Kutlu Doğum Haftası ve Hz. Peygamber’i anlamak

İsmail Koç

Halk oylaması, seçim sonuçları derken yoğun bir gündem içinde kaybolup gidiyoruz belki ama içinde bulunduğumuz hafta Kutlu Doğum haftası.

Diyanet İşleri Başkanlığı 1989 yılından bu yana her yıl bir tema belirleyip 14-20 Nisan günleri içerisinde Türkiye genelinde Kutlu Doğum Haftası olarak kutlanmasına vesile oluyor.

Her yıl 14-20 Nisan arasında kutlanan "Kutlu Doğum Haftası" bu sene seçim dolayısı ile 17-22 Nisan tarihleri arasına sarktı.

Kısaca bu hafta âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamber efendimizi daha iyi anlama anlatma haftası…

İslam'da Hz Muhammed'in doğum günü farklı mezheplerde kutlanır. Sünniler Rebiülevvel ayının On birinci gecesini On ikinci'ye bağlayan geceyi, Şiiler ise 17. günü Mevlid günü ve 17'ye dönen geceyi de Mevlid Gecesi olarak adlandırırlar. Bu iki tarih arasındaki haftayı da Kutlu Doğum Haftası olarak ilan edilmiştir.

Mevlit Kandili, Resulü Ekrem’i anma, ona olan sevgimizi, ihtiramımızı ifade etme zaman dilimi olarak, gecesi olarak kutlanmaya devam edecek. Kutlu Doğum Haftası ise Sevgili Peygamberimizi doğru anlamak, onun sünnetini bugüne taşımak, hayatını, hayat tarzını çocuklarımızla, gençlerimizle toplumun bütün kesimleriyle paylaşmak, doğru bilgiye dayanarak Sevgili Peygamberimizi anlatmak için ortaya çıkmış ilmi bir haftadır.

Her sene bir tema çerçevesinde kutlu doğum haftası etkinliklerini gerçekleştiren Diyanet İşleri Başkanlığı 2017 yılı Kutlu Doğum Haftası Temasını 'Hz. Peygamber ve Güven Toplumu' olarak belirledi.

Günümüzde insanlık büyük bir güven bunalımı yaşamaktadır. Bu güven kaybını telefi etmek için de türlü teknolojilere başvurulmaya başlandı. Tüm bunlara rağmen dünyamızda güven sağlanamıyor. Kuşkular, korkular, endişeler, tedirginlikler ortadan kalkmıyor.

Bu ortamda İslam coğrafyasında da güven kayboldu.

Ahlak ve hukuk tanımayan kuralsız savaşların pençesinde İslam coğrafyası tarumar edilmektedir. Şiddet ve terör, saldırı ve çatışmalar coğrafyayı kan ve gözyaşına boğmuştur. Kültür ve medeniyetimizin bütün zenginlikleri yağmalanmıştır, şehirlerimizi harabeye çevrilmiştir.

Bunların dışında ülkemizde de 15 Temmuz ihanet, işgal ve darbe teşebbüsü ile dine güven yara almıştır.

Bütün insanlık, güvensizlik girdabına girdiğinin farkındadır. Ancak güveni nasıl yeniden inşa edebileceği konusunda yaşanan tereddütler söz konusudur.

Bu korkuları gidermenin yollarından en önemlilerinden biri de İslamiyet’ten önce de “el emin” olarak anılan peygamberimizi anlamaktan geçmektedir.

Peygamber efendimizi özellikle de çocuklarımıza çok iyi anlatmalıyız. Anlatmalıyız ve çocuklarımızı O’nun güzel ahlakı ile ahlaklandırmalıyız ki günümüz dünyasındaki sorunların birçoğuna çözüm bulabilelim.

Peygamberimizi anlayabilmek için illa ki O’nun yaşadığı devirde yaşamak gerekmiyor. Peygamberimiz 14 asır önce vefat etti ve ama O’nun getirdiği ve sünneti kıyamete kadar devam edecektir. Önemli olan bunu yaşamak ve yaşatmaktır. Ancak bu şekilde Efendimizle çağdaş olabiliriz. Hangi asırda yaşarsa yaşasın insanlar Peygamberimizle çağdaş yaşayabilirler.

Bu bizim elimizde…

Böyle özel zamanlar da buna en güzel vesiledir.

Kutlu Doğum Haftasının hem milletimizle, hem İslam elemine, hem gönül coğrafyamıza hem de bütün insanlık ailesine güvenin yeniden tesis edilmesine vesile olması ümidiyle…