Şu dost görünüp, düşman olanlar var ya!
Hepsi beni hayal kırıklığına uğratıyor çoğu zaman… Bu kadar acemice plan mı olur?
Diye soramıyoruz bile karşımıza alıp. O kadar acemice planları… Taa Menemen olaylarından bugüne kadar hepsi hem de…
Esrarı çekip Şeriat Devleti kurmak için ayaklanmış beş kişi. Yersen! Sonuç bilmem kaç idam…
Bugünkü tiyatroların da pek bundan farkı yok…
Bu ülkede tek bir ‘Müslüman’ın heykellerle alıp veremediği yoktur mesela. Bunu öğrenemediler bir türlü… İzleyenler kelli felli adamlarda hala inanıyor… Çünkü Efendimizi örnek alan her Müslüman bilir ki gönüllerdeki heykelleri yıkmadan, Kâbe” de ki heykelleri yıkmanın pek bir anlamı yok…
İkincisi bu ülkede ki tek bir Müslümanın bir kadının kıyafetiyle alıp veremediği bir şey yoktur. Derdi bu olsa güney sahillerinden çıkmaması gerekirdi milyonların…
‘Tahrik oldum, seni döveceğim’ Ne bu insanlar, mazoşist mi? salak mı?
Kılık kıyafetle uğraşacak birileri varsa bu ülkede sadece Laik/Kemalist kesimdir…
Bu oyun, bu tiyatro tutar mı peki?
Tabi ki tutar…
Ömrü boyunca Türkiye’de yaşadığı halde İslam’ın ne olduğunu Müslüman olmanın ne anlama geldiğini bilmeyen sözde! dindar- Laik-Kemalist kesim bu oyuna figüran bile olur…
Aslında bu ayak takımının kirli! İcraatları her zaman vardı. Ama gündeme pek getirilmiyordu.
Artık işe yarayacak en ufak 3. Sayfa adi vakıaların tamamı sonuna kadar kullanılıyor. En önemli sebebi de medyanın hala kendini temizleyememiş olması…
Yani Cumhuriyet Gazetesinden beş on kişiyi tasfiye edince Medya temizlenmiş olmuyor tabi…
Aslında hepimiz biliyoruz da itiraf edemiyoruz. Medya o kirli güçlerin en güçlü olduğu yer… Türkiye’nin en ücra köşesindeki okulu ele geçirmeye çalışan ‘Yapı’ medyayı sahipsiz mi bırakacaktı? En güçlü mecrayı yani… Mümkün mü? Ama bylock çıkan tek bir medyacı bulamazsınız, nedense?
Bu gerçeğin sebebini ise sadece sokaktaki vatandaş biliyor, bilmesi gerekenler kulaklarının üzerine yatıyor! Bunun başka bir izahı olamaz…
Çünkü rakamlar herkese şok geçirtecek kadar yüksek…
Ben bile biliyorum, onlar mı bilmiyor?
…
Hem yaşananlar, hem de yaşananların medyada yer buluş şekli oyunun bir parçası… Çok belli. Siverek nere, maçka parkı nere… Ama alakasız mekanlar ve insanlar aynı amaca hizmet ediyor. Tiyatro işte… İki farklı yerde iki farklı şekilde sahneleniyor.
Bence her şey verilen o pozdan sonra başladı.
Hani adalet yürüyüşünü ben devam edeceğim diye, seccadenin üstünde ayakkabıyla verilen pozdan sonra yani…
…
MEHMET GÖRMEZ…
Çünkü O, "İslam, "akıl ile nakil", "akıl ile kalp" ve "vahiy ile akıl" arasında kurulan doğru ilişkiden ibaret" demişti.
Sevmezler tabi.
Ne o öyle akıl, makıl? Yeni icatlar çıkardı başımıza bir sürü…
Hatalarıyla, sevaplarıyla, iyi bir başkan gördük ömrü hayatımızda…
Gelen yeni Diyanet İşleri Başkanının, sadece kurumu değil anlayışımızı da binlerce adım öteye götürmesi dileğiyle…