büyüme daha da hızlanacak. 28 Şubat’ta baltalanan mesleki eğitim inşallah tarım ve ormanda da yüksek katkısı yeniden önemini bulacak” dedi. Gizligider, sözleşmeli tarım uygulamalarının da artarak ilerlediğine değinerek, “Kent tarımına geçiyoruz. Sayın Bakanımız ‘yorgun domates’ örneğini vererek bir ürünün 700 kilometreden sonra tüketiciye ulaşıyor. Artık kent tarım uygulamasında büyükşehirlerin etrafından ürünler yetiştirilecek. Yine bir projemiz tarımda dijitalleşmeye geçeceğiz. Üretim planlamasında telefonlar üzerinden bir sistem kurarak kimin neyi ne kadar ekeceğini belirleyeceğiz. Bunun yanında tüm projelerimizi buradan takip edeceğiz. Gelir Korumu sigortasına geçildi. Bu noktada Konya da pilot il seçildi. Konya’dan Cihanbeyli, Kadınhanı ve Karatay’da bu uygulama başladı. Uygulamada ekmeklik ve makarnalık buğday üretimiyle başladığımız sistem. Üreticimiz hesaplanan kâra ulaşacak. Bunda bakanlığınız TARSİM bünyesinde yüzde 60’a kadar prim desteği sağlıyor. Ürünlerin niceliği ve koruma sistemi sağlanacak. Biz Milli Eğitim Bakanlığımızla el ele vererek üretimde kalitenin artırılması ve eleman sorununu çözeceğiz. Tarım Meslek Liselerinin yeniden açılmasına da heyecanla başlıyoruz. Güçlü Türkiye elbette güçlü tarımla olacak. Güçlü tarım ise güçlü eğitimle olacak” diye konuştu.

UĞUR İBRAHİM ALTAY: KONYA TARIM VE EĞİTİMİN BAŞŞEHRİDİR

Çalıştayda konuşan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Konya’nın Anadolu’ya 200 yıl başkentlik yaptığını hatırlattı. Başkan Altay, Konya’nın 10 bin yıl önce Çatalhöyük’te tarıma başlamasıyla Anadolu’nun her zaman üreten şehri olduğunun altını çizerek, “Konya her zaman üreten bir şehir olmuş. Özellikle tarımsal ve hayvansal üretimde üretimin garantisi olmuştur. Konya’nın üretmesi ülkemiz için çok önemli. Konya aynı zaman eğitim şehri. 5 üniversiteyle 150 binden fazla üniversiteli burada eğitim görüyor. Selçuklu’dan beri Konya eğitimin başşehri olmuştur. Bu toplantıda Konya’nın eğitimi ve tarımsal önemi birleştiriliyor. Uluslararası Tarımsal Şehirleri Birliği Başkanı olarak da Konya’da bu projenin başlatılmasından gurur duyuyorum. Bizler de Kent Tarımını konuşuyoruz. Dünya nüfusunun beslenmesi için yeni alternatifler yapmamız gerekiyor. Bunun için de Konya olarak yeni projelerle üretime en iyi şekilde katkımızı sunmaya devam edeceğiz” dedi.

ORHAN ERDEM: MESLEKİ EĞİTİMDE BAŞLAYAN HEYECAN TARIMSAL ALANDA DA BAŞLIYOR

AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem, konuşmasında Konya’nın tarımsal üretimine ve eğitimdeki yatırımlarına değindi. Erdem, çalıştayın hayırlı olmasını dileyerek, “Dünya son yıllarda hiç planlamadığınız süreci yaşıyor. Bu süreçte tarım, savunmanın da önüne geçerek birinci sıraya geldi. Pandemi de bunu en iyi şekilde anladık. Tarım üretimi yapamayan ülkeler artık parasıyla bile ürün alamaz hale geldi. Mesleki eğitimde büyük ivmeler yakaladık. Tarım liselerinde öğrenci sayımız artmaya başladı. Mesleki eğitimde başlayan heyecan tarımsal alanda da başlıyor. Eğitimden Üretime Tarım Çalıştayı’nın Konya’da da düzenlenmesi en doğrusu oldu” dedi.

VALİ ÖZKAN: KONYA ÜZERİNE DÜŞENİ YAPACAKTIR

Konya Valisi Vahdettin Özkan ise Konya’nın sadece tarımsal alanda eğitim, sanayi ve turizm alanında da Türkiye’nin önemli merkezlerinden olduğunu hatırlattı. Vali Özkan, “Konya’da tarım ve eğitim alanında büyük bir altyapı var. Tarım stratejik bir alandır. Tarım ezelden başlayıp ebediyete kadar devam edecektir. Çalıştayımızla birlikte tarımın daha profesyonel yapılmasına büyük katkı sunulacak. Konya ise bu konuda üzerine düşeni en iyi şekilde yapacak” dedi.

