Korona hakkında Konya’da neden herkes suskun?

Seyfullah Koyuncu
Başkan Uğur İbrahim Altay’ın çağrısıyla Konya’da bir farkındalık kampanyası başlatıldı.
 
Hedef, Konya’yı Korona listesinden düşürmek. Başkan Altay’ın çağrısıyla; dernek, oda, kurum, STK'lar ve bütün Konyalılar bu kampanyaya destek vermeye davet edildi. Başkan Altay’ın bu çağrısı mutlaka karşılık bulacaktır, bulmalı da!
 
Çünkü önümüz bayram, eğer şu 10 gün içinde bu karneyi düzeltemezsek; bayramdan sonra çok daha kötü günler bizi bekliyor olacak! Uğur İbrahim Altay’ın başlattığı kampanyayı çok daha önce başlatmamız gerekiyordu aslında. Geç kaldık!
 
Neyse en azından Başkan Altay’ın bu çağrısının etkileri şehirde kendini hemen göstermeye başladı gibi.
 
Koronavirüs tedbirleri kapsamında polis ekiplerinin denetimlerini sıkılaştırıldı. Polisi gören maskesiz vatandaşların kimisi maske takmaya çalıştı, kimisi de maskesini çenesinden yukarıya kaldırdı. Yanlış maske takanlar uyarılırken, maske takmayanlar hakkında tutanak tutuldu.
 
Öncelikle söylemem gerekir ki bu konuda güvenlik güçlerimiz ve Konya Valiliği kurallara uymayanlara fazla merhamet gösteriyor bence. Vatandaşın canını yakmak istemiyorlar belki de ama tavizsiz bir denetim şart. Yoksa kimsenin maske takacağı falan yok. Canını sevmeyenler en azından parasını seviyordur…
 
Konya ne yazık ki Koronavirüs ile ilgili hiç iyi bir sınav vermiyor.  Bunun yanında bir de ortalıkta dolaşan söylentiler almış başını gidiyor. Koronavirüs’ün yanında psikolojik bir salgınla da karşı karşıyayız.
 
Son günlerde birbirinden farklı bilgi ve haberler geçiyor elime. Kimisini teyit edebiliyorum, kimisinin üzerinde yüksek şüpheler var, kimisi de vatandaşın bize aktardığı bilgiler.
 
Farklı kaynaklardan bana ulaşan bilgileri paylaşıyorum;
 
Konya’da şuanda test kiti kalmadığı söyleniyor. Hastanelerde pozitif vaka olup evde istirahat verilen ve hiçbir önlem alınmadan evine gönderilen vatandaşlardan bahsediliyor. Testim pozitif çıktı, Parol verip eve yolladılar diyen de var, şahsi aracı olmadığı için hastaneden toplu ulaşımla evine gittiğini söyleyenler de var. Çalıştığı iş yerinde pozitif olduğu halde çalışmaya devam edenlerin olduğunu ifade eden de var.  Hastanelerde hiç yer kalmadı, çocuk hastaneleri bile sıkıntıda diyenler de ara ara mesaj kutularımızı tırmalıyor.
 
Bu bilgilerin bazılarını teyit edebildim, bazıları da şüpheli. Şehirde hiç kimse bu konularda bilgi paylaşımı yapmazsa olacağı bu tabi ki!
 
Konya sıkıntılı, Konya ilk beşte, Konya’da virüs yayılıyor, aman önlem alalım, aman kurallara uyalım, aman şöyle olur, veyahut böyle olur…
 
Herkes bu klişe cümleleri kurup duruyor. Vatandaşın da basının da risk faktörlerinden, riskin boyutundan, riskli bölgelerden, işleyişten doğru düzgün bilgisi yok.
 
Vatandaş da soruyor, biz de soruyoruz: Biz nerede, nasıl önlem alacağız. Nereye yakın duracağız, nereye uzak duracağız?
 
Yediğimizde, içtiğimizde, aldığımızda, sattığımızda veyahut başka bir şeyde bilmediğimiz bir sıkıntı mı var?
 
Hepsinden de öte 81 ilin içinde Konya neden bu kadar sıkıntılı? Durup dururken olmaz bu tablo. Bunun kesinlikle bir sebebi olmalı. Bizler de o sebebi bilmeliyiz ki ona göre davranmalıyız.
Şehirde hiç kimse bu bilgileri neden paylaşmıyor?
 
İl Sağlık Müdürlüğü ve sağlık otoriteleri başta olmak üzere konunun yetkilileri daha fazla bilgi paylaşımı yapmalı, vatandaşı yönlendirmeli.  Yoksa bu söylentiler nedeniyle hepimiz stresten öleceğiz zaten.
 
Şehirdeki bu suskunluk herkesi farklı söylentilere, hesaplamalara, düşüncelere itiyor. Bu sessizlik beni de yeni formüller geliştirmeye itti.
 
Pandemi süreci boyunca etrafımda yakınlık derecesine göre halkalar oluşturdum. Ölçütüme göre; uzaktan tanıdığım insanlara virüs bulaştığı haberi benim için 3. halkayı, akrabalarım ve komşularıma virüs bulaştığı haberi 2. halkayı, ailem ise son halkayı oluşturuyor.
 
Koronavirüs’ü bu halkaların hangisinde görürsem ona göre tavır almaya başladım. Ne yazık ki ilk 2 halkada da virüsü gördüm. Bu da beni, şehirde gerçekten de sıkıntı var anlamını çıkarmama itti.
 
Kimse açıklama yapmayınca böyle halkalarla, karelerle, üçgenlerle uğraşa uğraşa matematik profesörü olacağız bu gidişle…
 
Allah sevdiklerimizi korusun, son halkada bu illetle muhatap olmayı nasip etmesin bize.