Konya’da vaka artışının en büyük sebebinin evde karantina altında olması gerekenlerin kurallara uymaması olduğunu daha önce köşe yazılarımda ifade etmiştim.
Aslında bu sıkıntı sebebiyle uygulanması düşünülen ve rafa kalkan bir karar vardı. Evde karantina uygulamasının yurtlarda sürdürülmesi gündeme gelmişti. Bu bilgiyi normalleşme dönemi başlamadan önce çok önemli bir isimden almıştım…
O proje bugüne kadar uygulansa, çok yerinde ve isabetli bir uygulama olurdu diye düşünüyorum. Vaka zinciri bu kadar büyümeden önce; her yurda doktor, hemşire ve polis görevlendirmesi yaparak virüsü kontrol altında tutabilirdik…
Bence önümüzdeki günlerde bu konuyu da bir düşünmek gerekir!
Yukarıdaki satırları yaklaşık 1 ay önce yazmıştım. Nihayet bu yönde bir karar alınarak uygulamaya konuldu.
İçişleri Bakanlığı genelgesine göre, Kovid-19 hastası veya şüphelisi olup evde izolasyon koşullarını ihlal edenler, karantina süreçlerini yurt ve pansiyonlarda tamamlayacak. Ayrıca bu sorumsuzlar hakkında suç duyurusunda bulunulacak.
Tam da yukarıda bahsettiğim şekilde bir karar aldı İçişleri Bakanlığı. Alınan bu karar çok geç olsa da benim açımdan çok olumlu bir karar.
Daha önce de söylemiştim. Koronavirüs olduğunu bile bile hastalığı yayanlara bu yaptırımlar az bile, bu sorumsuzlara cinayete teşebbüsten ceza verilmeli!
Hepimiz zor günler geçiriyoruz. Etrafımızda çok sayıda insan hasta. Birçok sevdiğimize acı bir şekilde veda etmek zorunda kaldık. Pek çoğunun cenaze namazını bile kılmak nasip olmadı.
Facebook’ta ana sayfamda sadece bu hafta 25’in üzerinde tanıdığımın Koronavirüs nedeniyle vefat haberini gördüm.
Bu üzücü manzara karşısında hala sorumsuzluk yapanlara, devletimizin vereceği her ceza müstehaktır. Devletimiz merhametli davranıyor ama sanırım merhametten de maraz doğuyor.
O sebeple bu tür yaptırımların tavizsiz uygulanması gerekiyor.
Konya Valisi Vahdettin Özkan ve Emniyet Müdürü Mustafa Aydın başta olmak üzere şehri yöneten herkese bir kez daha hatırlatıyorum. Denetimleri sıklaştırın, sorumsuzların gözünün yaşına bakmayın…
KARADÜZEN İŞ YAPMAYA DEVAM MI?
Hafta sonu yaşadığım bir olay bana bu ara başlığı attırdı.
Cumartesi günü bazı ihtiyaçlar için gittiğim bir yerel markette kuralların hiçbir şekilde uygulanmadığını gördüm. Maskesiz alışveriş yapandan tutun da bütün manav ürünlerini tek tek mıncıklayanlara kadar her çeşit kuralsızlık vardı.
Keşke başka bir yerden alışveriş yapsaydım diye hayıflanırken kasaya yöneldim. Kasada sıra beklerken vatandaşın birisi adeta tepeme çıkacak şekilde yakın temas kurmaya başlayınca tepemin tası attı.
Şahsı sosyal mesafe konusunda uyarmamla bir tartışma çıktı.
Hem suçlu hem güçlü derler ya; “Ben virüslü değilim, canını o kadar seviyorsan git evinde otur” diyerek pişkince efelendi.
Bunun üzerine ortam biraz gerildi haliyle. Neresinden baksan cahillik akıyor. Uysan bir dert uymasan gönül razı değil.
İçimden bir besmele çekip, uyma şeytana dedim kendi kendime. Ama o markete bir daha adım bile atmayacağıma dair de kendi kendime söz verdim.
İşin garip tarafı, markette çalışan personelin hiçbiri bu konuda tek bir uyarı yapma gereği duymadı. Olayı izlemekle yetindiler. Neyse ki bilinçli birkaç vatandaş duruma müdahil olarak kasada bekleyenler arasında sosyal mesafe oluşmasını sağladılar.
Konya’nın yerel marketleri bu kafayla devam edecekse; bundan sonra ulusal ya da küresel market zincirlerini tercih edeceğim.
Bunu da buradan duyuruyorum. Bırakın artık kara düzen iş yapmayı. Raflara ürün yığarak büyük marka olunmuyor. Kurumsallaşın.
Yetkilileri uyarıyorum, marketlere ve mağazalara sıkı denetim gerekiyor.
Kasaların olduğu bölgede zemine yapıştırma yaparak mı yoksa şerit çekerek mi halledersiniz bilemem ama sosyal mesafe kuralını tavizsiz uygulayacak bir sistem gerekli. Marketlere ve mağazalara bunu şart koşun.
Ayrıca manav reyonu ve ekmek bölümünde seç al konusunu kesinlikle kaldırın.
Yoksa bütün şehir boş yere mücadele vermeye, yerimizde saymaya devam ederiz. Benden söylemesi.