BAKAN ÖZER: TÜRKİYE’NİN DİNİ VE MÜHENDİSLİK EĞİTİMİNİ BOZDULAR

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, tarımla ilgili yeni bir açılımın yapılacağını eğitimle tarımın bir arada yürütülecek proje olan Eğitimden Üretime Tarım Çalıştayı’nın başladığını söyledi. Konya’nın her alanda önemli bir şehir olduğunu ve tarihten bu yana kadim şehir olduğunu hatırlatan Bakan Özer, “bugün çok anlamlı bir işbirliği yapıyoruz. Osmanlının çatısını oluşturan bu şehirde ülkemizin çok kritik konusu olan tarımla ilgili büyük bir projeyi başlatıyoruz. Bugün burada başlayan hareket, tüm illerimize hızla sirayet ederek devam edecek. Aslında Türkiye’nin mesleki eğitimde sorunu yoktu. Bu konuda iki kritik nokta oldu. 1950’den sonra tüm dünyadaki devletler üretimden elini çekti. Türkiye’de de aynısı oldu. Bu süreçte mesleki eğitim de özel sektör tarafından desteklendi. Maalesef Türkiye’de mesleki eğitim özel sektör tarafından desteklenmedi. Avrupa’da mesleki eğitime özel sektör oranı yüzde 50’lere ulaşmışken Türkiye’de bu oran yüzde 1 oldu. Özel sektörün eğitime destek vermemesi meslek liselerinin gerilemesine neden oldu. Hükümetimiz 2012 yılında çıkardığı yasa ile bu bozukluğu düzeltmeye başladı. 2016 yılına kadar OSB’lerde liseler kuruldu. Şu anda özel sektörün eğitimdeki payı yüzde 10’ün altında. İkincisi ise 28 şubat döneminde olan katsayı uygulaması meslek liselerini bitiren dönem oldu. Türkiye’nin dini ve mühendislik yükselişini engellemek için katsayı uygulaması yaptılar. Sonra meslek liselerinin önemi azaldı. Hiçbir yere yerleşemeyen öğrenciler meslek liselerine yerleşmeye başladı. Daha sonra başarı beklentisi düştü. Daha sonra aradığım elemanı bulamıyorum, ne olacak bu meslek liselerinin hali söylentileri dolaşmaya başladı. Bugün çok farklı yerde olacak iş dünyası bugün ara eleman sorunu çekmektedir. Katsayı uygulamasından sonra başarılı olanlar ve başarısız olanlar bir arada olunca vahim sonuçlar meydana geldi. Bugün meslek liselerinin gelişmemesinin en önemli nedeni o gün katsayı uygulamasın yapanlardır. O gün katsayı uygulamasını yapanların bugün eğitimle ilgili söyleyeceği hiç bir şey yoktur. O gün kadınlarımızın başörtüsünden dolayı eğitimini bıraktırmak zorunla kalanların bugün kadına şiddetle ilgili söyleyecek hiçbir şeyleri yoktur. Yine onların beyin göçüyle konuşacakları hiçbir şeyleri yoktur. Bugün eğitimde 70 yıl geriye gittiğimiz uygulamaları ortadan kaldırmaya çalışırken, eğitimde de demokratikleşme adımları atıyoruz” dedi.

“ÖZEL SEKTÖRÜN MESLEK EĞİTİMİNDEKİ PAYI YÜZDE 10 ALTINDA”

Meslek eğitimi ile özel sektöre insan kaynağı yetiştirildiğini ifade eden Bakan Özer, "Mesleki eğitimde kime insan kaynağı yetiştiriyoruz? Özel sektöre, iş gücü piyasasının temsilcilerine. Fakat devlet olarak eğitimi ben yapıyorum. Bir şekilde arz-talep dengesini kurmakta dengeyi tutturamıyorum. Öğrenci sayısını artırıyorum ama sahada o elemana ihtiyaç yok. Fazlalık veriyorum veya entegrasyonu sağlayamıyorum. Gerçekten iş gücü piyasasını talep etmiş olduğu beceride insan kaynağını yetiştirmekte güçlük çekiyorum. İşte bunun asıl başlangıç noktası, dünyanın takip etmiş olduğu modeli Türkiye'nin takip etmemiş olması. Bunu telafi etmek için hükümetlerimiz 2012 yılında bir teşvik yasası çıkarttı" dedi. Teşvik çalışmalarını hatırlatarak, sözlerini sürdüren Bakan Özer, "2012 yılına kadar Türkiye'deki mesleki eğitimdeki özel sektörün payı yüzde 0,79'du, yüzde 1'di. 2016'ya kadar Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) içerisinde yapılan teşvikleri daha sonra OSB dışına da yaygınlaştırdık. Ve hala özel sektörün meslek eğitimindeki payı yüzde 10 altında" diye konuştu.

