Meseller Ve Elmaskaya Şiiri

Hasan Ukdem

Selçukya Şiir Akşamlarına katılan şairler şehrin kültür dünyasını zenginleştirmeye devam ediyorlar. Gün geçmiyor ki bir yazı yazılmasın, bir kitap çıkmasın, yeni bir proje ortaya atılmasın… Hüseyin Elmaskaya da bu güzelliklerin bir parçası olarak karşımızda duruyor. Şiire olan eski ilgisi yıllar sonra Selçukya’da nükseden Elmaskaya birkaç sene içinde yazdığı fabl türü şiirleriyle bir kitap çıkarıverdi: Meseller. Selçukya Kültür Yayınlarından çıkan kitap, sık rastlamadığımız fabllardan, yani hayvan, bitki veya nesneleri konuşturarak yazılan şiirlerden oluşuyor. Şairimiz iki yıl gibi kısa bir sürede yazdığı bu şiirlerde acemiliğe mahal vermeden ustaca kurduğu bir dille, üstelik farklı bir türde kitabını oluşturmuş.

Ben de Hüseyin Elmaskaya’yı Selçukya Şiir Akşamlarında tanıdım. Saz çalıyor, türkü besteliyor ve şiirler okuyordu. Emekli öğretmen olduğunu öğrendiğim Elmaskaya gayretli ve sevgi dolu, espritüel bir yapıya sahipti. Kısa sürede Selçukya’nın önemli renklerinden biri oluverdi. Şiirin yaşatıldığı, şiirin konuşulduğu ve şiirle şehrin semalarına yeni umutlar mayalayandığı bu dernekte, belki de içindeki Hüseyin’i çıkarmasına vesile olundu. Şair gönüllü nice insan var bizim ülkemizde, işte böylesi faaliyetlerle bu potansiyeli ortaya koymak gerektiğini düşünüyorum. Hüseyin Elmaskaya da bunun en güzel örneği. Böylesi nice şair ve yazarlarımız var daha. Şairimiz bu kitapla da kalmayacak elbette. Yeni çalışmalarının olduğunu biliyorum, en kısa zamanda onların da kitaplaşacağına eminim. Okumanızı ısrarla tavsiye ederim.

Hüseyin Elmaskaya şiir macerasını ve şiir hakkındaki düşüncelerini şöyle özetliyor: “Şiir gerçek anlamıyla benim için henüz iki yıllık bir macera. Lise yıllarımda hiç şiirle ilgim olmadı. Üniversite yıllarında ise siyasi görüşümüz paralelinde sadece okumak suretiyle ilgilendim. Selçukya şiir için tesadüfi bir başlangıç oldu. Şiir, içimdeki bazı duyguları kısaca anlatmama, yeni türler keşfetmeme, okuma şeklimin şiire yönelmesine yardımcı oldu. Gün geçtikçe, bazı şiirleri besteledikçe, daha çok araştırmaya yöneldim. Şiir; içimde gizlenenleri açığa vurmak olarak nitelenebilir.”

Kitabın ön sözü: Bu kitapta yer alan şiirler; FABL türünde yazılmış, Türkçe karşılığı MESELLER olan şiirlerdir. FABL veya dilimizde karşılığı MESEL olan eserler; hayvan, bitki veya nesneler konuşturularak sonuçta ders çıkarma sanatıdır. Kitaptaki şiirler, genellikle KELİLE ve DİMNE adlı M.Ö. 300’lü yıllarda yaşamış Brahma Rahibi Beydaba’nın yazdığı masallardan oluşan eser, incelenerek hece ölçüsünde yazılmış şiirlerdir. İlave olarak da sonuna, dilden dile dolaşan bazı fıkra ve hikâyelerden oluşan şiirler de eklenmiştir. Şiirler okul düzeyine uygun, anlaşılır ve günümüz Türkçesi ile yazılmıştır.

Hüseyin Elmaskaya kimdir: 1954 yılında Konya’nın, Beyşehir İlçesi’ne bağlı, Kurucuova Mahallesi’nde doğdu. 1959 yılında Beyşehir’e taşınıp ilk ve orta öğrenimini Beyşehir’de tamamladı. 1975 yılında Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü Fen Bölümü’nü bitirerek ilk görev yeri olan Van İli Gürpınar İlçesi Güzelsu Ortaokulu’na atandı. Askerlik görevini levazım yedek subay olarak Konya’da tamamladı. Sırasıyla Konya Akşam Ticaret Lisesi, Konya Ticaret Lisesi, Konya Gazi Lisesi (1985-1986 öğretim yılında lisans tamamlayarak kimya branşına geçti.) ve Konya Atatürk Kız Lisesi’nde öğretmen ve idareci olarak görev yaptıktan sonra, 2001 yılında emekli oldu. Görevde olduğu yıllarda ve emekliliği sonrasında Fen dershanesi, Konya Özel Diltaş Lisesi, Özel Gündoğdu Lisesi, Özel Başak Lisesi ve Özel Olimpiyat Dershanesi’nde kimya öğretmeni olarak çalıştı. Emekliliğinden sonra bir süre serbest ticaretle uğraştı. Lise yıllarından bugüne kadar hobi olarak bağlama çalmakta ve kendine ait 10 adet bestesi bulunmaktadır. Lise 3 kimya kitabı (devlet kitabı) yazarıdır. Evli ve iki çocuk babasıdır

ŞAHİN YAVRUSU VE ÇAYLAK

Dik kayalıktadır şahin yuvası,

Yumurtadan çıktı şahin balası.

Ebeveynlerince güzel beslendi,

Yuvadan uçmaya tez heveslendi.

Kendini bıraktı yuvadan o an,

Çaylak yakaladı, düşeceği an.

Getirdi yuvaya, verdi bir divan

Ayırmadı doğrusu dört yavrudan.

Şahin çok farklıydı çaylaktan şeklen,

Uzaklara gitmek istedi birden.

Yırtıcının farklı olurdu derdi

Düşündü, “Acaba nasıl beslerdi?”

Şahin “Yırtıcıyım kalmam doğrusu,

Beni yırtıcı yaratmış Yaradan.

Ben kaçmam ki hiçbir maceradan.’’

Çaylak “Kal burada beslen doğadan.’’

Çaylak der ki; “Gitmek istersin niye?

Yiyecek buluruz, böleriz yediye.

Bu yerden rahatsız olduğun belli,

Geriye dön, gurbet çok tehlikeli.

Gidilen yerler meçhulse, düşünmeli

‘Gezmek görmek iyidir’ dememeli.”