Geçen hafta salı günkü yazımızda, mâlûlen emeklilik şartlarına değinmiş ve mâlûllüğe esas kabul edilen hastalıklarda yapılan değişikliği içeren yönetmelikteki hükümlere değinelim diyerek sözleşmiştik.
Bu satırları okuyorsanız eğer, sözümüzde durmuşuzdur demektir ve yapılan değişikliklere geçelim.
Yönetmelikteki önemli değişikliklerden biri, organ nakillerinden sonra kişilerin mâlûl kabul edilmesidir. Burada, kemik iliği nakli istisna tutulmuştur.
Organ nakillerinin mâlûllük kapsamına alınması, SGK’nın aktüeryal denge bağlamında yaptığı hesaplamaların sonucunda verdiği bir karar gibi durmaktadır. Nakil olan hastaların çalışmaya devam etmelerinden dolayı kendilerine yapılan sağlık harcamalarının miktarı ile mâlûl sayılmaları ve daha az riskli bir hayat sürdürmeleri durumunda bu hastalara yapılacak sağlık hizmeti giderlerinin miktarının karşılaştırılmasında, ikinci kısıma yönelik bir fayda tespiti söz konusudur.
Organ nakillerinin mâlûllük kapsamına alınmasıyla, böbrek nakillerindeki bir yıl süreli kontrol muayeneleri de kaldırılmış oldu. SGK, bu kararında da kanaatimce aktüeryal denge gözetti ve mâlûlen emekli olan ve diyaliz tedavisi alan hastaların, mâlûllük aylığının kesilme ihtimaline karşı uygun böbrek bulunmasına rağmen organ naklinden uzak durduklarını tespit ettiği için, bu yönde bir değişikliği daha uygun buldu. Doğrusu da buydu.
Kanser hastalarında, ilk rapordan sonraki mâlûllük hakkı 18 aya çıkarıldı ve bu sürenin sonunda yapılacak kontrol muayenesine göre yeniden karar alınması gerektiği hüküm altına alındı. Her kanser hastalığı ayrı ayrı ele alınmış durumda ve her organ için faklı hükümler bulunmaktadır.
Diyalize girmeyen bir hastanın böbrek yetmezliğine bağlı olarak gelişen herhangi bir komplikasyonu, kişiye mâlûllük hakkının verilmesi için yeterli kabul edildi.
Kemik iliği nakli gereken hastalar, ilk rapordan itibaren 12 ay süre ile mâlûl kabul edildi. Bu sürenin sonunda hastalar, kemik iliği nakline sebep olan hastalığının durumuna göre, hangi şartlarda mâlûl olarak değerlendirileceğine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alındı.
Gelişimsel bozukluklar ve çok sayıda genetik hastalık, yönetmelikteki hastalıklar listesine eklendi.
Nörolojik hastalıkların etkilediği hastalar, yeni yönetmeliğe göre mâlûl kapsamına alındı. Bu hastalar, etkin hareket kabiliyeti bulunmayan, tekerlekli sandalye kullanan, günlük bakımlarını kendisi yapamayan, toplu taşıma araçlarını kullanamayan insanlar olarak tanımlanmaktadır.
Tedaviye dirençli ve bulaşıcı özelliği yüksek olan verem hastalarına, iki yıl süre ile mâlûl olma hakkı getirildi.
Birden fazla hastalığı bulunan insanların durumlarının, bütün hastalıklarının çalışma gücüne etkisinin birlikte değerlendirilmesi gerektiği hüküm altına alındı ve bu yolla mâlûllük kriterleri genişletilmiş oldu.
Şeker hastalığına bağlı olarak en az üç organın orta ve ileri düzeyde bozulması da mâlûllük kapsamına alındı.
Tedavisi olmayan ağır hastalıklar nedeniyle çalışamayacak duruma gelenlere mâlûliyet hakkı getirildi.
Eski yönetmelikte olmayan birçok hastalık, yeni yönetmelikte listeye eklendi ve her bir hastalık bağımsız başlıklar halinde ele alınarak kriterler oluşturuldu.
Daha önce müracaat etmiş ve müracaatı reddedilmiş olanların, bu yönetmelikten sonra yeniden müracaat etmelerinde fayda umuyoruz.
İnsanımızın okuyamadığı yazı doktor yazısıdır ve anlamadığı kelimeler tıbbi kavramlardır. Bu açıdan yönetmelikte yapılan değişiklikleri ana hatlar düzeyinde değerlendirmeye çalıştık. Dikkatimizden kaçan ve bilgimizin yetersizliğinden dolayı idrak edemediğimiz önemli değişiklikler için merak sahiplerini kaynağın kendisine yönlendirelim.
Bütün bu değişiklikleri içeren ve 1 Eylül 2013 tarihi itibariyle yürürlüğe giren yönetmelik 3 Ağustos 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Bilginin en doğrusu bu belgede ve bilgiye, bireyden önce belgeden erişilmesinde fayda var.