Yeni dünya nasıl olacak?
Son günlerde liderlerden çokça duymaya başladığımız bir cümle ‘Yeni Dünya’ yani anlıyoruz ki bu virüs bir milat… Virüsten sonra muhtemelen hayatımızda çok şey değişecek. Ticari anlamda, sosyal anlamda bizi bekleyen değişiklikler olacak, bunları az çok tahmin edebiliyoruz. Peki, liderlerin beklediği değişiklikler neler? Küresel anlamda neler değişecek? Özellikle Amerika’nın içinde bulunduğu ekonomik durumun tek sebebi virüs mü?
Sorduğum soruların net cevapları bende yok. Ben yazılarımı yazarken aslında sizlerle sohbet eder gibi, dertleşir gibi yazıyorum. Olaylara bir gazeteci, bir iletişimci, bir reklamcı gözüyle bakarak kendimce yorumlamaya çalışıyorum.
Yine kendimce yorumlayayım…
Amerika ne kadar ‘en’ varsa kendinde toplayan bir ülke. En büyük ordu Amerika, en büyük ekonomi Amerika… En borçlu ülke Amerika… Tabi bu en’lerin çoğu gerçekleri örtme amacıyla yayılan halkla ilişkiler çalışmalarının bir parçası. Yani yine bir ‘en’ karşımıza çıkıyor. Evet, en yalancı ülke yine Amerika. Karşılıksız para basarak bile kapatamadığı borçları, ekonomiyle ve sosyal hayatla ilgili iç sorunları yani olumsuzlukları gündeme bile getirmemek için sürekli Ortadoğu ve güney Amerika ülkelerinden düşman yaratarak kendi halkını sürekli devletin yanında tutan koskoca bir balon ülke.
Son yıllarda balon öyle bir hale geldi ki artık ne üfleyenin nefesi yeterli geliyor ne de balonun içinde hava girecek yer vardı. Büyük bir savaş Amerika’yı rahatlatabilirdi. Nasıl mı? Borçlarını ödemez. Yancılığını yapan ülkelerin paralarına çöker. Askeri harcamaları bahane eder iç sorunları çözer. Savaş açtığı ülke ya da ülkelerden tazminat talep eder. Kendine göre yeni bir düzen kurabilir (mi?) Böyle olabilir miydi? Belki. Yani Amerika virüsten önce de enteresan ekonomik ve siyasal sinyaller veriyordu. Almanya ile olan çekişmeleri. Çin firmalarına yaptırım kararları. Arabistan gibi ülkelere tehditle silah satması. Afganistan’dan çekilme kararı. Seçimlerden beri Beyaz Saray’ın içinde yaşanan görev değişiklikleri, Pentagon’la Başkan arasında anlaşmazlıklar olduğu dedikoduları. Yani Amerika balonu patladı patlayacak derken Virüs geldi. Korona virüsüne Amerikan başkanının ısrarla Çin virüsü diyor olması da insanlığın sadece virüsle savaşmadığının bir kanıtı aslında. Amerika çok meraklı olduğu savaşı başlatamadı ama virüs sonrası için açılacak cepheleri de belirliyor bence. Yani balon patladı. Ama virüs yüzünden değil, bu balon zaten patlayacaktı virüs üflenen son nefes oldu.
Yeni dünyada Amerika’nın yeri acaba naslı olacak? Çin bu işin neresinde? Bu konulara ara ara dönelim…
Bireysel anlamda nelerle karşı karşıya kalacağız?
Virüs sonrası yaşayacağımız en büyük değişim dijitalleşme olacak. İnternet hayatımızın bir parçası olmaktan öteye geçerek hayatımızın nerdeyse tamamına yakınında ön planda olacak. Bu değişime ayak uydurabilmenin tek yolu var. Bilişim teknolojilerine yatırım yapmak.
Haftaya buradan devam edelim yazımıza inşallah.