Konyaspor’un teknik direktörü olmak oldukça zor bir iş. Çelik gibi sinirlerin olması lazım. Her an seni kapı önüne koyabilirler. Sen rakip takımı analiz için maç izlerken yerine gelecek teknik direktörü bile belirlemiş olabilirler. Stanojevic’in geçen yıl kafası rahattı. Konyaspor yönetimini Türkiye ‘deki futbol iklimini tanımıyordu. Tanıdıkça nereye düştüğünü anlamış olacak ki geçen sene ki rahatlığı yok. İlhan Palut gibi belki kulüp tarihindeki en başarılı iki hocasında birini gözünü kırpmadan kapı önüne koyan yönetimin kendisinin gözünün yaşına bakmayacağını biliyor olmalı.
STANOJEVİC TOPUN AĞZINDA
Stanojevic iki kötü sonuçta kapı önüne koyulacağını bildiği için Rizespor mağlubiyetinden sonra farklı arayışlar içine girdi. Ankaragücü maçında ve Beşiktaş maçlarında beşli savunma üç savunmacı orta saha oyuncusu ile sahaya çıktı. İlk dört hafta oyun olarak Konyaspor ışık vermiyordu. Özellikle kaleci Sehiç’in gidişiyle savunmadan oyun kurma anlayışı bir kenara bırakıldı. Geçen sezon kısmen İlhan Palut’un sistemi üzerine devam eden bir takım vardı. Bence hocanın geçen seneki oyun anlayışı üzerinde devam etmesi gerekiyordu. Stanojevic hoca bu sezon pas oyununu terk ederek doğru bir iş yapmadı. Eldeki kadronun pas oyununu oynayamayacağını düşünüyor olabilir. Ancak bu beşli savunma anlayışında ısrar edecek mi orası da şüpheli.
TARAFTARI TRİBÜNDEN KİBARCA KOVMAK
İlk dört haftada Konyaspor sekiz puan yaptı. İlhan Palut’u kovduktan sonra taraftarı da tribünden kovan yönetim sekiz puan sonunda bir özgüven patlaması yaşadı. Taraftarı tribünleri çağırmaya başladı. Oysa oyun olarak Konyaspor ışık vermiyordu. Rize mağlubiyetinden sonra yine “istifaya davet “ heyulasına kapılan yönetim Beşiktaş maçında bilet fiyatlarını roketleyerek tribünlere “maça gelmeyin” mesajı verdi. Beşiktaş maçındaki boş tribünler taraftarın mesajı aldığını gösteriyordu. Konyaspor yönetimi işler iyi gidiyorsa taraftarı tribünde istiyor. Kendisine tepki yönelmesi ihtimali doğduğunda ise taraftarın tribüne gelmemesi için elinden geleni yapıyor.
ŞANS KONYASPOR’UN YANINDA DEĞİLDİ
Boş tribünler önünde iyi futbol oynanmadı. Beşiktaş şut atmadan Uğurcan’ın kendi kalesine attığı golle ilk yarıyı önde tamamladı. Fatura Uğurcan’a kesildi ve Stanojevic hoca Uğurcan yerine Prip’i oyuna alarak dörtlü savunmaya döndü. Bu değişikliğin bir etkisi olup olmadığını göremeden Oğulcan (ki düdükten sonra topa vurması amatörce bir davranış) kırmızı kart görünce oyun aslında bitti. Tabi pozisyon öncesinde Abubakar’ın elle oynama pozisyonu var. Penaltı mı, el topa gitmiyor, oyuncu elini topa dokunmamak için geri çektiği için ve kol bitişik olduğundan yeni kurallara göre penaltı değil. Son dakika da Onur Yunus’a önce sarılmayı denedi. Ancak sonra eylemini tamamlamadan Yunus’u bıraktı. Yunus ise topa vurmak yerine kendini yere bırakmayı tercih etti. Penaltıdan daha net pozisyon dokunsan gol olacak, neden kendini yere bırakıyorsun?