Zaman ne kadar ilerlemiş, teknoloji gelişmiş olsa da bazı şeyler hiç değişmiyor. Ülkemizde ekonomik sıkıntı olmasına rağmen sandıkta iktidarı değiştiremeyenler yine sokağı karıştırmanın derdine düştü. Gençlerin kullanılmaya müsait olanları sahaya sürülmeye başlandı. Milliyetçilik falan değil, düpedüz ırkçılık yapıyorlar. Irkçılık derken de güçleri sadece Araplara yetiyor. Ne Yahudilere ne de Amerikalı, İngiliz, Fransız vb. her hangi bir farklı milliyete tek laf söyleyemiyorlar. Kuru sloganlarla kendilerini kandırıyorlar. Sadece kandırmakla yetinselerdi sorun yoktu. Huzursuzluk çıkarmaya, ortalığı karıştırmaya başladılar. Cahil gençlerle uğraşmak yerine onları gaza getirip, sokağa salanlara yönelik gereken neyse bir an önce yapılmalı.
Dünya genelinde aşırı sağda bir yükseliş var. Ülkemizde böyle bir şey yoktu. Aşırı sağ denilen azınlık kendi arasında takılıyordu. Ardından bu boşluğu keşfeden küreselcilerin desteğiyle bir parti kuruldu. Bu parti mensuplarına göre elbette arkalarında kimsenin desteği yok, bağımsızlar. Bizde zaten küreselcilerin desteği derken manevi destekten bahsediyoruz(!) Türkiye’de aşırı sağ parti yoktu, sayenizde o da oldu, bu adımınız, batılaşma ve çağı yakalama anlamında çok önemli diye küreselciler mutluluklarını ifade ediyorlar yani yanlış anlaşılmasın. Bu partinin yapabildiği tek şey Türk’e Türk propagandası ve koyu ırkçılık. Irkçılıkta da güçleri ancak Araplara yetiyor. Onlara göre Afgan ve Pakistanlılar da Arap.
İsmi bile Arapça olan bu sözde Türkçü partinin elbette dişe dokunur bir çözüm önerisi de yok. Mülteci düşmanlığını, Arap düşmanlığını artık din düşmanlığına kadar getirdiler. Partinin üst kademesi elbette cahil değil, belli bir ajandaları var. Buna göre hareket ediyorlar. Sahaya sürdükleri kullanışlı gençler Arapça ne görürlerse karşılar. Kelime-i Tevhid’in ne anlama geldiğini bilemeyecek kadar cahiller. Üniversitede iyi bir bölüm de okuyunca cehalet giderilemiyor. Lafa geldi mi halkı Arapça gördüğü her yazıyı dua sanıyor diye aşağılarlar ama kendilerinin farkında değiller.
Geçtiğimiz hafta İstanbul’da “Şehitlerimize rahmet, Filistin’e destek, İsrail’e lanet” isimli bir yürüyüş organize edildi. Binlerce insan sabah namazının akabinde buluştu. Olayları biliyorsunuz üniversite bir genç Kelime-i Tevhid’in sözlerinden oluşan bir flama taşıyan babası yaşında adama yumruk attı. Kelime-i Tevhid’in adını da hilafet sancağı koydular. Arasındaki farkı anlamak için gözün görmesi yetecek şey bir anda ülke gündemine oturtuldu. Türkiye laiktir, laik kalacak sloganlarıyla sosyal medyayı inletiyorlar. Eğer dertleri sadece seçimse dindar, laik gerilimi üzerinden seçimi kazanma şansları yok. Sokağa sürülen kullanışlı gençlerin yaşı yetmez ama biz aynı filmi 2007 seçimlerinde görmüştük. Cumhuriyet mitinglerine katılan binleri milyonlar olarak lanse ediyorlardı. İsmi Türk olan kanalını daha sonra FETÖ’cülere satıp, şimdi CHP’de siyaset yapan gazeteci biz kaç kişiyiz diye sorup yoklama yapıyordu. Seçimin sonunda elbette hüsrana uğradılar.
Seküler milliyetçilik diye bir kavram uydurdular ama bunun Türkiye’de bir karşılığı yok. Ben Türküm, e ne var bende Türküm. Göktürkçe Türk yazmakla, Gök Tanrı bizi korusun demekle bir yere varılamayacağı belli. Sosyolojik anlamda bir karşılıkları yok. Ben Türküm, Filistin diye bir davam yok deyince milliyetçi olacaklarını sanacak kadar cahiller. Aslında cahil yerine kullanılacak çok kelime var da bunları muhatap almaya değmez. Kendi kendilerini kandırsalardı mesele yoktu. Gençliklerini ziyan edip ilerleyen yaşlarda pişman olanların arasına katılırlardı. Lakin artık toplum için bir tehdit oluşturmaya başladılar. İşi şiddete yönelttiler. Bugün yumruk atan yarın eline tutuşturulacak silahı kullanmaktan da geri durmaz. Bir yandan bunların ağababalarıyla hukuki zeminde mücadele edilirken diğer yandan da gençlerle ilgilenilmeli. Kendisini milliyetçi olarak gören genç ırkçılığın pençesine düşmemeli. Bu noktada da gerek Ülkü Ocakları gerekse de Alperen Ocakları devreye girmeli. Dini yok sayan kuru bir Türkçülüğün insanı bir yere götüremeyeceği konferans vb. etkinliklerle anlatılmalı. Irkçı partinin ve destekçilerinin gerçek niyeti ortaya konulmalı.
İsmet Özel, kâfirle çatışmayı göze alan Müslüman’a Türk denir diyor. Onun bu tanımına göre malum parti etrafında ırkçılık peşinde koşan ama kendilerini milliyetçi sananlar Türk değildir… Batı da yüzlerce yıl Müslüman yerine Türk kavramının kullanılması vb. kullanışlı gençlerin anlayabileceği şeyler değil. Onlar sadece slogan atıp poz kesmeyi severler. Şiddete meyilleri cahilliklerindendir. Bu gençlerin kazanılabilecek olanları kazanmalıyız. Diğerlerini ise kanunlar çerçevesinde toplum için zararsız hâle getirmeliyiz. Canı sıkılan istediğine saldıramamalı. Yapıyorsa da yaptığının arkasında durup bedelini ödemeli. Din, milliyetçilik gibi toplumun hassas değerleri kimsenin oyuncağı değildir.