Değerli kardeşlerim. Küçük yanlışlar büyük yanlışlara davetiye çıkarır. Bir şey olmaz diyerek bir yudum aldığımız içki zamanla bir kadehe ve sarhoş olmaya, alkolik olmaya doğru götürür insanı. Aynı şekilde bir taneden bir şey olmaz diye çocuğumuza arkadaşı sigara verir ve zamanla çocuk bu duruma alışarak tiryaki olabilir. Yine bir defa esrar, uyuşturucu madde veya hap içen bir kişi, birden o illetin müptelası olur ve kendini kurtaramaz. Bir defa faize veya kumara bulaşan kişi bir süre sonra yaptığının normal olduğunu düşünerek o davranışa devam eder.
Burada son günlerde trafikte yanlış yapanlara uygulanacak ceza üzerinde durmak istiyorum. Elbette insanlara yaptıkları yanlışlar nedeniyle ceza verilmelidir. Çünkü ceza verilmeyen insan da yaptığı yanlışı yapmaya devam eder ve normal gibi görür. Ancak uzun vadede trafikte veya normal yaşamda insanların kurallara kalıcı olarak uymalarının sağlanması kaliteli bir eğitimle mümkündür. Değilse bu insanları okullarda değil de hapishanelerde eğitmek sorunda kalacağımız günler yakındır. Hatta şu anda hapishanelerin kapasiteleri dolduğu için af söz konusudur. Hapishaneye koyduğunuz kişi öncelikle devlete yüktür. Çünkü devlet bütçesinden karınlarını doyurmaktadırlar ve barınmaktadırlar. Hele bazı kişiler için hapishane bulamayacakları bir nimet gibidir. 6 ay ceza alacak şekilde suç işlerler ve yatıp çıkarlar. Sonra yine devam ederler aynı davranışa. Araştırmalar bunu gösteriyor. İsteyen soruşturabilir.
Trafikte kurallara uymayan kişi de kul hakkına girmektedir. Helalleşmeyi bırakın yanlış yaptığı kişi ile kavga etmektedirler bazıları. Yani hem suçlu hem de güçlü. Bazıları dönel kavşaktakine yol vermesi gerekirken gidip çarparak kazaya sebebiyet vermektedir. Kırmızı ışıkta geçmek ne ise dönel kavşaktaki araca yol vermemek de aynı derecede suçtur. Bunları biliyoruz ama davranışlarımıza aksettiremiyoruz maalesef diyorsanız, bu durumda affedersiniz ama kitap yüklü merkepten bir farkımız yok demektir. Bilmekten daha önemlisi bildiğimizi uygulamaktır.
Eğer bir insan gece gündüz ibadet etse ama yakın ve uzak çevresindekilere saygısızca davranırsa, yine kul hakkına girmiş olur. İbadetleri de boşa gider. Asıl olan gönül kırmamaktır. Çünkü her gönül Allah’a aittir. İyi insan sadece kendini değil başkalarını da mutlu eden insandır.
Yine kişinin parası var ama borcunu ödemiyorsa en büyük kul hakkına girmiş olur. Ödeyeceğim demekle olmaz.
Parası var iken devletten daha fazla teşvik ve pirim almak için için parası olmadığını beyan etmek de aynı derecede kul hakkına girer.
Bütün bunları yapan insanlar uzaydan gelmediler. Bizim aramızdan çıktılar. Öyleyse her insan sorumlu olduğu kişileri en iyi şekilde eğitmek zorundadır. Eğitmezse yine kul hakkına girmiş olacaktır. İyi bir eğitimle çoğu olmaz dediğimiz güzellikler olur. Yeter ki bizler görevimizi yapalım.