KUDÜS BİZİMDİR ÜMMETİNDİR

Abdullah Acıbadem

Yüzyıl önce kaybettiğimiz Kudüs’ü; Birleşik Amerika’nın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararı, şehrin Birinci Dünya Savaşı sonrasında elimizden çıkışının yıldönümüne rastladı.

Bu mukaddes şehri oldu bitti ile tarihinden, özünden ve İslam aleminden koparmak istiyorlar. Kudüs bizimdir, bizim kalacaktır. Kudüs ümmetin ümididir. Müslümanlar Kudüs'ü saracaktır çünkü Kudüs en müstesna sancaktır ve o aziz sancak sarsılmayacaktır. Allah tekrar fethetmeyi nasip eylesin inşallah.

Amerika Kudüs Yasası’nı çıkardı ve Başkanı’na İsrail’in Başkenti olarak Kudüs’ü tanımasını, ABD Büyükelçiliğini de Kudüs’e taşımasını tavsiye etti. Ancak, Donald Trump başkan oluncaya dek geçen 20 yılda hiçbir ABD Başkanı bu tavsiyeye uymadı.

Trump kendisinden önceki başkanların aksine, İsrail’in başkenti olarak Kudüs’ü tanıyacaklarını ve ABD büyükelçiliğinin taşınacağımı dünyaya ilan etti ve seçim kampanyası sürecinde de sürekli bunu dillendirmişti. 

Trump, kendi kişisel geleceği için zaten savaş alanı olan Ortadoğu’ya adeta pimi çekilmiş bir bomba attı. Çünkü iç politikada çok sıkıştı. Girdiği çıkmazı dış politikada bir başarı hikayesi ile aşmak istiyor. Başkanlıktan düşürülme ihtimalinin giderek arttığı bu süreçte Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımakla biraz zaman kazandıracağını düşünüyor.

Amaç; Yahudi lobisinin ve sermayesinin desteğini almak, İsrail-Filistin barış görüşmelerini canlandırmak, aleyhine dönen kamuoyu desteğini lehine çevirmek, Amerikan devletinin kendisi etrafındaki kuşatmasını kırmak ve koltuğunu sağlamlaştırmak istiyor. 

Bizim asıl üzen Trump’ın tutumundan ziyade; Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Suudi Arabistan’ın tavrı. Gerçekten ibret verici. Müslümanın Müslümana ettiğini hiç kimse yapamıyor. Bu manada İslam İşbirliği Örgütü'nü büyük görev düşüyor. İİÖ bugüne kadar  bir ağırlık koyamamış ve sonuç alamamıştır. Etkili mekanizmalar geliştirmek gerekiyor. Çarşamba günü İstanbul’da arzu ettiğimiz karar ve desteği buluruz inşallah. 

İslam ülkeleri ABD'nin menfaatlerine göre hareket edip, sudan sebeplerle birbirlerini yemek yerine, Kudüs'e sahip çıkmak zorundalar. Bu bir mecburiyet haline gelmiştir ve en küçük bir olumsuzluk bütün İslam aleminin büyük ayıbı olacaktır. ABD'yi memnun etmek için Katar'a hücum edenlerin, şimdi de Kudüs'ü teslim etmek için çaba harcaması çok acı vericidir ve bunun vebalini her iki cihanda da ödeyeceklerdir.

Şimdi vakit birlik olmak vaktidir. Ey Âlem-i İslam! Haydi ayağa kalk! Zalime korku, mazluma umûd ol.

İşte Trump, Ortadoğu ülkeleri bu şekilde birbirleriyle kavga ederken, hazır her tarafı karıştırmış birbirine kırdırırken, İsrail lehine kalıcı bir sonuç almayı hedefliyor.

Müslüman kanı ile beslenen Amerika İslam alemini gözyaşına boğmak için terör örgütlerini en modern silahlarla donatıyor. Kirli planlarını gerçekleştirmek için asırlardır altında kendi imzaları olan BM kararlarını ayaklar altına almaktan çekinmiyor.

Sayın cumhurbaşkanım Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği gibi; “Trump'ın açıklaması bizim için yok hükmündedir. Orayı başkent olarak ilan etmeniz, büyükelçilik binanızı oraya taşıma kararınız da yok hükmündedir.”

Bir terör ve işgal devleti olan İsrail’in 14 yaşındaki çocuğu gözleri bağlı 20 tam donanımlı askerle sürüklemesi bunun tek başına göstergesi.

Amaçları Kudüs’ü işgal etmek. Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapmadan başka hiçbir değeri olmayan bir ülkenin insafına bırakmayacağız. Sizler ne yaparsanız yapın biz mücadelemizi sonuna kadar kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Kutsal kitabımız Kuran’ı Kerim’de geçtiği gibi Amerika’nın Kudüs’ü lanetlenmiş Yahudilere teslim etme çabaları, gerçekleşmesi imkansız bir hayalden ibarettir.

Bir buçuk milyar müslüman, milyarlarca mazlum insan yalnız bir liderin yani Erdoğan’ın baş kaldırışına şahitlik ediyor. Allah başımızdan eksik etmesin yâr ve yardımcısı olsun. 

Türkiye ve Erdoğan İslam dünyası ve bütün insanlığın vicdanı ve sesi oldu. Doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi, Türkü, kürdü, sünnisi, alevisi, sağcısı, solcusu, seküleri ve muhafazakarı ile Kudüs'ün yanında olduğunu gösterdi. Yaşananların ne uluslararsı hukukla, ne diplomasi ile ne de insanlıkla bağdaşmadığını her platformda dile getirdik. 

Üstad Necip Fazıl’ın;

“Yıkılasın İsrail enkazını göreyim,

Sana ülke diyenin yüzüne tüküreyim.”

sözlerinin içini dolduran, hakkını veren bu sabinin dirayetini ümmete de nasip eyle Allah’ım.

Dünya üzerinde tüm coğrafyalarda zulüm gören insanların refaha kavuşmalarını temennî eder, Kudüs'e bağımsızlık ve huzur dilerim. Selam ve dua ile...