Kripto para borsası Thodex’in sahibi Faruk Fatih Özer’in, net rakamı tam olarak bilinmeyen fakat afaki boyutlarda olan kripto para dolandırıcılığı hepimizin malumu.
Yüksek kazanç vaadiyle sanal para borsasına kullanıcıları çeken, kazandığını gören kullanıcıların daha fazla para yatırmaya başladığı bir zincir kuran bu genç, kimleri kimleri dolandırmış…
Mağdur sayısının ne kadar olduğu, dolandırılan paranın miktarı gibi konular hala net bir şekilde bilinmiyor. Ama haberlere yansıyan bilgilere göre koskoca kelli felli iş adamları da bu kripto tosuncuğun tuzağına düşmüş.
Hatta geçen hafta medyaya düşen bilgilere göre bu tosuncuk Konya’dan da bazı isimleri dolandırmış.
İddiaya göre; Konya'da gıda fabrikası bulunan, Thodex'te 38 milyon TL'si olan bir işadamı da avukatları aracılığıyla savcılığa başvurdu. Kentte o iş adamının kimliği merak konusu oldu. Bana da çokça soran oldu. Herkes bunu merak ediyor. Dolayısıyla ben de merak ettim ve biraz araştırma yaptım.
Mesele hakkında biraz bilgiye ulaştım. Gelen bilgiler doğru mudur yanlış mıdır bilemem.Elimde kanıt olmadığı için bu iş adamının ismini burada söyleyecek değilim. Savcılık kararı olduğu için isimler gizli tutuluyor zaten…
Fakat üzerinde konuşulan isimlerin bu işe tenezzül etmesi beni aşırı şaşırttı. Yok, yanlış anlamayın. Zaten bu işlere bulaşma ihtimalleri olan insanlardı ama servetleri o kadar fazla ki, buradan alacakları 3-5 kuruşa tenezzül etmeleriydi beni şaşırtan…
Zenginlik böyle bir şey galiba. Onlar için 3-5 kuruş olan servet, bizim bir ömür kazancımız bile değil…
Ama yine de en zengin biziz; onlar servetine haram katmak için gözleri kör bir şekilde bu işe balıklama atlayıp dolandırıldılar. En azından bizim kazancımız helal kaldı.
Daha önce de dediğim gibi; coin moin işlerine bulaşmamış, aklı başında vizyon sahibi biri olarak gelişmeleri takip ediyorum.
Şunu da söylemeliyim ki; lise mezunu terk olan 27 yaşındaki bir uyanığın, bu kadar kişiyi tufaya getirmesi gerçekten inanılmaz. Benim aklım almıyor bunu doğrusu. Ya dolandırılanlar çok saf ya da dolandırıcılar çok akıllı…
HELAL AŞINA HARAM KATMAYANLARA HAKSIZLIK ETMEYELİM
Kripto tosuncuğa 38 milyon TL dolandırılan iş adamıyla ilgili olarak sosyal medyada, “Böyle işte! İşçisi 100 lira zam istese yapmaz ama milyonları tosuncuğa kaptırır” şeklinde bir paylaşım yapmıştım.
Bunun üzerine Recep isimli bir işadamı bana serzenişte bulunmuş. Yazdıklarını okuyunca serzenişini ben de çok haklı buldum. Yazdıklarının noktasına virgülüne dokunmadan size aktarıyorum.
“Toplum olarak bu durumdan muzdarip olduğumuz için, genel olarak üreticilerin ortak sıkıntısı olduğu için yazmak istedim. Yanlış anlarsın belki diye yorum olarak yazmadım, özelden yazıyorum abi. Bence basın olarak topluma bu tarz kazançların riskli ve yanlış olduğunu sürekli duyurmanız gerekir.
Çünkü bu tarz kolay kazanç sağlamak isteyenler piyasadan parayı çekiyor ve piyasaya da ciddi zararlar veriyor. O para hesapta değil de piyasada olsa bir şekilde herkes nasiplenir.
Ama benim asıl demek istediğim abi kripto falan değil, işçiyle işverenin arasını açmaktan toplum olarak vazgeçmemiz gerekir. Şu 100 lira istese vermez diyerek, direk işçiyi işverenine nefret beslemeye müsait hale getiriyor herkes.
Ayrıca vermediğini de bilemeyiz. Keşke işverenlerimiz daha çok istihdam sağlasa, daha çok kazansa. Bu da toplumun sistemini çalıştırır. Yani kazanç=zekat.
Abi, SGK’ya git bir bak. İşveren, işçi karşısında el pençe. Mahkemeye git hakeza o şekilde.
Şimdi bir işveren olarak ben soruyorum abi; ben fabrikamı kapatsam, makinalarımı satsam, yanımda 60 kişi çalıştırmamış olurum. Altına ya da dövize bağlarım paramı. 10 milyonluk döviz ya da altın alsam yılda en kötü %30’u var. Yıllık 3 milyon da yemeyle bitmez. Ama biz biliyoruz bu bereketli bir kazanç değil. 3 nesildir imalat yapıyoruz, çok şükür zekat veriyoruz.
Evet, 3 bin TL maaş veriyoruz diye işçi işverenin kölesi değil ama iş veriyor diye de işveren işçinin günah keçisi değil. Toplum olarak işçiyi işten, işvereni işçiden soğuttular. Umarım yanlış anlamazsın abi. Belki benim de yanlış düşündüğüm yerler vardır ama sadece kardeşin olarak biraz farkındalık oluşturmak istedim.”
Şimdi Recep kardeşimiz haksız mı yani? Bu yazdıklarının çok büyük çoğunluğu doğru.
O yüzden: Eyvallah Recep kardeşim. Doğrusun. Biraz haksız eleştiri olmuş benimkisi. Hep kötü örnekleri gördüğümüz için öyle yazdık galiba. Sizin gibi işverenleri de korumamız gerek tabi ki.
İşini hakkıyla yapan, bu ülkeye bir çivi çakan, helal kazancını paylaşmayı bilen, işçisinin hakkını veren, vergi kaçırmayan, zekatını-fitresini eksiksiz ödeyen, bu şehrin ve ülkenin değerli iş insanlarına saygı duyuyorum. Sizler iyi ki varsınız…