Her insanın, büyük ya da önemli gördüğü söz ve davranışların yanında, küçük ya da önemsiz gördükleri de vardır. Çoğu zaman düşünmeden hareket eder insan. Ya ağzından çıkanı kulağı duymaz. Ya ne yaptığını bilmez. Ancak, küçük ya da önemsiz gördüğü kimi söz ve davranışlar gerçekte böyle olmayabilir. Küçük ve önemsiz görülen, büyük ve önemli sonuçlara gebe olabilir.
Bazen küçümsediği, değer ve önem vermediği bir söz ya da davranış sebebiyle başına büyük belalar alabilir. Ve yine bazen küçümsediği, değer ve önem vermediği bir söz ya da davranış sebebiyle tahmin bile edemeyeceği mükâfatlarla karşılaşabilir.
Akıldan çıkarılmaması gereken çok önemli ve büyük gerçeklerden biri ise, her şeyin kayıt altına alındığıdır:
“Yeryüzü, müthiş bir depremle peş peşe sarsıldığı;
Toprak bağrındaki ölü bedenleri dışarı fırlattığı;
Ve mezarından fırlayan insan, büyük bir dehşet ve şaşkınlıkla, ‘Aman Allah’ım, buna ne oluyor!’ dediği zaman!
İşte o Gün yeryüzü, üzerinde yaşanmış olan tüm olayları bir bir anlatacaktır.
Çünkü Rabbin, ona böyle yapmasını emretmiştir.
O Gün bütün insanlar, yaptıkları iyilik ve kötülükleri kendilerine gösterilmek üzere, gruplar halinde Rablerinin huzuruna çıkacaklar.
İşte o anda, her kim zerre kadar iyilik yapmışsa, onu görür.
Ve her kim de zerre kadar kötülük yapmışsa, onu görür.”[1]
Ağızdan çıkan söz, yaydan çıkan ok gibidir; geri gelmez. Davranış da öyledir. Lafı sözü belli olmak, berrak olmak, düşünerek konuşmak/davranmak konusunda geçmişte pek çok söz söylenmiş, yazılmıştır.
Hz. Peygamber (s.a.) konuşurken oldukça dikkatli olmak gerektiği konusunda ümmetini “Şüphesiz kul bir söz söyler, onun sebebiyle cehenneme, doğuyla batı arasından daha uzağa iner.”[2] sözleriyle uyarıda bulunur. Başka bir rivayette, Efendimiz (s.a.) tafsilatta bulunur:
“Sizden biriniz Allah’ın rızasını kazanacak bir söz söyler de bu sözün Allah’ın rızasını kazanma konusunda neler kazandıracağını bilemez. Fakat Allah bu sözü yüzünden kendisine kavuşuncaya kadar rızasını ona gerekli kılıverir. Yine sizden biriniz bir söz söyler de bu sözüyle Allah’ın gazabını elde etmiş olur ve bu söylediği sözle Allah’ın gazabından ne kazanacağını bilemez. Fakat Allah bu sözü yüzünden kendisine kavuşacağı güne kadar ona gazabını gerekli kılabilir.”[3]
Hem küçük olan çoğalır büyük olur:
Koskoca çöl minicik kumlardan, koskoca okyanus minicik damlalardan oluşmaktadır, unutmamak gerek!
Dikkat etmeli! Küçük diye küçümsememeli!
Allah ellerin(m)izi bırakmasın.