İslam dünyası bu şeytani planın farkında mıdır?
Kudüs başta olmak üzere tüm Filistin şehirleri 1917’den bu yana alttan alta dil ve kültür işgaline tabi tutularak İslamî kimliğinden arındırılmaya çalışılıyor. Amaç, Kudüs’ün ve tüm Filistin şehirlerinin bir Yahudi toprağı olduğunu zihinlere yerleştirmektir. Özellikle İslam’ın şiarları olan mekânlar, muharref İncil’den esinlenerek İbranice isimlerle değiştiriliyor. Bu konuda İslam İşbirliği Teşkilatına, üniversitelere ve kültür bakanlıklarına büyük görevler düşüyor. İsrail’in Müslüman şehirlerin ve tarihi mekânların isimlerini silerek gerçek kimliğini değiştirme çabalarına karşı kültürel bir direniş sergilenmelidir. Mesela; Kudüs’ün ismini Yeruşalim; Askalan şehrinin ismini Aşkolan, Nablus şehrinin ismini Şekem, el-Halil şehrinin ismini Hebrom olarak değiştirmiş ve haritalarında İbranice isimlerle göstermektedir. Yine burak duvarı, ağlama duvarı olarak değiştirilmiştir. Mescid-i Aksa yerine Tapınak Tepesi ismini kullanmaktadırlar. İslami mekanların ismini değiştirmek Kudüs’ü ve tüm Filistin coğrafyasını Yahudileştirme girişimidir.
Unutmayalım ki, kültürel işgal, Siyonistlerin askeri işgalinin bir parçasını oluşturmaktadır. Bu sömürgeci kültür ve iskân politikası, toprak çalma ve gasp etmenin bir başka yüzüdür. Dil ve kültür işgali sayesinde Siyonist muktedirler, işgal altında bulunan Kudüs ve tüm Filistin şehirlerini ilhak etmek ve Müslüman varlığına son vermeyi hedeflemektedirler. Hiç şüphesiz dil ve kültür alanında yapılan kıyımlar, işgal ve yerleşim operasyonlarına meşruiyet kazandırmak suretiyle sahte gerekçeler üretmektir. Yalan üzerine kurulu bu oyun biçimi de Filistin Müslümanlarının haklarını gasp etmenin bir başka biçimidir. İsrail, kültür üzerinde yaptığı bu tahribatla nesiller üzerinde yıkıcı tahribat yapmayı hedeflemiştir. Bu sebeple başta uluslararası sistem olmak üzere tüm Müslüman ülkeler, Siyonistlerin din dili ve kültürü üzerinde yaptıkları tahribat konusunda farkındalık bilincine sahip olmaları ayrıca yalan üzerine kurulu sahte vatan inşa etme girişimlerine itiraz etmekle kalmamalı ve önüne geçmelidirler.
Bilindiği gibi tarih bilinci, bireylerde tarih duygusu ve tarihi olaylardan ibaret değildir. Aynı zamanda tarihi tarih yapan ar kaplanın da korunması ve bilgi temelli kavranmasıdır. Tarih bilinci geçmişi, bugünü ve geleceği de içine alır. Gelecekte var olmak isteyen milletler tarih bilincinden vazgeçemezler ve bunu her kuşağa aktarırlar. Tarihin kendisi kadar tarihi mekânların orijinal İslami isimlerini yaşatmak tarih şuurunun bir parçasıdır.
Siyonistlerin, tarih bilincini yıkmak ve hafızayı silmek için sosyal medya mecralarında Mescid-i Aksa yerine sürekli Kubbetü’s-Sahrayı; Burak Duvarı yerine sürekli çakma bir isimle Ağlama Duvarını dolaşıma sokmaları tarihi gerçekliği çarpıtmanın bir başka örneğidir. Onların bu hilesi; dilin ve kültürün tahrif edilmesidir. Kur’an’ın ifadesiyle kültür bozulursa, nesiller de otomatikman bozulur.(Bkz. 2/Bakara 205). Tarihte Siyonistler değil mekânların ismini tahrif etmek, Allah’ın kelamını bile tahrif etmekten çekinmemişlerdir. “Yahudilerden bir kısmı kelimeleri yerlerinden saptırıyorlar. Dillerini eğip bükerek ve dine saldırarak “işittik ve karşı geldik; dinle, dinlemez olası, râinâ” diyorlar. Eğer onlar “Dinledik ve itaat ettik, dinle ve bizi gözet” deselerdi şüphesiz kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olacaktı; fakat inkârları sebebiyle Allah onları lânetlemiştir. Artık pek az inanırlar. “(4/Nisa 46). Onların İslami kavramları tahrif etme amaçları, genç nesiller üzerinde Siyonist bir bilinç yaratmaktır.
Sonuç olarak, dil ve kültür, çok önemli bir farkındalık bilinci oluşturma araçlarıdır. Bu sebeple Siyonist İsrail, mukaddes bölgenin İslam kimliğini hatırlatacak her şeyi silme konusunda ısrarcı davranıyor. Bunun başlıca sebebi de bölgedeki varlığını meşrulaştırmak için sahte bir farkındalık ve tarih yaratma gayretidir. Siyonistler, sömürgeci hedeflerine bilinç değiştirip yeni bir bilinç yaratmak dışında ulaşamayacaklarını anladıkları için ayrıca her yerde Siyonist kurumlar kurmayı da sürdürüyorlar. Bugünlerde biz Müslümanlar. Siyonistlerin Gazze ve Batı Şeria’da yaptığı soykırım ve vahşet kadar topyekûn Filistin topraklarında yaptığı dil ve kültür işgalinin de farkında olmalıyız.