Kulağın çınladı mı?

Osman Uzunkaya

Önce rüzgârın sesi sonra; “Hoşça kal” Diyen buğulu bir ses ilişti kulağıma. Oturduğum yerden hızlıca kalkıp kapıya yöneldim. Lakin sen çoktan kapının önünü boylamıştın bile. Sanki kaçar gibi uzaklaştın, “evim” dediğin yerden. Ardından; Dur! Gitme! Diye haykırdım avazım çıktığınca. Ama sen geriye dönüp bakmaya dahi tenezzül etmedin. Karanlığa karışan endamın ruhuma azap çektirdiği anda kalbim yerinden çıkacakmış gibi titredi durdu. İçim tarifsiz bir acıyla kavrulurken kapı önüne yığılıp kaldım sessizce. Yıldızlardan aman diledim ama onlarda çevirdi yüzünü benden. Sensizliğin acısı içime bıçak gibi saplandı erkenden. Ya Rab! Canımı al da kurtulayım bu ıstıraptan diye yalvardım bütün gece.

Bir görseydin halimi, inan beni böyle bırakıp gitmezdin bir başıma. Bilmem ne istedin benden? Bir birimizi deliler gibi severken bu ayrılık nereden çıktı, anlamadım ki! Ne oldu da bu hale düştük, niçin yetemedik bir birimize? Gece sabah olmak bilmedi bir türlü. Aklım sende takılı kaldı. Sadece bir valiz, birkaç parça eşya değildi götürdüğün. Kalbimi de alıp gittin yanında bilmem farkında mısın? Ben, ben olmaktan çıktım artık. Gittin gideli hep seni düşünüyorum. Şimdi neredesin? Ne yer ne içersin bilmiyorum.

Yine uyumadım bu gece. Kulağım telefon sesinde, gözüm kapıya mühürlendi adeta. Beni arayıp, “Ben iyiyim merak etme!” Demeni bekledim sabaha dek. Ama bir türlü aramadın. Ne durumumu sordun, ne kendinden bahsettin. Bir defa daha anladım ki, “Vefa İstanbul’da bir semtin adıymış” meğer. Gecenin bir yarısı elime kalemi alıp senin için bir kaç dize yazdım. Taşımaktan bezdiğim acılarımı dizelerin omzuna yükleyince biraz rahatladım ve iyi ki şiir var dedim içimden.

Sevenlerin kalpleri gibi duyguları da duaları da bir olurmuş derler. Neşet baba; “Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez.” sözünü boşuna söylememiş elbette. Kalbim ile kalbinin arasında bir yol olduğunu biliyorum görmesem de. Ne olur bir defa ara beni. Ya da telefona cevap ver! En iyisi çıkıp gel! Ve “ Sana sürpriz yaptım” de gözlerimin içine bakarak.

Senin için yazdığım dizelerde hem sitemimi hem de özlemimi dile getirdim ve şöyle dedim: Bari senden bana birkaç resim kalsaydı/Kapını çalacağım bir adresin olsaydı/Gittiğin gün Allah canımı alsaydı/Dedim bütün gece kulağın çınladı mı?/Gece boyu usanmadan adını sayıkladım/Yorganı başıma çekip salya sümük ağladım/Vefa İstanbul’da bir semtmiş bir kez daha anladım/İşte benim pürmelalim kulağın çınladı mı?/Artık başka bir şey anlatmama lüzum yok!/Senin için söyleyecek daha fazla sözüm yok!/İnan bana bu aralar ne tadım ne tuzum yok!/Bil istedim kulağın çınladı mı?

Meşhur bir şarkının sözleri; “Ne mecnun ne kerem bir çare bulmuş/Ayrılık her aşkın kaderinde var!” Diye başlar hatırlarsan. Sen gelirsen aşkımızın kaderi de değişir inan bana. Bakarsın Mecnun ve Keremin bulamadığı çareyi biz buluruz. O çare Kaf dağının ardında olsa bile.

Sevgilerimle.