Türkiye’deki finansal çevreler çok ilginçtir, spekülatif haberler nerede ise doğru haberden daha fazladır. Hal böyle olunca da gerçek çoğu kez yalanla içi içe geçmiş oluyor.
Özellikle Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bir yayın kuruluşuna açıklama yaparken, açıklamasının büyük bölümünde spekülatif haberleri ya yalanlamaya ya da düzeltmeye vaktini harcaması gerekiyor.
Kredi kartı haberleri de buna benziyor.
Böyle bir açıklama yok, böyle bir gelişme yok ama neden bilmiyorum siyasetçiler bile konuyu konuşup duruyor.
Neticede kredi kartına yönelik şu anda herhangi bir düzenleme yapılmadı arkadaşlar bunu bilmeniz gerekiyor.
Akıllı insan zaten cebindeki para kadar harcama yapar, aylık istatistiğini tutar, gelir gider dengesini sürdürülebilir düzeyde tutar, bir miktar mutlaka tasarruf yapar.
Kredi kartını harcıyorsa da vardır da harcıyordur, bir tedirginliğe gerek zaten yoktur.
Neticede kredi kartı konusunda şu anda herhangi bir değişiklik yok sizin anlayacağınız.
Peki bir sınırlama, ya da değişiklik yapılacak mı?
Bakan Şimşek’in açıklamalarından bu konuda bir çalışmanın şu anda yapılmamış olduğunu ama ileride bu konuda da bir çalışmanın yapılma ihtimalinin olabileceğini anlıyoruz.
Peki kredi kartında harcamaya kısıtlama konulması çok mu önemli?
Türkiye’de bu alanda bir risk mi var?
Öncelikle şunu söyleyeyim, sizin için uzun uzun istatistiklere de baktım.
Ama benim görebildiğim kadarıyla büyük risk diyebileceğimiz, bir kriz emaresi diyebileceğimiz bir durum yok.
Kredi kartıyla harcaması artmış evet, bu görülüyor.
Meraklısına ifade edeyim, her ay Merkez Bankası bu verileri düzenli bir şekilde yayınlar, alıp bakabilirsiniz.
Son bir yılda kredi kartı harcamaları yüzde 155 artmış. 19 Ocak 2024 haftasında kredi kartıyla 1 trilyon 172 milyar TL’lik harcama yapıldığı görülüyor. 19 Ocak 2023'te ise bu rakamın 459 milyar TL imiş.
Kredi kartı harcamaları artıyor, bu tamam da peki insanımız kredi kartı borcunu ödemiyor mu?
O konuyla ilgili de şunu ifade edebiliriz;
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) verilerine göre, kredi kartı borçluluğunda 2023 yılında artış var. 2022 yılında 446 milyar lira olan toplam kredi kartı borcu miktarı, 2023 sonunda 2,5 kat artarak 1,1 trilyon liraya ulaşmış.
Tamam artış var ama bu kriz denilebilecek düzeyde değil.
Kredi kartındaki artışın oranına yakın bir artış var borçlulukta da…
Netice ülkemizdeki hane halkları borçlarını ödüyor, borçlarına sadık.
Şunu da yazayım, bankalara da haksızlık yapmamak lazım, bankalar bonkörce limit artırımı yapmıyorlar.
Eğer düzenli ödeme yapmışsa müşteri, gelir gider dengesinde bir sıkıntı yoksa o oranda artış sağlanıyor.
Bununla birlikte Türkiye’nin kendi şartları var, kredi kartı kullanımını bankalar bir şekilde zaten sınırlıyorlar, siz ödemeyi geciktirseniz zaten kredi kartını bir daha kullanamazsınız.
Asgari ödeme miktarını ödeyip kullanabilirim, diyende bu süreci iki ay sürdürebilir, zira geçen aydan geçen borçlarla borç artışı sürekli artacağından asgari tutarı ödeme limitinizde artacak ve böylece iki ay sonra konu sürdürülemez hale gelecektir.
