İki yüzlülüğe karşı tepkiliydik artık iki yüzlü olanlara bile saygı duyacak hale geldik millet kaç yüzlü olacağını şaşırdı. Mütedeyyin kesimden birisi kazara kadınlarla ilgili yanlış bir şey söylese ortalığı yakıp yıkan, linç eylemleri yapan kesimden Şehit abisine kız kardeşiyle ilgili söylenen sözlerle alakalı hala bir tepki yok. Tepki gösterir gibi yapanlar da hep bir ‘küfretti ama…’ diye başlayan açıklamalar peşindeler.
Yahu hep söylüyoruz tutarlı olun. Vakıfta dernekte yapılan tacize de bale kursunda yapılan tacize de aynı şekilde karşı olun. Adı hoca diye anılan ahlaksız kepazelerin tacizine de adı spor hocası olan ahlaksız kepazelerin tacizine de aynı tepkiyi verin.
Küfür edenin kim olduğuna bakmadan küfre karşı durun.
Son günlerin gündemi bize yeniden iletişimin önemini hatırlattı aslında. İletişim kabiliyeti olmayan, psikolojisi gerginliği kaldıramayan insanların bir çok meslekte yer almaması gerekiyor. Ne kadar bir meslek olduğunu düşünmesem de Milletvekilliği de iletişim becerisinin yüksek olması gerekilen yerlerden birisi. Millete vekalet makamında olanın her kim olursa olsun, milletin kendisiyle muhatap olurken daha dikkatli, daha sevecen, daha anlayışlı olması gerekmez mi?
Seçim zamanı bir oy için hangi görüşten olduğuna bakmadan herkese gülücükler dağıtan siyasi erkanın seçimin hemen ardından kendilerine oy verenlere bile yukardan bakan hale gelmeleri, davranışlarının değişmesi, milleti hor görmesi normal bir durum gibi görünmeye başladı. Evet sanki doğal döngü buymuş gibi davranıyor herkes.
Valla ben size bir şey diyeyim mi… Ölüm var ölüm… Ve emin olun sonsuz alemde makamlarla değil hal ve hareketlerinizle karşılanacaksınız. Hem de vip salonlarda, protokol bölümlerinde değil bugün hor gördüğünüz insanlarla yan yana olacaksınız.
İletişim konusunda biraz ders almalısınız beyler ve hanımlar. Her şeyi en iyi sizin bildiğinizi biliyoruz ama yine de belki bir yerde işinize yarar…
Şehit yakınına küfrettikten sonra şehit yakınından değil de genel başkanından özür dilemek nedir? Söyleyeyim; bana göre küfürden dolayı değil de küfür ederken yakalanmış olmaktan dolayı özür dilemektir. Yani bir daha ki sefere söverken birilerinin görüntü almadığından emin olmaya çalışacak demektir. İşte vekaleti kime verdiğimize dikkat etmemiz gerektiğini bize bir kez daha göstermiş oldular…
…
Bu yazım yine bir yıldönümüne denk geldi.
Öğretmen, Tarihçi, Edebiyatçı, Şair, Yazar Babam Ali Rıza Uluçamlıbel on sekiz sene evvel on Kasım gecesi vefat etmişti ve on bir Kasım’da da defnetmiştik. Biz iyi bir insan olduğuna şahidiz. Vefatından bir gün sonra yokluğunu nasıl hissetmişsek hala aynı duyguyla yaşıyoruz. Özledik, özlüyoruz, özleyeceğiz… Rabbim rahmet eylesin, Babacığıyla, anneciğiyle ve sevdikleriyle cem eylesin, bizleri de istikametinden şaşırtmasın fani alemde bizleri de onlarla cem eylesin inşallah...
Rabbim hepimizin tüm ölmüşlerine rahmet eylesin…