Pazar günü malum grubun gazetesi ‘’Kardeş kavgası bitsin’’ manşetiyle çıktı…
Yaşanılanların kardeş kavgası olarak görmek, barış ve huzur ortamı olmasını istemekten ziyade, ülkenin mevcut ortamında Türk-Kürt çatışmasının yaşanmasına sebep olmaktan başka bir işe yaramayacaktır…
Ülkemizdeki terör saldırılarının arkasında, İŞİD terör örgütü marifetiyle Suriye ve Irak’ta yapılanların Türkiye’de PKK versiyonuyla yapılma uğraşı vardır…
Yani yaşadığımız süreç Türk-Kürt kavgası değil, emperyalist güçlerin bölgedeki gelişmelerle aynı doğrultuda, bir takım ayrılıkçı zihinleri ve terör örgütlerini cesaretlendirmesiyle, hem Türkiye’nin bölgedeki gelişmelere müdahale etmesini önlemek, hem iç siyaseti dizayn etmek, hem de milliyetçililik duygularını zinde tutmayı amaçlayan bir projedir…
PKK’nın terör saldırıları nedeniyle Şemdinli’de 10 binden fazla kişi Irak’a giderken, Lice’de 8 bine yakın kişinin ilçeden ayrıldığı bilgisi kamuoyuna yansıdı… Yaşanılan bu görüntü, Suriye ve ırak’taki İŞİD terörünün oluşturduğu kaosun, Türkiye’ye PKK terörüyle taşınmak istemesinin en net görüntüsü olarak görülmelidir…
Terör saldırıları, insanların kin duygularının kabartılarak Türk-Kürt çatışması çıkmasına, derinleştirilmesine ve sonrasında aynı çatı altında yaşanmasının mümkün olmadığı gibi bir ortamın hazırlanması için yapılmaktadır…
Doğuda 12 yerleşim biriminde yapılan sözde ‘’özerklik’’ açıklamaları, bu minvalde çatışma ortamını hızlandırmak için yapılmış sivil terör faaliyetleridir…
Tüm bunlar ortada iken, bazı medya gruplarının terörü masumlaştırma gayretleri, ülkemizin dirliği ve birliği için büyük bir tehlike arz etme konumuna kadar gelmiştir…
Zira terörün sebebi olarak siyasileri hedef göstermek, ülkemizin terörle mücadelesini kamuoyu nezdinde itibarsız hale getirilmesine ve böylelikle zaafa uğramasına sebep olma riski taşımaktadır…
Ayrıca partileri, hatta parti tabanlarını hedef alan bir çatışmaya da zemin hazırlama durumu, bahsi geçen medya gruplarının ne denli tehlikeli bir yayın politikası içinde olduklarını beyan etmektedir…
Anlamadıkları şu ki, bu mesele siyaset meselesi değil, memleket meselesidir…
Yine aynı konuyla alakalı olarak, firari savcıyla kartopu oynayan yazarın, HDP’nin imajını korumak için sarf ettiği çaba, göz ardı edilmemesi gereken önemli bir durumdur…
Söz konusu nevi şahsına münhasır yazar, Doğudaki bazı yerleşim birimlerinde sözde ‘’özerlik’’ ilan edenlerin, HDP’den ayrı yapılar olduğunu özellikle vurgulaması, gidilecek seçimlerde HDP’nin oy kaybetmesinin önüne geçmek için çabaladığını aşikâr etmektedir… Hülasa, bu çevreler memleketin bekasını, vatanın birliği ve bütünlüğünü dert edinmek yerine 7 Haziran öncesi Ak Parti’yi tek başına iktidardan etme formülü olan HDP’yi yeniden kullanmanın peşindeler…
Selametle…