Biz ekonomi ve siyasete odaklanmışken diğer FETÖ’cüler de boş durmuyor. Eski futbolcusu, gazetecisi gündemde kalmak için her yolu deniyorlar. Zaten bu örgütün en önemli özelliği teflon karakterli olmak. Adamlarda elbette utanma yok. Hiçbir şey olmamış gibi kendilerini kabul etmemizi bekliyorlar. Şekilden şekle girmeyi çok iyi biliyorlar. Şimdi ise eli kanlı bir terör örgütünün üyesi, destekçisi değil de sırf Cumhurbaşkanı Erdoğan’a muhalif oldukları için yurtdışına çıkmak zorunda kalan mağdur pozundalar. Elbette masumlar, 15 Temmuz gerçekleri de bir gün ortaya çıkacak(!) Bu kafaya ulaşmak için ne kullanıyorlar merak ediyoruz…
Fatih Terim’in hayatını anlatan Netflix belgeselinden sonra Hakan Şükür sosyal medyada tekrar gündem oldu. Belgeseli çekenler Galatasaray tarihinde Hakan Şükür, Arif Erdem yokmuş gibi davranmış, attığı goller makaslanmış. Durduk yere hainlere meşruiyet şansı vermekten başka bir şeye yaramamış. Oysa biraz akıllıca davranılsa hem bu futbolculardan bahsedilebilir hem de FETÖ gerçeği bütün dünyaya anlatılabilirdi. Çünkü belgesel dünya genelinde yayında. Fatih Terim, İtalya başta olmak üzere özellikle Avrupa’da tanınan, sevilen bir isim. Doğal olarak hayatı ilgi çekiyor.
Yapılması gereken şey çok basitti. Hakan Şükür ve Arif Erdem’in gollerine, hikâyesine diğer futbolcular gibi olayın doğal akışında yer verilir. Ardından en fazla beş dakika da bu iki futbolcunun FETÖ ile bağlantıları, FETÖ’nün bu ülkeye neler yaptığı 15 Temmuz görüntüleri eşliğinde anlatılabilirdi. Hakan Şükür’ün 15 Temmuz’dan çok önce Amerika’ya, Arif Erdem’inde 15 Temmuz’dan sonra Yunanistan’a kaçtığı belirtilebilirdi. Fatih Terim bile bu iki futbolcu için bir değerlendirmede bulunabilirdi. Fakat işin içinde Netflix olunca elbette böyle olmuyor. Adamların işi algı oluşturmak. Bu tarz tartışmalarla daha fazla izlenme oranı elde ettiler. Hakan Şükür sosyal medyada görünmekten çekinmiyor. Kendi arasında futbol yorumculuğu bile yapıyor. Arif Erdem’den ise haber yok. Arif’in Manchester’a attığı gole ulaşabiliyoruz ama kendisi nerede, ne yapıyor bilmiyoruz…
Hakan Şükür ve Arif Erdem’in sırf FETÖ’cü oldukları için futbolculuklarının tartışmalı hâle getirilmesi komik. Böyle davranarak onlara istediklerini vermiş oluyoruz. Siyasi iktidardan korktuklarından bizim kariyerimizi bile inkâr ediyorlar diye propaganda yapıyorlar. Futbol tarihimizden bu iki ismi silemeyiz. Kariyerleri ortada. Fakat peşine FETÖ’cü oldukları gerçeğini sürekli vurgulamalıyız. İnsanın geçmişinden çok bugünü önemlidir. Spor ya da sanat camiasında çok yetenekli olmalarına rağmen özel hayatları tartışmalı isimler vardır. Uyuşturucu kullanmış, alkol batağına düşmüş, sürekli şiddet haberlerine özne olmuş isimler. Bunların yaptıkları işi takdir etmeye devam ederiz. Çünkü adamlar kendilerine zarar vermişlerdir. Maradona, İbrahim Tatlıses gibi farklı kulvarlarda onlarca isim sayabiliriz.
Hakan Şükür, Arif Erdem vb. isimler ise doğrudan bir terör örgütüne üye olup desteklemişlerdir. Hem de hiç kıvırmadan. Bu örgüte üye bazı isimler yolun sonuna geldiklerini anladıklarında FETÖ’nün terör örgütü olduğunu 15 Temmuz’da anladım diye aklımızla dalga geçerken bu isimler ona bile tenezzül etmediler. Şimdi ise akılları sıra iade-i itibar bekliyorlar. Çok beklerler, isimleri anca böyle belgesellerde, eski maç görüntülerinde gündeme gelir. Akabinde FETÖ’cü oldukları vurgulanarak.
Bir başka FETÖ’cü Cevheri Güven ise Almanya’dan çektiği videolarla aklı sıra gündem oluşturma derdinde. Kendisi gazeteciymiş, o da sırf muhalif olduğundan dolayı yurtdışına çıkmak zorunda kalmış falan. Biraz altını deşince FETÖ’nün her türlü operasyon organlarında görev yaptığı, hatta hapse girdiği, nedense tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığında Almanya’ya topukladığı görülüyor. Deniz Baykal ve o dönem bazı milletvekillerinin kasetlerini medyaya sızdıran da yine bu isim. Elbette bütün bunları yok sayıyor. Kendi çapında hükümet devirmece oynuyor. FETÖ gerçeklerinin sürekli gündemde tutulması gerekiyor. Yoksa özellikle hayatı sosyal medyadan ibaret sanan gençler bu tarz isimleri sadece eski futbolcu, muhalif gazeteci olarak bilmeye devam edecekler.
Hükümet yurtdışındaki FETÖ’cülerin iade işini sıkı tutmalı. Adamlarda karakter, omurga olmadığından her şekle girebiliyorlar. Ortalığı karıştırmak sosyal medyada yayınlanacak bir videoya bakıyor. Özellikle seçimin yaklaştığı dönemde hainlere bu fırsat verilmemeli. Yakalanmaları için her yol denenmeli. Basınımızda da kimin ne olduğunu açık açık vurgulamalı. Yok saydığımızı zannederken daha fazla var ettiğimizi unutmamalıyız…