‘’Kargalar ötmeye başlayınca, bülbüller susar.’’ Hz. MEVLANA
*
Bir Kör, bir Topal bir de Fakir beraber çölde yolculuk yapıyorlarmış. Yorulmuşlar. Çok da susamışlar. Sonunda küçük bir vaha bulmuşlar. Kendilerini serin sulara bırakmışlar. Doya doya içmişler. Karınları da doyunca suyun kenarındaki ağaçlardan birinin altında uykuya dalmışlar.
Bir süre sonra uykudan uyanan kör ayağa kalkmış. Elini alnına koymuş, ufku süzmeye başlamış ve avazı çıktığı kadar bağırarak:
– Birileri geliyor galiba! Demiş.
Körün bağırmasıyla kendine gelen fakir:
– Galiba bizi soyacaklar! demiş.
Bütün bunları duyan topal ise tası tarağı toplayıp:
– Hadi hemen kaçalım... demiş.
*
Hayatta yanında olmayı, bir şeyler paylaşmayı ilk tercih ettiğin kişi arkadaşındır. Bu yüzden önemlidir arkadaş… İnsan annesini, babasını, kardeşini seçemez. Ama arkadaş öyle değil. Kaz kazla, dazlak dazlakla, topal tavuk topal horozla arkadaşlık eder. Yolda kal ama yoldaşsız kalma. Çürük elma, yanındakini de bozar, bu sebeple kiminle dostluk ettiğinize dikkat edin! . KarayoIunda iIerIerken nasıI kavşakIar varsa insan hayatında iIerIerken de öyIe yavşakIar (bit yavrusu) var. Ayrıyeten bir arkadaşın size ne verebileceğine değil, sizin için neden vazgeçebileceğine bakın. Çünkü arkadaş her zaman dost demek değildir bazen bir gaye uğrunda birlikte oldukları için ‘’arkadaştırlar’’. O bakımdan arkadaş seçiminde silgin kaleminden önce bitiyorsa demek ki yanlışın çok demektir. İbrik ile leğen aynı maddeden yapılmıştır. Ama su birinde temiz, diğerinde pistir. Bir de arkadaşlığın üçüncü ve ‘’en tepe’’ mertebesi, boş gezenin boş kalfası var: Filozoflar… Burnunun üstündeki sivilceyi gözlüğünün altında gizleyen filozofların en çok cirit attığı alan ise şüphesiz siyaset meydanıdır. Piyasa filozoftan geçilmiyor. Her şeyin en doğrusunu kendisinin bildiğini zanneden zihinsel bulanıklı her filozof, kendisinden önceki filozofu yerden yere vurur, kendisi yeni bir ekol, yeni bir palavra sistemi kurar. Halbuki dinde öyle midir? Tüm İslâm âlimleri birbirlerini tasdik etmişler, hiçbiri, bir diğerini yalanlamamıştır. Çünkü hepsinin kaynağı birdir. Kendi akıllarını ön plâna çıkarmayıp, neticeye varmada Kur’an-ı Kerimi, Hadis-i Şerifleri esas almışlardır. Kaynak aynı olunca, netice de aynı olmuştur. İslâm alimi filozof değildir. İslam Alimleri ittifakla, felsefecilerin, cahil, ahmak olduklarını bildirmişlerdir. Hayatın çilingiri olduğunu zanneden, herşeye karşıtlığın iyi bir ‘’nane’’ olduğunu düşünen ve her defasında burun üstü çakılan filozofluğun temelinde yatan kışkırtıcı ruh itirazdır. Bunlar karşı herşeye karşı, savunduğu değerleri kusurluda olsa en yükseğe koyduğundan anlaşılması zordur. Karşı olmak haklı olmakla açıklanamaz, neye karşı olduğunuz önemlidir. Her şeyi tenkit, her şeye itiraz bir yıkma hamlesidir. En yavaş konuşabilen ya da bitişe en son varan zamane filozoflarının pirince taş atmaktan başka bir işe yaradığını söylemek zor. Asırlardır gülmek yerine düşünmeyi tercih eden hokkabazları boşverin, yalanın bir bacağı kısadır, kimse size sizden iyi öğüt veremez. Sizin filozofa ihtiyacınız yok. Sizi yok sayanları, umursamayanları siz de yok sayın, umursamayın. Boşverin! Herkes size muhalefet oluyorsa tadını çıkarın, demek ki ‘’İktidar’’ sizsiniz.
Kimi filozof ayağına yatan kerkenezler de adam yerine konulmak, fark edilmek için herşeye itiraz ediyorlar. Bunlara tavsiyemiz sarımsak yesinler her yerde fark edilirler. Eğer mutlu yaşamak istiyor, bahtım saçlarımdan karadır demek istemiyorsanız, hayatınızı bir amaca bağlayın, kişilere ya da eşyaya değil. Çünkü filozofların sadece toz pembe hayalleri olur sonunda pembesi gider tozu kalır…
*
Sevdiklerinize “gül” verin; Gülünüz yoksa gülüverin!..