Gündemimiz mektup..
ABD Başkanı Donald Trump, Barış Pınarı Harekâtı ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’a mektup yazmış.
Mektup 9 Ekim yani operasyonların başladığı gün tarihli.
Ancak biz mektubu yeni okuyoruz..
Mektup diplomasi dilinden o kadar uzak ki ilk başta herkes şaka olduğunu düşündü.
Ama gerçekti.
Söz konusu Donald Trump olunca herkesin bu şoku atlatması uzun sürmedi.
Cumhurbaşkanlığı kaynakları mektubun reddedilerek, çöpe atıldığını açıkladı.
*
Tabi muhalefet olma sınırını yine geçenler oldu..
Erdoğan’a gider yapılıyor(!) diye baya mutlu oldular. “Mektupla rezil edildi” vs. gibi argümanlara sarıldılar..
Hâlbuki mektup uluslararası sahada Türkiye’yi değil Amerika’yı yerin dibine sokacak kadar utanç verici.
Amerika tarihi boyunca hep güçlü, prestijli, diplomaside başarılı bir profil çizerken bir Başkan geldi ve hepsini yerle bir ediyor. Kendi halkı bile “Amerika’yı rezil ettin” diye isyan ediyor, tepki veriyor.
Bırakın artık bu kompleksli tavırları..
*
Avrupa ülkeleri teröristlere sahip çıktı diye; “Dünyada bize destek veren kalmadı, herkesle aramız bozuk” diyenler var.
Avrupa ve Batı ile aranın düzgün olmasının yolu onların her dediğini yapmaktan geçiyor.
İstediğiniz bu mu gerçekten?
*
Tekrar gelelim olay olan o mektuba…
Mektubu kısaca özetlemek gerekirse Trump; “Gelin anlaşalım. Binlerce kişinin ölümünden sorumlu tutulursanız şeytan olarak görüleceksiniz. Güçlü olacağım diye aptallık etmeyin. Bizde sizin ekonominizi batırırız. Hem Mazlum Kobani sizinle taviz vererek anlaşmak istiyor. Ben sizin sorunlarınızı çözmeye çalışıyorum.” demiş.
Sonunda da “seni sonra arayacağım” yazmış..
Şaka gibi ama değil.
*
Mektubun cevabı 9 Ekim saat 16.00’da Barış Pınarı Harekâtının başlaması ile verildi.
Ancak bir Türk vatandaşı olarak içimden gelen birkaç şeyi yazmak istiyorum.
Öncelikle biz binlerce kişinin ölümünden sorumlu olacağımız bir operasyon içerisinde değiliz. Teröristlerin başını eziyoruz.
Güçlü olacağız diye değil güçlü olduğumuz için yapıyoruz. Çünkü biz ordusu olan bir millet değil, milleti olan bir orduyuz! Birimiz bin eder.
Ekonomiye gelince; Arap Emirlikleri gibi emperyalistlerin köpeği, Suriye gibi maşası olup kendimize vatan aramaktansa, kendi vatanımızda gerekirse sıfırdan başlayarak çorak toprağı gül bahçesine çeviririz. Tarihe bakın; daha önce yaptık, yine yaparız.
Aracı olduğunuz teröristle yapacak bir anlaşmamız yok. Canını seviyorsa kaçsın “Türk Ordusu” geliyor.
Siz kimsiniz de Türkiye’nin sorunlarını çözeceksin. Türkiye aciz mi? Mektubunuzu okuyup, çöpe attıktan saatler sonra Türkiye sorununu çözmek için operasyona başladı ve sorun çözülene kadar da devam edecek.
*
İktidarı izlediği Suriye ve göçmen Politikası yüzünden eleştirebilirsiniz.
Ancak şu noktayı atlamayalım; Bu operasyonlar Suriye ya da Suriyeliler için yapılmıyor. Sınır güvenliğimiz ve yıllardır bu ülkenin evlatlarını şehit eden PKK’nın kollarını kesmek için yapılıyor.
Bu yüzden bugün her şeyi bir kenara bırakarak, “ama”sız Devlete ve Mehmetçiğe destek verme günüdür.
Rabbim ordumuzu muvaffak eylesin..