Gorbaçov’un Sovyetler Birliğinin başına geldikten sonra uygulamaya koyduğu “yeniden yapılanma” ve “açıklık” siyaseti ters teperek, rejimin yıkılışını hızlandırdı. Yıllardır egemenliği altındaki halklara yaptığı zulümler, artık milletleri galeyana getirmiş ve koca bir imparatorluğun sonunu hazırlamıştı. Sovyetler Birliğini oluşturan milletler, artık bu birliğe baş kaldırıyor ve imparatorluğun her yerinden isyan sesleri yükseliyordu.
Sovyet Rejimine karşı başlatılan ayaklanmalar, içersinde onlarca halkı barındıran Kafkasya’dan da yan geçemezdi, geçmedi de. Güney Kafkasya’da yerleşen Azerbaycan Gürcistan ve Ermenistan kısa zamanda kendi bağımsızlıklarını ilan ettiler. Tam da bu zamanlarda, Kuzey Kafkasya’da Rusya’ya bağlı olan Dağıstan Özerk Cumhuriyetinde bir ses daha yükseliyordu. Bu ses Kafkasya’nın asil milleti olan, her daim zulme, işgale ve haksızlığa baş kaldıran Kumuk Türklerinin sesiydi.
Rusya bu sesi çok iyi tanıyordu. Zira Kafkasya’da Rusya’ya karşı yapılan tüm hareketlerde Kumuk Türkleri hep en ön saflarda bulunuyordu. Hatta 1918 yılında kurulan ve Bolşevik işgaliyle dağılan Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti’nin birçok bakanı bile Kumuk Türklerinden olmuştur. Kumuk Türkleri bu defa da atalarından gelen bu asaletlerini devam ettirdiler.
19 Kasım 1989 tarihinde Kumuk Türkleri kurultay çağırdı. Bu kurultayla birlikte “Kumuk Halk Hareketi-Tenglik” ilan edildi. Tenglik teşkilatının başkanlığına da Prof. Dr. Salav Aliyev getirildi. “Tenglik”, Dağıstan içersinde kurulan ilk milli teşkilattı. Bu, Türk Milletinin binlerce yıllık teşkilatçılık kültüründen geliyordu. Zaten, Kumuk Türklerinin Stalin’den sonra Sovyetler Birliğinin başına geçen Kruşçev döneminde bile “Kumuk Kardeşler Örgütü” adında gizli bir örgütleri faaliyet gösteriyordu.
Tenglik teşkilatın amacı, Kumuk Türklerini yaşatmak için milli bir idare tesis etmekti. Bunun için de, Dağıstan’ın bir federasyona dönüştürülmesi ve Dağıstan’daki milletlerin eşit biçimde kendi milli idarelerini oluşturmasını destekliyordu. Bu sebepten teşkilat her millet için eşitliği savunarak Türkiye Türkçesinde denglik anlamına gelen “Tenglik” ismini aldı.
İkinci Kurultaylarını 9 Kasım 1990 tarihinde yapan Tenglik teşkilatı, Kumuk halkının “kendi mukadderatını kendi tayin etme” kararını aldı. Hemen ertesi sene yapılan üçüncü kurultayda ise Kumuk Milli Şurası (Milli Meclisi) oluşturuldu. Tenglik teşkilatı daha sonraki yıllarda da kurultaylara devam etti. Genel olarak bakacak olursak, Kumuk Halk Hareketi-Tenglik, aşağdaki görüşleri savunuyordu:
-Kumuk halkının bağımsızlığı.
-Türklük ve Müslümanlık şuurunun korunması ve geliştirilmesi.
-Eğitimin millileştirilerek milli okulların açılması, milli tarih ve milli kültürün korunması ve geliştirilmesi.
-Halkın kullandığı dilin, geleneklerin, göreneklerin korunması ve geliştirilmesi.
-Tabi kaynakların kullanım hakkının bölgede yaşayan insanlara ait olması.
-Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak için çalışmalar yapılması ve dil birliği, kültür birliği kurulmuş Türk devlet ve milletleriyle iyi ilişkilerde bulunulması.
-Dağıstan’da bulunan çeşitli halkların arasında birliğin kurulması ve halkların kendi gelenek ve göreneklerinin korunmasının sağlanması.
Ruslar çeşitli yöntemler ile Kumuk Türklerini sindirmeye çalışsalar da başarılı olamadılar. En sonunda hareketi bölmek için, “Kumuk Halk Komitesi” adında bir örgüt kurdursalar da, Kumuk halkı ve aydınlarının çoğu bu tuzağa düşmeyerek, Tenglik etrafında birleştiler.
Belki bu defa olmadı ama inanıyoruz ki, Kafkasya’nın, Azerbaycan’dan sonra en büyük ikinci Türk nüfusuna sahip olan Kumuk Türkleri, bir gün kendi hür devletlerini kuracaklardır. O gün geldiğinde biz, kardeş Kumuk Türklerinden yana olacağız.