Konya özellikle son 15 yılda tarımda, sanayide büyük gelişim gösterdi.
Türkiye ekonomisi ve ihracat oranlarına katkısı da gözler önünde. Selçuklunun başkenti Konya tarihi ve turistik yerleriyle ön planda olan bir il.
Fakat bunları bilen ve sadece görmeyen gelen Mevlana Müzesi dışında bir yer maalesef yok.
Her ne kadar 2016 yılında Türkiye bir darbe girişimi yaşasa da dünyada turist çeken ilk 10 ülkeden biri.
Fakat bu turistler genelde tercihlerini deniz, kum ve güneşten yana kullanıyor. Konya’nın da içinde bulunduğu İç Anadolu Bölgesi ise termal, kültür ve inanç turizmi ön plana çıkıyor.
Konya’nın o kadar güzel yerleri ve yapılması gereken projeleri varken Konya turizmi sadece Mevlana Müzesi’ne bağlı görünüyor.
Her ne kadar Mevlana Müzesi ile dünyanın dört bir yanından ziyaretçi çekse de farklı çalışmalar ile bunun çeşitlendirilmesi gerekiyor.
Bunu sadece Konya merkezli düşünmemek lazım. Konya’nın turist çekebilecek birçok taşra ilçesi var.
Kültürel anlamda gelişim taşradan da başlamalı.
Yapılacak geniş kapsamlı projelerle Konya, ilçeleriyle kültürel anlamda gelişim sağlayabilir.
Mesela yurt içi ve yurt dışından fotoğraf sanatçılarının dikkatini çeken Tuz Gölü turizm açısından değerlendirebilir.
Yine insanlığın ilk yerleşim yeri olan Çatalhöyük’te gerekli çalışmaların yapılmasıyla birlikte ziyaretçi patlaması olabilir.
Yine Beyşehir tarihi ve doğal güzellikleriyle bir kitle oluşturabilir.
Konya Türkiye’nin tarımdaki kalbi durumunda. Örneğin bir Tarım Müzesi yapılabilir.
Bunu da Konya tarımının göz bebeği Altınekin’de eski kamyonlardan, eski traktörlerden ve tarım aletlerinden oluşan bir tarım müzesinin ilgi çekeceğini düşünüyorum.
İçeriği daha da genişletilebilir.
Bu müzenin istenilirse dünyanın en dikkat çekici müzesi haline bile getirilebilinir.
Örnekleri daha da çoğaltabiliriz.
Bu ve bunun gibi birçok projede Konya’nın ve ilçelerinin daha tanınıp gelişmesine katkı sağlayacağı kesin.