Kamu kurumlarında “misafirhane” deniliyor.
Kısaca, otel…
Her şehirde, neredeyse her kurumun misafirhanesi var.
Sahil beldelerinde olanlara rağbet çok.
Anlatılanlara göre buralar genelde üst makamdakilere ayrılıyor.
Buraların kurum personeli için özelliği, çok ucuz olması.
Kimisi sadece personel ile sınırlı değil.
Kurumdan emekli olmuş personelin torunu bile aynı tarifeden yararlanıyor.
Halka da açık. Ama fiyat farkı var.
Odanın kalitesine göre, fiyatlar uçuyor.
Bazısı lükslüğü ile şaşırtıyor.
Bazısı da tarihi binaların ihtişamını kapatıyor.
Buralara trilyonlar harcanıyor…
Öyle misafirhaneler var ki buralara birçok zaman gelen-giden bile yok.
Ayrıca bu misafirhanelerde toplamda çok sayıda personel de çalışıyor.
Şehirdeki misafirhaneler bir bakın…
Önünden geçin… İçerisine girin ve gezin.
Gözlemleyin…
Bu misafirhanelere gerek var mı yok mu siz karar verin.
Sınırlarını aşarak lükse kaçanlarla ilgili yorumu kendiniz yapın.
Ben bir defa niyetlendim.
Konya’da lüks bir misafirhanenin içini gezeyim dedim.
Dışarıdan ihtişamı göz alan misafirhanenin içini de merak ettim.
“Bu kadar lükslüğün amacı nedir?” diye düşündüm.
“Gerek var mı? Devletimizin paraları buralara niye harcanıyor?” düşünceleri ile…
Bahçe kapısına kadar gittim.
Tam kapıya yaklaşmıştım ki kapının yanı başında duvar dibine oturmuş bir dilenci gördüm. Yanında küçük yaşlarda bir kız çocuğu da var.
Şöyle bir baktım: “Bir ekmek parası, Allah rızası için” dedi.
Vermedim. Kapıya doğru ilerledim.
Tam içeri girecektim ki arkamdan seslendi: “Bu lüks yere giriyorsun ama bana bir ekmek parası vermiyorsun.”
Geri döndüm ve biraz para verdim.
Bu söz üzerine, misafirhaneye şöyle bir dışarıdan baktım ve girmekten vazgeçtim.
“Allah’ım gariban hakkını bize yedirme” dedim.
Kamu kurumları, misafirhane olmadan da çalışır.
Eğer kamu kurumlarında israf önlenmeye çalışılıyorsa, misafirhanelere bir bakılmasını öneririm.
Ülkemizin, devletimizin, milletimizin parasını, daha faydalı yerlere harcanması hepimiz için önemlidir.
Varlığa güvenip, ilerde darlığa düşmeyelim.
Varlığımıza sahip çıkalım ama israf etmeyelim.
Har vurup harman savurmayalım.
Çünkü savurmak kolay, kazanmak zordur.