Üç haftadır bu köşeyi ülkesini ve bayrağını seven, teröre karşı çıkan, PKK’nın silah bırakmasını isteyen Kürtlerin çağrı, mektup ve kampanyalarına açtım. “Kürt gençlerden Erdoğan’a mektup”, “Kürt aşiretlerinden PKK’ya çağrı” başlıklı yazılarımda ülkemizin içine çekilmek istenen tehlikeli sürece karşı, bunu engellemeye çalışanların sesini duyurmaya çalıştım.
Bugün de köşemi böyle bir sese açıyorum. Fazla yorum yapmadan bu aklıselim sesi herkesin dinlemesini ve duymasını istiyorum…
Bir internet sitesi üzerinden “Edi Bese (Artık Yeter)” adıyla başlattıkları imza kampanyasıyla seslerini duyuran Kürt kökenli gençler, terör saldırıları sonrası herkesi sağduyulu davranmaya davet etti.
“Edi Bese - Artık Yeter” hareketini başlatan Emrah İnanç, yaptığı açıklamada, Kürt gençlerin bu topraklardaki tüm unsurlarla kardeş olduklarını vurgulayan çalışmalar yaptıklarını söylüyor…
Türk ve Kürt kardeşliğinin önemine dikkati çeken İnanç, “En zor günlerimizde birbirimizin yanında olduğumuz, birlikte hareket ettiğimiz, birlikte var olduğumuz yüz binlerce anı, tarihin belleğinde silinmez bir şekilde kayıtlıdır” diyor.
İnanç, “Ey Türk ve Kürt kardeşim, Malazgirt'te ortaklığımız Anadolu'nun ve Kudüs'ün kapılarını açtı. Çaldıran'daki ortaklığımız Ortadoğu'nun kapılarını bize açtı. Kurtuluş Savaşı'nda yan yana duruşumuz vatanımızı kurtarmamıza vesile oldu. Şimdi ortaklığımızı bozmaya çalışanlara karşı tekrar ortaklık kurma zamanı, yıllardır süre gelen oyunu bozma vaktidir” çağrısı yapıyor…
“Biz kardeşiz…”
Türk ve Kürtler arasındaki beraberliğin binlerce yıl süreceğini ifade eden İnanç, “Hiçbir güç bu birlikteliğe leke süremeyecek, bu topraklar üzerine oynanan hiçbir oyun kardeşliğimizi bozmayı beceremeyecektir” ifadeleriyle buna olan inancını da güçlü ifadelerle ortaya koyuyor…
“Kardeşlik hukukumuz, tarihimizin ve İslam’ın bizlere hediye ettiği en büyük armağandır” diyen İnanç, terör olayları sonrasında sokağa çıkan gençlere seslenerek, şu uyarılarda bulunuyor; “Biz, birlikte daha yaşanılır bir dünya oluşturmak için sağduyulu davranarak, Türkiye gençliğine, ‘Biz kardeşiz’, dış güçlerin ve içimizdeki uzantılarının oyuncağı olmayacağız diyoruz. Bu topraklarda akan her damla kan bizim kanımız, yitip giden her can bizim canımız, ateş düşen her ev de bizim evimizdir. Bizler üzerimize çekilmek istenen kara bulutların aksine, bu topraklarda kardeş kavgası çıkarmak isteyen Kabil'lere fırsat vermeyeceğiz. Terörün en çok mağdur ettiği bölgenin gençleri olarak, tüm Türkiye'yi ölümlere, akan kan ve gözyaşına hep birlikte tek bir yumruk olarak “Artık Yeter” demeye, bu birlik ve beraberlik çağrısı altında tüm halkımızı sağduyuya davet ediyoruz.”
İnanç, “Dağlıca'da, Iğdır'da ve diğer tüm vatan topraklarında bu vatan uğruna şahadet şerbeti içen tüm vatan evlatlarına Allah'tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyoruz” ifadeleriyle de açıklamasını noktalıyor…
Bu açıklamayı yapan bir Kürt genci…
Vatanımı, milletimi, ülkemi, bayrağımı seviyorum diyen birisinin bu açıklamaya bir itirazı olabilir mi?
O zaman, terörün istediği birlik ve beraberliğimizi bozucu açıklama ve sokak olaylarından, sivil Kürt halkına karşı tepkilerden uzak durmamız gerekiyor. İç ve dış mihrakların kardeşi kardeşe düşürme oyununa karşı uyanık olmamız lazım.
Terörün hedefinde Türk, Kürt, Zaza, Arap, Laz, Çerkez demeden 77 milyon insanımız var. Terörün bu sinsi oyununa karşı, kardeşliğimizi, birliğimizi, beraberliğimizi daha da pekiştirecek açıklamalar yapmalı, icraatlar sergilemeliyiz…
Gün birlik ve beraberliğimizi daim kılacak, “İnadına daha fazla kardeşlik” deme günüdür.
Sokakları kimin, niçin kullandığını bu ülke gayet iyi biliyor. Yakın tarihimiz kanlı sokak olaylarının, kontrolden çıkan sokak nümayişlerinin nelere gebe olduğunun kayıtlarıyla dolu. Gençler bunu bilmiyor, ancak onları sokaktan çekecek parti liderleri, sivil toplum örgütleri tehlikenin farkında olmalı. Kontrolden çıkacak olayların, ülkeyi nasıl bir felakete sürükleyeceğini gördüğünüzü umuyorum…
Türkiye, Türk ve Kürt düşmanlarının şuanda üzerinde çalıştığı plan bir iç savaş senaryosu. Düşmanın bu planını bilelim, dostlar olarak bunu boşa çıkarmanın planını da biz yapalım. Bu kuşatmayı yarabilmemizin yolu etnik ve dini bütün unsurların birleşmesi ve kenetlenmesidir…
Yoksa Suriye çok da uzağımızda değil…