“KATSAYI UYGULAMASI 3 YÖNÜ OLUMSUZ ETKİLEDİ”

Meslek liselerindeki kat sayı uygulamasının eğitimi olumsuz etkilediğini aktaran Bakan Özer, şöyle konuştu: "Peki ne oldu? Akademik olarak başarılı öğrenciler ya da yükseköğretime gitmek isteyen öğrenciler, meslek liselerine gitmediler. Tıpkı imam hatiplerde olduğu gibi. Bu defa ne oldu? Hiçbir yere yerleşemeyen öğrenciler, bir şekilde lisede okuyacak öğrenciler, homojen bir şekilde meslek liselerinde toplanmaya başladı. Kümelenmeye başladı. Bundan sonra hocalarımız derslerden verim alamamaya başladılar. Çünkü akran eğitimi yapılamıyor. Akademik olarak başarısızlık. Başarı beklentisi, sürekli düşmeye başladı. Başarı beklentisi düşmeye başlayınca, eğitim ortamları çok daha dezavantajlı hale gelmeye başladı. Sonra işte yaşadığımız." Kat sayı uygulamasının eğitimi 3 yönde etkilediğini belirten Bakan Özer, "Birincisi; iş gücü piyasası aradığı elemanı bulamadı. Nitelikli insan kaynağını, iş gücü piyasasıyla buluşturamadık. Bu iş gücü piyasasının ödemiş olduğu maliyettir. İkinci maliyet; Milli Eğitim Bakanlığı olarak yıllardan beri uğraşmış olduğumuz okullar arası başarı farkı. Asıl okullar arası başarı farkının mimarı; 1999'daki kat sayı uygulamasıdır. Kat sayı uygulamasından önce aradaki başarı farkı, bu kadar büyük değildi. Kat sayı uygulamasından sonra başarılı olanlar ve olmayanlar, homojen bir şekilde liselerde, farklı lise türlerinde kümelenince çok çok başarı farkı ortaya çıktı" dedi.

“KONUŞACAKLARI HİÇBİR ŞEY YOK”

Milli Eğitim Bakanlığı'nın aradaki farkı kapatmak için çalıştığını vurgulayan Bakan Özer, "Bugün Milli Eğitim Bakanlığı olarak eğitimde fırsat eşitliği ile okullar arası başarı farkını azaltmak, imkan farklılıklarını azaltmak için sarf etmiş olduğumuz çabaların, harcamış olduğumuz maliyetlerin asıl müsebbibi; 1999'daki kat sayı uygulamasının mimarlarıdır. Üçüncüsü hiç öngörülemeyen bir olayla karşılaştık. Meslek liseleri devamsızlık, terk ve disiplin olaylarının ve madde bağımlılıklarının çok yaygın görüldüğü okul türlerine dönüştü. Farklı bir sosyolojik problemle karşı karşıya kaldık" diye konuştu. Türkiye'de bir dönem uygulanan başörtüsü yasağına da değinen Bakan Özer, "Dün başörtüsü yasağıyla o kızlarımızın, kadınlarımızın yurt dışına gitmelerine vesile olanların, kadına şiddetle ilgili konuşacakları hiçbir şey yoktur. Bugün sıklıkla dile getirdikleri beyin göçü ile ilgili de konuşacakları hiçbir şey yoktur. Çünkü bugün beyin göçüyle ilgili konuşanlar, o gün kadınlarımız yurt dışına gittiği zaman beyin göçü hakkında konuşmadılar. Bu toplumda söz söyleme haklarını yitirdiler" ifadelerini kullandı.

“MUHAFAZAKAR AİLELER SUÇLANDI DEĞİL Mİ?”

Muhafazakar ailelere yönelik eleştirileri hatırlatan Bakan Özer, şunları kaydetti: "Bu ülkede 'Muhafazakar aileler, kız çocuklarını okullara göndermiyor' diye sürekli suçlandılar değil mi? Fakat onu diyenler okul yapmadılar. Tüm Türkiye'yi kucaklayacak şekilde derslik sayılarını arttırmadılar. 2000'li yıllarda 300 bin dersliği olan bir eğitim sistemi vardı; bugün bu sayı 855 bine çıktı. Demek ki; yeterli arzuyu edebiliyorsak, vatandaşın ayağına hizmeti götürebiliyorsak, vatandaşın eğitimle ilgili hiçbir sorunu yok. Hiçbir problemi yok." Bakan Özer, 2022-2023 eğitim-öğretim yılında tüm okullarda kağıt havlu kullanılacağını ifade etti. Yine tüm okullarda ekmek üretimi için çalışmalar yapılacağını aktaran Bakan Özer, "Şu anda günlük 250 bin ekmek üretim kapasitesine ulaştık. Geçen hafta Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı'mızda, onun ekmek satış reyonlarında günlük 50 bin ekmek üretimi için protokol imzaladık" dedi. Bakan Özer, ekmek üretim fabrikalarını artırarak, günlük 1 milyon kapasiteye çıkaracaklarını da vurgulayarak, "Günlük bir milyon ekmek üretim kapasitesiyle, o liselerin çıkışlarındaki satış büfelerinde, vatandaşlarımızı düşük fiyatlı ekmekle buluşturacağız" diye konuştu.

SERVET R. ÇOLAK / YENİ HABER GAZETESİ

Konya Haberleri