Türkiye’nin en çok ziyaret edilen müzesi neresi diye sorsanız sokaktan geçenlere, tahminimce yüzde 90’ı Topkapı Müzesi der.
Oysa Türkiye’nin en çok ziyaret edilen müzesi olan Mevlana, geçen seneki rekorunu şimdiden kırdı bile.
Konya, Şeb-i Arus Törenleri nedeniyle oldukça yoğun günler geçiriyor.
Misafirlerimiz bol maşallah.
Her şey iyi güzel de, bu ziyaretlerin katma değeri Konya için yeterli mi?
O tartışılır tabi ki…
Yakın zaman önce Turizm ve Kültür Müdürü Abdüssettar Yarar’la bu konuyu konuşmuştuk.
Bu konuda Konya’daki tüm kurumların çok çaba sarfettiğini ifade etmişti bana.
Türkiye’nin en çok ziyaret edilen müzesi Mevlana ama oteller her zaman da tıka basa dolu değil ne yazık ki demiştim…
Konya’ya gelen ziyaretçiler konaklamayı çok tercih etmiyormuş.
Yani Mevlana’ya yapılan ziyaretler esasında günübirlik.
Tabi bunda, belediyeler tarafından organize edilen günübirlik gezilerin etkisinin çok olduğunu düşünüyorum.
Yine özellikle turlar vasıtasıyla Antalya-Denizli-Nevşehir üçgeninde Türkiye’yi tanımaya çalışan turistlerin yol üzerindeki Konya’ya da uğramadan geçmemesi etkili oluyor.
Bu kafileler de geçerken uğruyorlar Mevlana Müzesi’ne.
Turistlerin bir gece ya da daha fazla konaklaması ve Konya’da bol bol alışveriş yapması için çok daha fazla şeyler yapmak gerekiyor diye düşünüyorum.
Özellikle Uzakdoğulu misafirlerimize hitap edecek daha fazla yatırım yapılabilir Konya’da.
Bu konuda resmi kurumlarımız üzerine düşeni nispeten yapıyorlar, fakat özel sektörün de bu konuda bir şeyler yapması güzel olurdu aslında.
Ne bileyim, belki bir Çin Lokantası ya da Japon Mutfağı’ndan bazı tatlar…
Yerli turistlerin de merakını cezbeder aslında bu fikir.
Ben denemek isterim mesela...
Konyaspor’un fırtına gibi estiği 2. Aykut Kocaman döneminde, sol bek Barry Douglas sormuştu Twitter’da; ‘Konya’da suşi yiyebileceğim bir yer var mı?’ diye.
Komik gelmişti bu soru o zaman aslında birçok Konyalı için, dalga geçenler olmuştu; ‘Etlekmek var neyine yetmez’ diye.
Abi ama adam haklı bence.
Konya en çok Çinli turistleri ağırlıyor TÜİK verilerine göre.
Mevlana Müzesi’ne gelip iki fotoğraf çekip gitmesin turistler.
Böyle engin bir kültürün, ekonomik geri dönüşü de olmalı ama değil mi…
Bu konunun ekonomisini de düşünmek zorundayız.
Bakın mesela Fransa’ya… Anlamsız bir Eyfel Kulesi’nden milyar eurolar kazanıyor.
Bir bardak su 20 eurodan satılıyor.
Şu sıralar Şanzelize Caddesi’nde, Eyfel’de ve Elyssee’de yer yerinden oynuyor.
Adamların ekonomisi alarm vermeye başladı iki gün içinde.
Çünkü turizmin katma değeri çok yüksek onlarda.
Bu konuda bizim de yapacak çok şeyimiz var.
Kurumlarımız daha fazla üzerine titremeye başlayacaklar inşallah bu organizasyonların.
Yani aslında bir organizasyon tecrübesi ile yürüyor bu iş. Başaracağız inşallah.
Özel sektörü bu işlere daha fazla ortak etmek gerekir diye düşünüyorum…