Kurşun orucu sakatlar mı?

Ahmed Daldiken

“Allahümme Barik Lena Fi Recebe ve Şaban ve Belligna Ramazan.”

RasulAllah’tan(S.a.V.) öğrendğimiz bu duayı yaklaşık iki aydır okuyarak,tekrarlayarak Hamdolsun Ramazana kavuşanlardan olduk. Ramazan rahmettir, Ramazan berekettir ama…

     Ama’sı şöyle aslında,

Ramazan Müslümanların acı çektiği, gözyaşı döktüğü bir aya dönüşüyor her sene. Aynı vücudun organları olarak tanımlanan Müslümanlar Âlemi her sene farklı farklı sıkıntılar çekip farklı yerlerinden yaralar alıyor. Ya başı ağrıyor ya kolu kesiliyor…

     Özellikle son yıllarda Ramazan ayının yaza denk gelmesiyle beraber daha Ramazan ayı gelmeden yakınmaya başladığımız “Bu Ramazan Yanacağız!” nâralarının ardından Ramazan ayının sonuna yaklaştıkça dudaklarımızdan şunlar dökülüyor:

 - “Yandık! Ciğerimiz Yandı!”

     Çakallar her sene pusuda bekliyor sanki Müslümanın Ramazanını acıyla Bayramını gözyaşıyla geçirtmek için. Biz Ramazanın yaklaşmasıyla mahyaları süslemeye başlarken onlar da fitneleri uyandırıyor, kurdukları planları hayata geçirmeye uğraşıyorlar. Esed zulmü artarak devam ediyor, İsrail Filistin ablukasını daha da sertleştiriyor, Çin Türkistanda oruca yasak getirip oruç tutanları işkenceye tâbi tutuyor ya da DAEŞ Ramazanın gelmesi şerefine kafa kesmeye devam ediyor. Bunlar gördüklerimiz, görebildiklerimiz ya da duyduklarımız, duyabildiklerimiz.

     Biz ise bu meselelerle ilgileneceğimize, ilgilenip de kurumuş dudaklarımız ve yanan yüreğimizle sağa sola koşturacağımıza hâlâ televizyon karşısında “Sakız orucu bozar mı ?” “Diş fırçalasak ama diş macununun tadı olmasa oruç…” gibi artık kasten yapıldığına inandığımız muhabbetlerle ilmimizi derinleştiriyoruz(!)

     Yahu be Adam!

Sakız çiğnemek orucu bozar, evet bu sene de bozar seneye de bozacak. Artık sormayın şu soruları.

 

     Hocam,

Siz de bırakın artık sakız çiğnemenin orucu bozduğuna cevap vermeyi de imanı ahlakı bozan

şeyleri anlatın. Ya da dün İsmail Kılıçarslan ağabeyin dediği gibi Takva gibi, zühd gibi, cihat gibi, sabır gibi 'orucu bozmayan şeyler'i anlatın.

Yanan yüreklerimize derman arayın.

Türkiye’de patlayan bombaları anlatın.

Arakandaki, Urumçideki, Halepteki, Bayır Bucaktaki çektiğimiz ve çekiyor olduğumuz sıkıntıları anlatın. Anlatın güzel ülkemin paramparça olduğunu. Müslümanların mübarek ayında Kutsal Topraklarda, Türkiye’de patlayan bombaları, nedenlerini anlatın. Ümmetin dertlerini anlatın. Onu yapmıyorsanız bari şu mübarek günlerde ailesiyle iftar yapmak yerine daha haritada yerini bulmakta zorlanacağımız yerleri vatanı bilip de ümmeti, milleti için koşturanları, onların fedakarlıklarını anlatın.

     Şuuru anlatın. Orucun şuurundan bahsedin. Ama ne olur artık sakız çiğneme muhabbetleri dönmesin Ramazanlarda. Kendiniz üzerinden bizimle dalga geçirmeyin o televizyon programlarında.

     Ya da eğer çok anlatmak istiyorsanız orucu bozan halleri her sene, sakız çiğnemenin orucu bozduğunu anlatmak yerine vatanı, milleti, bayrağı, dini için hainlerin kurşunlarına hedef olanların yükseldikleri makamları anlatın. Ya da anlatın,

      “Kafir kurşunuyla şehid olanın orucu sakatlanır mı ?”