Kredi kartında sistem bellidir, öderseniz devam edebilirsiniz, yoksa en fazla bankayı bir defa kandırabilirsiniz, kartlarınız bloke yer ve siz başka bankadan da kredi kartı alamazsınız.
Durum budur.
Bir krizden bahsetmek mümkün değil sizin anlayacağınız, zira süreç sürdürülebilir durumda.
Türkiye’de sabit gelirli insanlarımız sıkıntı yaşıyor ama bununla birlikte de çok güçlü bir zengin kitle oluşuyor, doğal olarak da harcamalar artıyor.
Tabi zamları da düşünün, harcama şekli aynı olsa bile ürünün fiyatı arttığı için harcanan bedel de artıyor.
Aşırı gelişmeler bekleyenlerin tamamı spekülatif hareketlerden beslenenlerdir bunu unutmayın. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin uyguladığı ekonomi programının güçlü bir şekilde çalıştığını belirterek seçimden sonrası için ortaya atılan iddialar ile ilgili olarak "Biz vatandaşımıza da piyasalara da sürpriz yapmayacağız" açıklamasını yapıyor.
Daha ne desin bilmiyorum ki…
Dolarda yükseliş bekleyenleri de ciddiye almaya gerek yok, evet Türkiye biraz para sıklaşması süreci yaşayacak, bunu anlıyor ve görüyoruz, zira enflasyon tacirleri insanımızın kanını emiyor, bunu da görüyoruz zaten.
Ama bu TL’nin değer kaybetmesi ile doların aşırı değerlenmesi ile olacak bir konu da değil.
TL değer kaybederse zaten enflasyon yükselir, bunu nasıl izah edeceksiniz ya?
Paradan para kazananlara vergi konması gerekiyor, aşırı kazananlardan vergi alınmalı, çarşı, pazar, market kontrol altına alınıp aşırı artışlar engellenmeli, milletin kanının emilmesi önlenmeli ama unutmayın, akıllı da olmak gerekiyor, kimseye de prim vermeye de gerek yok.
Su akar Türkiye yolunu bulur, sıkıntı yok sizin anlayacağınız…
İBRAHİM YUMAKLI KONYA’DA KONUŞTU
Dün biliyorsunuz Tarım ve Orman Bakanımız İbrahim Yumaklı, Tarım Fuarının açılışına katılmak için Konya’ya geldi ve burada önemli açıklamalar da yaptı.
Özellikle son günlerde yoğun bir şekilde artan gıda fiyatları ile ilgili de Bakan Yumaklı, “Yaşanmış olan fiyat artışlarının sebebi üretim sıkıntısı değil. Bununla alakalı Ticaret Bakanlığımızla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Fiyatların suni bir şekilde yukarıya çıkarılmasıyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Ne hayvansal ne de bitkisel üretimde herhangi bir eksiklik söz konusu değildir. Fiyat artışlarına bu sebep değildir. Fahiş fiyat uygulamakla alakalı eylemle bulunanlara da gerekli yaptırımlar uygulanacaktır. Haksız kazanca yol açacak bir eyleme izin vermeyeceğiz.” şeklinde konuştu.
Ben Tarım ve Orman Bakanımız İbrahim Yumaklı’yı şahsen seviyorum zaten ve bu açıklamaları da önemli de burada asıl konu şu;
Millet hala kilosu 550 liraya et alıyor. Sorun ve stres burada. Bu konuyu çözmediğiniz sürece, bu marketlerdeki fiyatları yönetemediğiniz sürece çok açık yazıyorum, açıklamaların hiçbir anlamı olmuyor.
Enflasyon vampirleri milletin kanını emiyor ve bu sürece sadece açıklama ile Bakanlıklarımızın dahil olması bizleri mutsuz ediyor, sürecin ağırlığını görebildiğim kadarıyla tam olarak AK Partili dostlarımıza da Bakanlıklarımıza da anlatamıyoruz.
“Dip dalgası” nedir biliyor musunuz?
İnanın sürecin vatandaş açısında hiç şakası yok ve bu pahalılık “dip dalgası” oluşturuyor, belirtmek isterim.