Konyaspor Kulübü Başkanı Fatih Özgökçen ve yönetim kurulu üyeleri, geçtiğimiz gün spor basını ile bir araya gelerek 1 yıllık dönemi kamuoyu ile paylaştılar.
Takımın bu seneki başarılı grafiği nedeniyle doğal olarak Başkan Özgökçen’in heybesi doluydu. Başkan, kulübün gelecek planlarından tutun da borç yönetimine ve transferlere kadar pek çok konuya kendinden emin bir şekilde açıklık getirdi.
Neredeyse her kulüp yönetiminin, kendinden önceki dönemi kötülediği ya da başarısızlığa, ‘enkaz devraldık’ diyerek kılıf uydurduğu bir yönetim anlayışından uzak olan Fatih Özgökçen, doğru hamlelerle başarıyı elde etti ve basının önüne çok daha güçlü bir şekilde çıktı.
Bu sebeple de şeffaf bir şekilde olan biteni anlattı, sorulan sorulara net cevaplar verdi.
Göreve geldiklerinden bu yana 220 milyon TL gibi devasa bir borç ödediklerini de söylemek durumunda kaldı.
Çünkü bu borç yükü, öyle hafife alınacak bir durum değildi. Ve bu borç yükünün başarılı bir şekilde yönetilebilmiş olması da övünçle anlatılmaya değerdi. Başkan Özgökçen de bunun haklı gururunu yaşıyor doğal olarak.
Tabi bu borç yükünün def edilmesinde; takımın başarılı bir grafik izlemesi, kulüp yönetimi ile diğer profesyonellerin doğru insanlardan oluşması, Konyaspor markasının hak ettiği şekilde pazarlanması ve projelerin de zamanında tamamlanması kritik rol oynuyordu.
Başkan Özgökçen ve yönetimi bu başlıkların neredeyse tamamında çok doğru hamleler yaptılar. Nihayetinde de ortaya güçlü bir Konyaspor çıktı.
Özgökçen yönetiminin istediği ölçüde hamle yapamadığı tek alan, Konyaspor markasının pazarlanması noktasındaydı. Bu başlıkta da herkesin bildiği gibi sorumluluk aslında kendilerinde değildi. Geçmişte imzalanan bazı sözleşmeler nedeniyle tam anlamıyla gelir getirecek bir adım atılamamıştı.
Sözleşmenin sona ermesiyle, nihayet bu noktada da Özgökçen yönetiminin eli rahatladı.
Özgökçen’in söylediğine göre isim sponsorluğu için şehir dışından bazı teklifler varmış.
Bütün Konyasporlular gibi Başkan Özgökçen de Konyaspor'un hiçbir isim sponsoru olmadan ‘Konyaspor’ ismiyle yer almasının daha anlamlı olacağını düşünüyor.
Ama buradaki istisnanın, hatırı sayılı bir gelir getirecek isim sponsoru olursa değişeceğini vurguluyor.
Ben de bu noktada Başkan Özgökçen’e katılıyorum. Konyaspor markasının öyle çok ucuza verilmemesi gerekiyor. Geçmişte yapılan başarısız anlaşmalardan ders almak gerekiyor.
Özellikle Konya’da faaliyet yürütüp Konyaspor markasıyla birlikte ulusal anlamda isim yapacak olan yerel firmalarla hatır gönül ilişkisi üzerinden gidecek anlaşmaların Konyaspor’a hiçbir faydası olmuyor.
Konyaspor’a bugüne kadar destek veren firmaların elbette bir ayrıcalığı olmalı ama sırf yerel milliyetçilik uğruna da profesyonellikten kopmamalı diye düşünüyorum.
Neyse, bu konu daha önce defalarca konuşuldu, tartışıldı. Daha fazla uzatmadan bir de Özgökçen yönetiminin transferlerle ilgili karnesine geçelim.
Konyaspor’un bu seneki başarılı performansı nedeniyle hepimiz şampiyonluk hayalleri kurmuştuk. Oynanan oyun, saha sonuçları, taraftarın psikolojisi tamamen buna hazırdı. Bu sebeple de devre arasında Konyaspor’un kadroya takviye yapması yönünde önemli bir baskı oluştu.
Fakat Özgökçen yönetimi o dönem işi ağırdan aldı, transferin ‘elzem’ olmadığını söyledi.
Taraftarlar ve bir kısım medya bunu çok eleştirdi, Özgökçen’e çok yüklendiler.
Ben bu konuda Fatih Özgökçen’e hak verdiğimi söylemeliyim. Çünkü devre arası transferlerde başarı oranı çok düşük oluyor genelde. Bir de bu kadar borç yükünün altına giren bir kulübün, devre arası gibi kısa ve zor bir dönemde gözünü karartıp borca batarak transfer yapmasının uzun vadede kulüpleri ne hale getirdiğini İstanbul takımlarından çok iyi biliyoruz.
Aynı Özgökçen’in daha transfer sezonu bile başlamadan 5 oyuncuyu hem de neredeyse hiç bonservis ödemeden takıma kazandırdığına da bugünlerde şahit oluyoruz. Dikkatinizi çekerim, daha transfer sezonu başlamadan yapıldı bu transferler. Hem de öyle beklenti altı, kalitesiz isimler de değil.
Transfer edilen yerli oyuncular da yabancı oyuncular da İstanbul takımları ile anılan kaliteli isimler. Bu isimler öyle 3 günlük çalışmayla falan ikna edilip imza aşamasına getirilemez.
Belli ki burada uzun vadeli bir çalışma söz konusu.
Devre arası transfer çalışmasını düşük tutan Özgökçen ve yönetimi asıl hazırlığı sene sonuna yapmış. Aslında bu, dengeli büyüme açısından çok değerli.
Ülkeler, şirketler, hatta tarladaki bir karpuz bile dengesiz büyürse ya içi kof olur ya da sonradan çürür. Bunu günlük hayatta şu an bile yaşıyoruz zaten. Uzun vadeli başarı için hem dengeyi hem de hedefi gerçekçi tutmalısınız.
Başkan Özgökçen de bunu yaptı.
Tabi buradan İlhan Palut’un başarısını da göz ardı edemeyiz. Başkan Özgökçen’in en büyük şanslarından biri de böyle kaliteli bir hocayla çalışmak olsa gerek.
Başkanın bir diğer stratejik ve doğru hamlesi de bence Mustafa Göksu başta olmak üzere kulüp profesyonellerine güvenidir. İşi bilene bırakınca transferler de doğru yapılıyor saha başarısı da zaten geliyor.
Son olarak, Konyaspor markasının gölgesinde soluklanan değil; köklerine güç veren bütün firmalara, markalara ve isimlere teşekkür etmek lazım.
Bu markalara en güzel örneklerden biri de geçtiğimiz akşam Başkan Özgökçen’in çağrısıyla büyük bir jest yapan Ekrem Coşkun’du.
Konyaspor’un 100. Yıl Festivali boyunca etliekmek fiyatlarını 45 TL’den 19.22 TL’ye indirerek büyük bir jest yapan Ekrem Coşkun da böyle bir ekonomik piyasada üzerine düşenin hayli fazlasını yapmış oldu. Tebrikler.