Meclis’in çocukları!

Abdullah Akif Solak

Son yıllarda Türkiye’de yaşanan gelişmelere bağlı olarak, Türkiye siyaseti de haliyle alevlendi. Tabi bu alev doğal olarak Meclis’i de etkiledi. Yaşanan gelişmeler ve özellikle yeni anayasa çalışmaları ile Milletvekilleri büyük bir çalışmanın içine giriyorlar.

 

Ancak, Türkiye siyasetinin alevi milletvekillerinin başını çok yakıyor olacak ki, vekiller olmayacak durumlara düşüyorlar.

 Son zamanlarda Meclis’te mesai yapan milletvekilleri ile ilgili kavga, gürültü, patırtı, küfür, argo haberlerini herkes biliyor.

    Bir kere bu konuda işi partileştirmeden olaya ahlaki olarak bakmak gerekiyor. Bu yüzden hangi partiden olursa olsun hiçbir milletvekilinin yaklaşımı çocuk gibi küfür veya seviyesiz bir yaklaşım olmamalı. Çünkü Meclis’te bulunan her vekil, o koltukta milleti temsil ediyor ve milletimiz açısından bu tür yaklaşımları doğru bulmuyorum.

      Tabi sadece Meclis çatısı altında düşünmemek gerekiyor bu konuyu. Aynı seviye ve üslubu bir milletvekili her ortamda sergilemeli. Malum bu konuda sosyal medyada da bir çok kez aynı tür yaklaşımlara şahit olduk. Bu yüzden bir milletvekilinin sosyal medya da dahil, her ortamda, milletvekili olduğunu unutmadan davranması ve ona göre cümleler kurması gerekiyor.

Oturulan koltuk şahısların değil, milletindir.

 Bu yüzden millete yakışan duruşlar sergilenmeli. Mesela Ak Parti Tokat Milletvekili Zeyid Aslan’ın bayan gazetecilere olan seviyesiz tepkisini biliyoruz. Kullanılan üslup hiç hoş olmayacağı gibi, bir milletvekilinin kullanmaması gereken cümlelerdi.

Zaten hem kendi partisi hem de kamuoyu tarafından tepkiyle karşılandı ve gereken de buydu. Aslan,  sonuç olarak partisi tarafından disiplin kuruluna sevk edildi. Doğru olan buydu; Fakat o cümleler ağızdan çıktıktan sonra disiplin kuruluna sevk edilmesi de pek bir anlam ifade etmiyor aslında.

Önemli olan bu tür davranışların hiç sergilenmemiş olması.

      Yine geçtiğimiz hafta Twitter’da CHP Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan şöyle bir tweet atıyor: “Biri çıkıp Sümeyye’nin kıçına palayla vursa ne olurdu acaba?” Şimdi, konu ne olursa olsun bir milletvekili bu üslubu kullanınca hoş olmuyor. Şimdi işin daha acı kısmı şu. Yanlış bir üslup kullanan vekile, bu sefer başka bir vekil sahneye çıkarak, yine yanlış bir üslupla cevap veriyor.

 

Cevap veren Ak Parti Konya Milletvekili  Mustafa Akış: “Bakalım yarın Meclis’e gelecek kıç var mı sende?” diyor. İş iyice horoz dövüşüne dönüyor anlayacağınız! Biri yanlış yapıyor diğeri yanlışı yanlışla örtmeye çalışıyor. Açıkçası ben Mustafa Akış Bey’den böyle bir yaklaşım beklemezdim ve yakıştıramadım da.

Burada Mustafa Akış Bey’den o yanlışı doğru bir üslupla örtmesini ve o vekili utandırmasını beklerdim ben.

Ancak maalesef kendisi de o vekille aynı duruma düşüyor. Bu yüzden ne olurla olsun milletvekilleri üsluba dikkat etmeli. Meclis’te, sokakta, sosyal medyada nerede olurlarsa olsunlar, milletvekili olan biri, o sıfatı her yerde ve her koşulda taşıyacağı için sözcüklerini özenli seçmeli. Bu konuda parti liderlerinin de vekilleri sık sık uyarması ve bu konuya temas etmeleri gerektiğini düşünüyorum.

 

 Ben çocukken, misket oynarken sergilediğimiz davranışları maalesef bugün milletvekillerinde görüyorum. Meclis tatile girdi. Milletvekillerimiz iyice bir dinlenirler de, inşallah yeni çalışma mesaisine kendilerini daha iyi bilerek başlarlar… Sevgi, saygı ve dua ile…