Koltuk mu önemli, millet vicdanı mı?
Haktan yana olmak mı önemli, haksızlığı görmezden gelmek mi?
Bunlar, hepimizin sorması gereken sorular…
Hakkın önemini haksızlığa uğrayınca, millet vicdanının önemini ise koltuğa devlet ve millete zararlı insanlar oturunca anlıyoruz.
Başımıza bir şey gelmeden, gerçeği göremiyor ve bu uğurda mücadele edemiyoruz.
Örneğin, 15 Temmuz hain ve sinsi darbe girişimi olmasaydı, FETÖ ile ilgili bu denli geniş çaplı operasyonlar yapılacak mıydı?
Devlet kadrolarına nasıl sızıldığı net olarak görülebilecek miydi?
Devlet işleyişini engelleyerek, milleti zora sokma girişimleri açığa çıkabilecek miydi?
Millet iradesine saygı duymayıp, bu iradeyi aşağılayın kitlenin maskesi düşecek miydi?
Veya bunlara altyapı hazırlayan cenahın niyeti öğrenilebilinecekmiydi?
Şapka düştü, kel göründü…
Parazit yapıların, her kılığa girebildiğinin net ve açık bir şekilde farkına varıldı.
Fakat farkına varmak yetiyor mu?
Müslümanın mücadele ruhuna sahip olması gerekmiyor mu?
“Ne şiş yansın ne kebap” mantığı bu ruha yakışıyor mu?
Yeni ortaya çıkan bilgilere bakıldığında, hayretler içinde kalmıyor muyuz?
Konum ve koltuk kapmak uğruna devletini, milletini, ülkesini sıkıntıya ve zora sokmak bu ülkenin vatandaşı olmayı hak etmiş bir insana yakışıyor mu?
FETÖ operasyonları ile şu da net olarak görülmüştür: “Devlet kadrosunda olan ve kendini kamufle etmeyi başaran kişilerin aslında devlet aklıyla hareket etmedikleri.”
Yıllardır duyduğumuz cümle: “Ülkemizin etrafı düşmanlarla çevrili.”
Bu cümleyi günümüzde daha net anlıyor ve görüyoruz.
Aslında şunun da farkına vardık: “Düşman bizim gibi konuşmayı, giyinmeyi yani yaşam tarzını iyi öğrenmiş ve sinir uçlarını da iyi tahlil etmiş.”
Bu uğurda da parayla, makamla ve beyin yıkamayla birçok kişiyi kullanmış.
Birliğimiz ve beraberliğimiz, ülkü bütünlüğü açısından son derece önemlidir.
Toplumsal infiallerle bu bütünlüğü bozmaya çalışan ve ne olduğu belirsiz parazit yapıların kuklalarına karşı dikkatli olmalıyız.
Etki ajanlarına karşı dikkatli olmalıyız.
Karakterini param parça ederek çıkar peşinde koşan ve ülkemizi zora sokmaya çalışanların işlerini kolaylaştıranlara dikkat etmeliyiz.
Konyamız önemli bir şehirdir. Anadolu’nun mozaiğidir. Konyalılar olarak, bu şehrin yetiştirdiği devlet adabını bilen ve millet vicdanını duyan hemşerilerimiz olduğunu biliyoruz.
Allah’ım, devleti ve milleti için sonuna kadar mücadele eden herkesi korusun.
Yusuf Has Hacib ne güzel söylemiş: “Menfaat sandalyeye benzer; başında taşırsan seni küçültür, ayağının altına alırsan seni yükseltir.”
Menfaatler uğruna, devletimiz ve milletimiz zora sokulmasın. Devlet ve millet menfaati hiçe sayılarak, şahsi menfaatler peşinde koşulmasın. İlerde “eyvah” dememek için bunlar önemli.
Unutmayalım: Türkiye zora düşerse, tüm dünya yetimleri zora düşer.
Onun için maskesi düşenlerin gerçek yüzlerini görelim.