Konya’ya yazık oldu…

Seyfullah Koyuncu
Son zamanlarda yazdığım yazıların çoğunluğunu Koronavirüs salgını ile ilgili tespitlerim oluşturdu. Biz yaza yaza yorulduk, tahminimce siz de hep aynı şeyleri okumaktan sıkılmışsınızdır.
 
Koronavirüs süreci hepimizi bıktırdı.
 
Ama içinde bulunduğumuz durumun ciddiyeti her geçen gün arttığı için bu mesele dururken başka konulara değinmek pek de doğru olmazdı.
 
Acaba yarın bana virüs bulaşacak mı? diye düşünmeden edemiyorum.
 
Önlemleri daha da üst seviyeye çıkardım! Evden hiç çıkmıyorum desem yeri var. İşten eve, evden işe bir hayat tarzını hepiniz gibi ben de benimsedim. Dışarıda yemek yemiyorum, çok acil ihtiyaçlar olmadığı sürece markete gitmiyorum, toplu ulaşım kullanmıyorum, cenaze ve düğün gibi etkinliklere katılmadığımı da söylemiştim zaten.
 
Artık çift maskeyle gezer oldum. Ama nereye kadar kaçacağım bilemiyorum. Koronavirüs psikolojimizde de ağır tahribat oluşturdu özetle.
 
Paranoyaklaştık… Paranoyaklaşmayıp da ne yapacaktık ki?
 
Sağım solum önüm arkam sobe!
 
Sağlık Bakanlığı’nın uygulamasını açıp haritaya bakınca kıpkırmızı bir Konya tablosuyla karşılaşıyorum.
 
Karşı bina, yan dükkan, alt daire derken evimizin etrafını da sardı virüs.
 
Etrafımda virüsü kapmayan neredeyse kimse kalmadı. Şimdilik bizim eve uğramadı. Allah uğratmasın inşallah ama sanırım bu gidişle kaçışımız olmayacak gibi.
 
Sadece bu hafta 20 civarında tanıdığım Koronavirüse yakalandı.
 
Birçoğu, sık sık görüştüğüm insanlar. Sevdiğim insanlar için üzülüyorum, dualarım onlarla. Ama bu tabloyla ilgili olarak da birebir şahit olduğum çok önemli bir gerçek var.
 
Neredeyse hepsi ya düğünde ya da taziye evinde kaptılar virüsü. Hatta düğünde virüs kapıp da şuan entübe olan 3 tane tanıdığım var.
 
Konya’daki en büyük sorun kapalı alanlarda aile içi ilişkiler. Düğünler, düğün öncesi kına, çetnevir geleneği ve cenazelerdeki taziye işleri. Başkan Altay da teyit etmiş bu durumu…
 
Bunun önünü alamazsak çok daha vahim bir resimle karşı karşıya kalmaktan başka şansımız yok!
 
Geçtiğimiz günlerde İl Hıfzıssıhha Kurulu tarafından alınan düğün kısıtlaması bu sebeple çok önemliydi. Kısıtlama kararının çok geç alındığını da söylemeden geçemeyeceğim. Konya’da bu karar çok daha önce alınmalıydı.
 
Düğün salonu sahipleri ve evlenecek olanlar bunu dillendirdiğimiz için kızıyorlar ama tablo ortada. Başka çare yoktu!
 
Burada eleştirilmesi gereken, kısıtlama kararının pat diye alınıp 2 gün içinde uygulamaya sokulmak istenmesi bence. Kararın 1 hafta önceden alınıp duyurulması daha doğru olurdu. Düğün işleri uzun planlama gerektiren işler, günübirlik kararlar insanları mağdur etti. Düğün salonlarının yemek ve organizasyon planlamaları, düğün sahiplerinin davetli planlamaları bir anda sekteye uğratılmıştı. O yüzden düğün salonu sahiplerinin Konya Valiliği’ne yaptıkları serzenişe hak verdim. Sanırım o sebeple olacak ki bu hafta sonu Konya’da düğünler biraz esnek bırakıldı. Ama önümüzdeki hafta daha sıkı önlemler alınacaktır.
 
Özellikle bu hafta diğer alanlarda da çok sıkı tedbirler uygulanması lazım. Çünkü önümüzdeki günler Konya açısından çok daha zor olacak.
 
Okulların açılmasına çok az kaldı. Konya’da binlerce çocuk sokaklara dökülecek. Bunun yansıması olarak servis taşımacılığı, yemekhaneler, okul alışverişleri, kantinler, çarşı, pazar çocuklarla dolacak. Semptom göstermeseler bile taşıyıcı olma ihtimalleri çok büyük.
 
Dolayısıyla devasa bir çığın altında kalmamak için okullar açılana kadar bir şekilde bu kötü tabloyu düzeltmemiz lazım!
 
Yoksa Konya’ya yazık olacak!