Korona virüs hangi şehirde?

Seyfullah Koyuncu
Baştan beridir söylüyoruz, Türkiye Korona virüs konusunda en sağlam adımları atan ülkelerin başında geldi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Sağlık Bakanlığı’nın fedakar çalışanları bu konuda üzerlerine düşeni kusursuzca yerine getirdi.
 
Bu kadar çabaya rağmen ne yazık ki virüs ülkemizde de görüldü. Virüs, etrafımızdaki tüm ülkeleri sarmışken ve Türkiye, Avrupa’nın hub noktası konumundayken bu illete yakalanmamak zaten kaçınılmazdı. Fakat şükür ki tek bir virüs vakası görüldü şimdiye kadar. Dikkat ederseniz salgın değil, virüs diyorum.
 
Şuan için Türkiye’de sadece tek bir vaka var, dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi bir salgın durumu söz konusu değil. Bakan Koca da sık sık buna dikkat çekiyor ve virüsü almış olan kişinin kendisini ve ailesini karantinaya aldıklarını defaatle ifade ediyor.
 
Fakat sosyal medyada da etrafımdaki insanlarda da sık sık ortaya atılan iki konu var. Bunlardan birincisi: Bakan Koca, vakanın hangi şehirde görüldüğünü neden açıklamıyor?
 
Sebebi çok akıllıca ve basit aslında.
 
Düşünün ki virüs Türkiye’nin X şehrinde diye bir açıklama yapıldı. Sizce ortaya nasıl bir manzara çıkar?
 
Ben söyleyeyim.
 
X şehrindeki herkes, yaşadıkları X şehrinden toplu göç yapmaya başlar. Bilemeyiz, olur ya, virüs tespit edilen kişi bir şekilde daha önce bu göç yapan vatandaşlardan bazılarıyla tokalaşmış olsun ve onları da Korona virüsüne enfekte etmiş olsun. Ve enfekte olan bu kişlerin V, Y, Z şehirlerine giderek virüsü tek bir şehirden alıp koca bir ülkeye yaydığını düşünün.
 
Böyle bir manzara nasıl olur sizce? Allah göstermesin ortaya çıkabilecek bir sıkıntıyı sadece X şehrinde yönetmek mi daha kolaydır yoksa koca bir ülkede yönetmek mi?
 
Virüsün bizde 90 gün sonra görülmesinden dolayı bu konuda önemli bir tecrübe edinerek diğer ülkelerin yaptığı hatalara biz düşmüyoruz.
 
Bu hataya İtalyanlar düştü ve sonucunu hepimiz görüyoruz işte. Sahi ne yapmıştı İtalyanlar?
 
İtalya’da ilk Korona virüs vakası ülkenin kuzeyindeki Lombardia bölgesine bağlı Castiglione d’Adda kasabasından çıkmıştı. İtalyanlar, virüsün çıktığı ilk yeri ve diğer yerleri anlık olarak ülkeye ilan etti. Ortaya çıkan panik, ülkenin diğer bölgelerine bir göç dalgası başlattı. Virüsü taşıyan İtalyanlar, neredeyse ülkenin her bölgesine yayıldılar. İtalyan yetkililerin yaptığı bu hata büyük bir strateji yanlışıydı. Ve şimdi virüsle başa çıkamaz hale geldiler. Sonunda da tüm ülkenin şalterini kökten kapattılar.
 
Sağlık Bakanlığı’nın vakanın görüldüğü şehri açıklamamasındaki amaç, halkın paniğe kapılarak canlı taşıyıcı hale gelmemeleri ve virüsün hızla yayılmasının önüne geçmek. Ayrıca eğer il açıklanmış olsaydı, tüm sağlık dünyasının hassasiyeti sadece o vilayete yoğunlaşıp, diğer illerdeki tedbirleri de azaltabilirdi..
 
Sosyal medyada sık sık ortaya atılan ikinci konu ise: Bakanlık saklıyor, vaka sayısı çok daha fazla. Hatta ölenler varmış!
 
Şimdi sakin olup bir düşünelim. Gerçekten de böyle bir şey mümkün mü? Sosyal medyanın ve otokontrolün bu kadar güçlü olduğu bir dönemde hem de!
 
İlk olarak, virüs kapan kişi ya da o kişinin ailesi sosyal medyadan bu konu hakkında kesin paylaşım yapar. Onlar paylaşım yapmazsa teşhisi koyan doktor paylaşım yapar. Hadi o da yapmadı, o hastanede görevli hemşire, hizmetli, teknisyen gibi hiç mi çalışan yok yani?
 
Sağlık çalışanlarına haksızlık etmek istemem ama ne yazık ki insanımızın sosyal medya tutkusu bu boyutlarda.
 
Hadi bunların hepsini geçtim, bizim çok vatansever (!) Tabipler Odamız, Sol medyamız ve bunun gibi birçok kuruluşumuz var. Hayatta bu fırsatı tepmezler…
 
Ha şunu da söylemem lazım. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, virüsün ilk ortaya çıktığı andan itibaren kurduğu ‘Bilim Kurulu’nda diğer ideolojilerden de isimlere de yer verdi. Onlar da mı böyle bir oyun kurar yani? Koskoca Profesörler…
 
Devletin bir şey saklaması imkansız. Devletimize güvenmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Şuana kadar tespit edilen 1 vaka var ve o da karantina altında.
 
Eğer hastalığı kapıp farkında olmayan ve grip olduğunu sanıp evde tylolhot içerek kendi kendini tedavi eden varsa bilemeyiz. Ki bu yaşı genç olan ve bağışıklığı sağlam olanlar için mümkündür de bence. Onun dışında, bunda devletin ne suçu var? Sorumluluğun büyüğü biz vatandaşlarda!