KORKU SİSTEMİNDE SONA DOĞRU

Murat Can

Bir bina inşa ederken duyulan korkular ve endişeler yapının sağlamlığını artırırken ülke kurmak bunun tam tersi hususiyetleri içinde taşıyor.

Bir ülke inşa edilirken duyulan korkular yönetilen halkı mutlu etmek maksadından çok bir şekle sokmayı amaçlıyor.

Bizim ülkemizde de böyle olmuş. Her şeyden korkmuşuz.

Hilafetten korkmuşuz. Saltanattan korkmuşuz. Dinden korkmuşuz. Dahası malesef Anadolu'dan korkmuşuz.

Korkular ortaya garip bir devlet anlayışı ortaya çıkartmış.

Kendine has savunma mekanizmaları olan, yönetilen çoğunluğun hassasiyetlerinden uzak yöneten bir azınlık. Malesef devletimizin temel dinamiği adeta bu olmuş.

Yıllarca yönetilenlerin mutluluğu yâda memnuniyeti hiç önemsenmemiş. Bunun yerine devletin mevcut sistemiyle varlığını sürdürmesi esas alınmış.

Devlet batsın ama bizim istediğimiz gibi yönetilsin mantığı bir nevi

Kurucu irade bir yol çizmiş. Sonra gelenler bu yoldan ayrılmaya hiç.  Cesaret edememiş.

Bugün demokratik cumhuriyet diye bildiğimiz cumhuriyet aslında ve malesef azınlığın hani şu Beyaz Türkler denilen azınlığın menfaatine hizmet eden ve varlığını bu yolla korumaya çalışan garip bir sistem haline gelmiş.

Halkın iktidarlarına hep direnilmiş. "Hükümet olursunuz ama hükmedemezsiniz" denilmiş.

Olmadı türlü oyun ve operasyonlarla alaşağı edilmiş.

Kürt vatandaşlar bilerek bir projenin parçası haline getirilmiş.

Memleketin öz evlatları devlet sisteminden dışlanmış.

İktisadi hayat belirli zümrelerin tek eline verilmiş. Devletten alınan ihaleler paylaşılmış yine belirli isimlere gitmiş. Üstelik fahiş fiyatlara.

Zaman ilerledi. Dünya bir sıçrama yaşadı. Teknoloji inanması güç boyutlara uzandı. Kitle iletişim araçları ve beraberinde toplumsal aydınlanma tabi eğitiminde etkisiyle hızla yaygınlaştı.

Her seçimden önce yapılan operasyonlarla milletin tercihi yönlendiriliyordu. Toplum mühendisliği dediğimiz bu hadise etkisini yitirmeye başladı. Hatta Gezi olaylarında gördük ki mühendislik çalışması ters tepebiliyor artık.

İşte farklı oyunlarla yönlendirilen seçmen canına tak etti ve Milli bir Lideri Yani Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı Başbakan olarak seçti.

Sistemin derinlikleri pek çok ayak oyununu yine denedi. Suikaste kadar gittiler ama halk kazandı.

Evet, korkularımızdan arınma vakti geldi. MGK toplantılarında birinci tehlike Gericilik diye milletin değerlerini hedef alan kararların alındığı Türkiye'de artık halkın özgürlüklerinin önü açılıyor.

Yapılan her iş taktir edilmeli. Evet, belki başlangıç. Ancak bu güzel bir başlangıç.

Kendisini Alevi diye tanımlayanında, Kürt'ün de, gözü yaşlı başörtülünün de, Roman'ın da, Ermeni'nin de, Rum'un da Başbakanı olduğunu gösterdi Tayyip Bey bu paketle.

Korkularımızdan arınıyoruz. İşte birlikte Türkiye olmanın tadı özgür olmakla bir araya gelirse bu ülke bal kaymak olur. Teşekkürler Sayın Başbakan.