Ankaragücü galibiyetiyle üzerindeki ölü toprağını atıp camiaya umut saçan Konyaspor, rakiplerinin de kaybetmesiyle birlikte, Beşiktaş’a karşı “sürpriz” yapıp düşme hattından biran önce uzaklaşmanın hesaplarını yapıyordu.
Her maça final havasında çıkan takımımız Beşiktaş deplasmanında da son haftalardaki savunma öncelikli futbolundan taviz vermedi normal olarak. Çünkü bize oyundan çok puan lazımdı yenilecek bir gol zaten psikolojik olarak kırılgan olduğumuz haftalarda herşeyi mahvedebilirdi. Her ne kadar maçın ilk 20 dakikasında topun kontrolü %22’ye % 78 gibi bir oranla bizde olsada hücumda çok etkili değildik ve pozisyonda üretmedik. Açıkçası ilk yarıdaki oyun anlayışımız öncelikle rakibi durdurmak üzerine kurgulanmıştı.
GOLDEN SONRA DAĞILDIK
Malesef ilk yarı itibariyle maç istediğimiz gibi ilerlerken ikinci yarının hemen başında yediğimiz saçma sapan gol her şeyi alt üst etti. Takım bu gole reaksiyon vermek bir yana saha içindeki tüm organizasyonunu kaybetti ve oyun disiplininden koptu. Rakibe tehdit oluşturmaktan uzak durağan oyunumuz bizi dakika dakika geriye doğru itti. Yediğimiz ilk golden sonra sahadaki görüntümüzle artık dilimize pelesenk olan ve cümle içinde sıkça kullandığımız mental çöküşün ne olduğunu gözümüzle bir kez daha görmüş olduk. Bu tip kritik maçlarda hemde İstanbul gibi zor deplasmanlarda kalende golü gördüğün an çözülme kaçınılmazdır. Normal şartlarda sezon başı puan hesabı yaparken bu tür deplasmanlara sıfır yazılır lakin ligdeki konumumuz itibariyle bu maçla ilgili beklentiye girmiştik fakat olmadı. Bu saatten sonra ah vah etmenin geride kalan maçın etkisinde kalmanın hiç bir anlamı yok. Biran önce Hatayspor maçına odaklanıp bu maça en iyi şekilde hazırlanılmalı. Özellikle bu süreçte içeride kaybedilecek bir puana dâhi tahammül yok.