Hariri, AA muhabirine, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından başlatılan arama kurtarma çalışmalarına desteğin sürmesini ümit ettiğini, bunun insani yardımla sınırlı kalmayıp yeniden imarı da kapsaması gerektiğini kaydetti.
Ahmed el-Hariri, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye ve Suriye'ye yardım etmek için gereken her şeyi yapmak, başta uluslararası toplum olmak üzere herkesin sorumluluğundadır. Bu sorumluluk, asrın depreminin yansımalarıyla yüzleşmek için bu iki ülkeyi desteklemek hedefiyle uluslararası bir konferansın düzenlenmesini gerektirebilir. Başta Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkelerinden gönderilen arama kurtarma, acil insani ve tıbbi yardımların hızlıca sunulması yönünde uluslararası ve Arap dünyasından gösterilen tüm çabaları büyük bir saygıyla selamlıyorum."
Lübnan'ın yaşadığı krizlere rağmen insani görev çağrısına yanıt vermekten geri durmadığını belirten Hariri, devletin, askeri, güvenlik ve sağlık birimleri, Lübnan Kızılhaç Kurumu, sivil toplum kuruluşlarının, Türkiye ve Suriye'nin yanında durmak adına, insani yardım çalışmalarına hızla katıldığını belirtti.
Ankara'nın ülkesine yönelik tutumunu öven Hariri, "Türkiye'nin ve Suriye'nin başına gelenler, insanlığımızın özünde hepimizi etkiledi. Bu dayanışma, bizi iki devlet ve iki halk olarak birleştiren kardeşlik konumundan hareketle liderleri ve halkı olarak daimi duruşundan dolayı Türkiye'ye yapabileceğimiz en küçük bir görevdi." dedi.
Bu depremde yaşanan felaketi, ne kadar güçlü olursa olsun bir devletin tek başına kaldırabilmesinin mümkün olmadığının altını çizen Hariri, uluslararası ve Arap dünyasındaki tüm çabaların Türkiye ve Suriye'nin yanında olmak için kenetlenmesi gerektiğini vurguladı.
Hariri, "Bu yapılanlar, herhangi bir ülkenin bir insani kriz ya da doğal afetle karşı karşıya kaldığında Türkiye'nin daha önce yaptığı ve yapacak olduğu gibi bir durum" ifadesini kullandı.