Öncelikle yeniden merhaba demek istiyorum. Çünkü birkaç aydır yazmaya ara vermiştik. ‘Bismillah’ diyerek yazılarım aracılığıyla yeniden sizlerle birlikte olmak son derece mutluluk verici. Bunu ifade ettikten sonra şimdi gelelim yazımızın özüne.
Malumunuz, bir yılı daha geride bırakarak, yeni bir yıla merhaba demiş olduk.
Yeni yıla merhaba demek tamam da, içkilerle, farklı mekan ve ortamlarda, hoplayarak zıplayarak kutlamak ne demek?
Gelin bunun ne demek olduğunu kısaca açıklayıvereyim. Ayrıntıya ve tarihine falan girmeden, anlaşılabilir bir şekilde, ne demek olduğunu söyleyim: Küreselleşmeyle gelen değişim ve yozlaşma.
Tabi bu tanımın gerçek manasıyla açıklaması sayfalar dolusu yer alacaktır. Bu yüzden kısa ve net bir şekilde anlatabileceğim en geniş tanımı ifde etmeye çalıştım.
Bu tanımda yer alan değişim ve yozlaşma, içinde Dini ve kültürel farklılaşma, bir anlamda da bireysel ve toplumsal sapmalar olarak ortaya çıkıyor. Bu sapmalar da maalesef geçtiğimiz akşam gerçekleşen ve yılbaşı kutlamaları adı altında sabahlara kadar süren eğlencelerde kendini gösterdi.
Ve maalesef üzülerek söylüyorum ki bu durum her yıl bir önceki yıla oranla kendini daha şiddetli bir şekilde gösteriyor. Ancak buna rağmen, aynı gece (Yılbaşı gecesi) Mekke’nin Fethi’nin halen birileri tarafından hatırlanıyor ve kutlanıyor olması içimizi ferahlatıyor.
Özellikle Konya’da Mekke’nin Fethi her yıl düzenlenen programlarla coşkulu bir şekilde hatırlanıyor. Bu yıl da Andolu Gençlik Derneği’nin düzenlediği Mekke’nin Fethi programını takdirle takip ettik. Ne var ki, Türkiye’de gerçekleşen ve tüm Müslümanları ilgilendiren bu tür faaliyetlerin siyasallaşmasını hiç doğru bulmuyorum.
Bu yıl ki Mekke’nin Fethi programında da bu siyasallaşmayı gördük. Bu duruma derinden üzüldüğümü belirtmek istiyorum. Peki siyasallaşma kendini nasıl gösteriyor?
Ortada güzel bir program var. Bütün Müslümanları ilgilendiren ve İslam Tarihi açısından önem arz eden bir olay. Ancak programda bu kadar geniş bir kitleyi göremiyoruz. Protokolden kimse yok programda. Ne Vali ne, Ne İl Müftüsü, ne de Belediye Başkanları… Şimdi diyeceksiniz ki programı düzenleyen Anadolu Gençlik Derneği. Yani Milli Görüş. İşte önemli olan nokta bu bana göre. Böylesi önemli bir program, ortak akılla ve ortak girişimlerle daha geniş bir şekilde düzenlenemez mi? Düzenlense daha iyi olmaz mı? Hadi ortak bir programa yanaşılmadı. Anadolu Gençlik Derneği ya da farklı bir kuruluş bu programı düzenledi. İşin siyasi boyutu düşünülmeden, herkes davet edilse (Anadolu Gençlik Derneği’nin Konya protokolünü davet ettiğini düşünüyorum) ve bu davete icabet edilse, dini, toplumsal, kültürel birlik açısından daha olumlu sonuçlar çıkacağını düşünüyorum.
İşte bence o zaman, Mekke’nin Fethi’ni kutlamak, gerçek manada yılbaşı kutlamalarına bir cevap olabilir. Ne diyelim inşallah gelecek yıllarda bu tür değerlerimize ortak akılla sahip çıkarız. Saygı, sevgi ve dua ile…